İç tabiatın düzenlenmesi

Bu yazımızda Allah korkusundan, Rahmanî benlikten ve iç tabiatımızı ilgilendiren ayet-i kerimelerden bahsedeceğiz. Allah'ın yardımı o kimseler üzerinedir ki; her yaptıkları işte O'nun rızasını gözetmeye çalışırlar. Allah (c.c.) doğruların yardımcısıdır ve sabredenlerle beraberdir.İnsan başarmak istediği her güzel iş ve hedef için öncelikle dua etmelidir, sabrederken dua etmelidir, tedirginlik halinde dua etmelidir. Çünkü güzellikler kolay ele geçmez.İnsanoğlu başına bir zorluk geldiğinde  "Acaba nerede hata yaptım?" sorusunu sorar, davranışlarını bir gözden geçirir, genellikle de hatasını fark eder. Böylece kendi kendisini terbiye eder. Tabii aslında bu terbiyeyi sağlayan ruh-i sultan dediğimiz Rahmani benliktir.  Rahmani benliğin beslendiği kaynak ise Allah korkusu ve Allah muhabbetidir. Haşr suresinde şöyle buyrulur: "Ey müminler Allah'tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına baksın." Bakara sûresinde ise; "İçinizde olanı Allah'ın bildiğini bilin de O'ndan çekinin" buyrulmaktadır.Zaten bizler içimizde olanı Allah'ın bildiğini bildiğimiz için kendimizi terbiye etme ihtiyacını duyarız. Tabii ki her fiilin gerçek faili Allah (c.c.) olduğu için bizleri de hakikatte terbiye eden Allah'tır. "And olsun ki insanı biz yarattık, nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz" (Kaf, 16) İnsan nefsi ona neler fısıldamaz ki; önemli olan bu fısıltılara rağmen doğru yol üzerinde yürümeye devam etmektir. Doğru yoldaki yürüyüşümüzü sağlayabilmek için Rahmani benliğimizin sesine kulak vermeli ve Rahmani benliğine kulak veren insanlarla arkadaş olmalıdır."Aslında bütün kainatın emrine sunulduğu insanoğlu kendi içinde en yüce ayetleri barındırmaktadır. Zira insanoğlu eşref-i mahlukattır (Yaratılmışların en şereflisidir ) Onun delil ve hikmet cephesi, diğer mahlukatın delil oluşundan daha açık ve daha yücedir. Bu sebeple kul, kendini tanıdığı, kendini yakaladığı, kendini muhasebe edebildiği nispette ilahi fuyuzata (feyzlere) mazhar olur, kul olma yoluna girer. Şüphesiz örnek insanın yetişmesinde de ilk adım insanın kendisinde başlar. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.) insanın iç tabiatının Hakk'ın kudreti ile mamur olması noktasında irşad ve hizmetlerini yoğunlaştırmışlardır." (İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş, s.89)