Ömer Seyfettin'in 1918'de yayınladığı "Ashab-ı Kehfimiz" adlı eserinde verdiği bilgilere göre İkinci Meşrutiyet ilan edildikten sonra kozmopolit, din ve milliyet kaydını yok sayan bir kısım milliyetsiz Osmanlıcılar dinlerin, etnik toplulukların barıştığını, Papazların, hocalarla öpüştüğünü, asırlarca birbirlerinin kanlarını emen, gözlerini oyan unsurların kol kola oynadığını belirtmişler, doğan hürriyet güneşini alkışlamışlar. O gün Ermeni'nin, Rum'un, Arnavud'un, Sırb'ın, Bulgar'ın, Arab'ın, Türk'ün, Kürd'ün kalbinin 'Hür Osmanlılık' için çarptığını belirtirler. Güya Beyoğlu'ndaki, Tepebaşı'ndaki gösteriler Rumların ne kadar Osmanlılığa âşık, ne kadar sadık olduklarını açıkça göstermiş. Dil ve diğer meseleleri açılacak Millet Meclisi'nde milletvekilleri adalet dahilinde halledeceklermiş. İkinci Meşrutiyet dönemi Osmanlıcıları böyle gerçekçi temeli olmayan, içi boş hayallerle avunmuşlar, ama sonunda 1912 Balkan Savaşlarıyla Hristiyan unsurlar, 1914 Birinci Dünya Paylaşım Savaşı sonucunda da Araplar, Osmanlı Devleti'nden ayrılmışlar. Yani dinleri, etnik yapıları, dilleri, coğrafyaları farklı insan topluluklarını tek bir millet yapalım, bu milletin adı da "Osmanlı milleti" olsun hayalinin somut bir karşılığı olmamış. Tarihte bunu tecrübe etmişiz ve başarısızlıkla neticelenmiş. Sonunda verilen büyük bir Millî Mücadele sonucu tam bağımsız millî Türk Devleti kurularak gerçek bir millet ve gerçek bir devlet ortaya çıkmıştı.Şimdinin AKP kaynaklı Yeni Osmanlıcıları, aynı filmi başa sararak aynı hayali dillendiriyorlar. Denenmiş ama başarılı olmamış bir ham hayali şimdi gâvurun vesayetinde yeni bir projeymiş gibi yeniden piyasaya sürüyorlar. İkinci Meşrutiyet dönemi Osmanlıcılık fikrinden en çok fayda görenler, Türk dışındaki unsurlar olmuştu. Onlar, kendi milliyetçiliklerini güçlendirerek ayrı devlet oldular. O zaman fayda yerine zarar gören sadece Türkler olmuştu. Şimdinin Yeni Osmanlıcıları aynı saçma sapan fikirleri ileri sürerek ve bu fikirler doğrultusunda politika yaparak Türklerin aleyhine, ama başka unsurların lehine çalışıyorlar. Bu yeni Osmanlıcı politikanın himayesinde PKK, Kürt ırkçılığını iyice azıttı ve kademe kademe ayrı bir devlet yapılanmasına doğru gidiyor. Yani "Yeni Osmanlıcılık" fikriyle Türkleri etkisizleştirerek, Türklerin Türklüğünü yok ederken, öbür taraftan demokrasi adına PKK kaynaklı Kürt ırkçılığını hoşgörü ile, himaye ile iyice azdırmış durumdadırlar. Onun için Türk millet ve devlet birliği için en önemli tehdit ve tehlikelerden birisi bu AKP kaynaklı "Yeni Osmanlıcılık" politikalarıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015