İklim Krizi Hayatı Tehdit Ediyor
Dünya ısınıyor. Ama bu sadece buzulların erimesi ya da deniz seviyesinin yükselmesiyle sınırlı değil. Artık iklim değişikliği, doğrudan insan sağlığını tehdit eden bir kriz haline geldi
27.06.2025 15:31:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Dünya ısınıyor. Ama bu sadece buzulların erimesi ya da deniz seviyesinin yükselmesiyle sınırlı değil. Artık iklim değişikliği, doğrudan insan sağlığını tehdit eden bir kriz haline geldi. Kuraklıklar, seller, sıcak hava dalgaları ve artan hava kirliliği; sadece çevreyi değil, bedenlerimizi de hasta ediyor.
Sıcaklık Artışıyla Gelen Sessiz Salgınlar
Son yıllarda dünya genelinde sıcak hava dalgaları daha sık ve daha şiddetli yaşanıyor. Bu durum, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Aşırı sıcaklar, kalp krizi, inme ve solunum yolu hastalıklarında artışa neden olurken, aynı zamanda uyku bozuklukları ve zihinsel yorgunluk gibi daha az görünür etkiler de yaratıyor.
Yeni Coğrafyalarda Eski Hastalıklar
İklim değişikliği, sivrisinek gibi hastalık taşıyıcılarının yaşam alanlarını genişletiyor. Bu da sıtma, dang humması ve Zika gibi tropikal hastalıkların daha önce görülmeyen bölgelerde ortaya çıkmasına neden oluyor. Artık bu hastalıklar sadece Afrika ya da Güney Amerika'nın sorunu değil; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgeleri de risk altında.
Gıda Güvencesi ve Beslenme Krizi
Kuraklıklar ve aşırı hava olayları, tarım üretimini doğrudan etkiliyor. Bu da gıda fiyatlarının artmasına, besin değerinin düşmesine ve yetersiz beslenmeye yol açıyor. Özellikle düşük gelirli ülkelerde çocuklar, protein ve vitamin eksikliğine bağlı gelişim bozukluklarıyla karşı karşıya kalıyor.
Zihinsel Sağlık da Tehlikede
İklim krizinin sadece fiziksel değil, psikolojik etkileri de derinleşiyor. Afetler sonrası yaşanan travmalar, yerinden edilme korkusu, geleceğe dair belirsizlik ve "iklim kaygısı" adı verilen yeni bir psikolojik durum, özellikle genç kuşaklar arasında yaygınlaşıyor. Bu durum, depresyon ve anksiyete vakalarında artışa neden oluyor.
İklim değişikliği, sağlık sistemleri üzerinde de baskı oluşturuyor. Artan hasta yükü, altyapı yetersizlikleri ve afetlere karşı hazırlıksızlık, birçok ülkede sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde bu durum, sağlık eşitsizliklerini daha da derinleştiriyor.
Çözüm: Yeşil Sağlık Politikaları ve Dayanıklı Sistemler
İklim krizine karşı mücadele sadece çevre politikalarıyla sınırlı kalmamalı. Sağlık sistemlerinin iklim dostu hale getirilmesi, erken uyarı sistemlerinin kurulması, afet sonrası psikososyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve sağlık çalışanlarının bu yeni risklere karşı eğitilmesi gerekiyor.
İklim değişikliği artık uzak bir çevre sorunu değil; bedenimizde, ruhumuzda ve toplumlarımızda hissedilen bir gerçeklik. Bu nedenle sağlık politikalarının merkezine iklimi yerleştirmek, sadece bugünü değil, geleceği de korumak anlamına geliyor. Çünkü sağlıklı bir gelecek, ancak sağlıklı bir gezegenle mümkün.
Sıcaklık Artışıyla Gelen Sessiz Salgınlar
Son yıllarda dünya genelinde sıcak hava dalgaları daha sık ve daha şiddetli yaşanıyor. Bu durum, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Aşırı sıcaklar, kalp krizi, inme ve solunum yolu hastalıklarında artışa neden olurken, aynı zamanda uyku bozuklukları ve zihinsel yorgunluk gibi daha az görünür etkiler de yaratıyor.
Yeni Coğrafyalarda Eski Hastalıklar
İklim değişikliği, sivrisinek gibi hastalık taşıyıcılarının yaşam alanlarını genişletiyor. Bu da sıtma, dang humması ve Zika gibi tropikal hastalıkların daha önce görülmeyen bölgelerde ortaya çıkmasına neden oluyor. Artık bu hastalıklar sadece Afrika ya da Güney Amerika'nın sorunu değil; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgeleri de risk altında.
Gıda Güvencesi ve Beslenme Krizi
Kuraklıklar ve aşırı hava olayları, tarım üretimini doğrudan etkiliyor. Bu da gıda fiyatlarının artmasına, besin değerinin düşmesine ve yetersiz beslenmeye yol açıyor. Özellikle düşük gelirli ülkelerde çocuklar, protein ve vitamin eksikliğine bağlı gelişim bozukluklarıyla karşı karşıya kalıyor.
Zihinsel Sağlık da Tehlikede
İklim krizinin sadece fiziksel değil, psikolojik etkileri de derinleşiyor. Afetler sonrası yaşanan travmalar, yerinden edilme korkusu, geleceğe dair belirsizlik ve "iklim kaygısı" adı verilen yeni bir psikolojik durum, özellikle genç kuşaklar arasında yaygınlaşıyor. Bu durum, depresyon ve anksiyete vakalarında artışa neden oluyor.
İklim değişikliği, sağlık sistemleri üzerinde de baskı oluşturuyor. Artan hasta yükü, altyapı yetersizlikleri ve afetlere karşı hazırlıksızlık, birçok ülkede sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde bu durum, sağlık eşitsizliklerini daha da derinleştiriyor.
Çözüm: Yeşil Sağlık Politikaları ve Dayanıklı Sistemler
İklim krizine karşı mücadele sadece çevre politikalarıyla sınırlı kalmamalı. Sağlık sistemlerinin iklim dostu hale getirilmesi, erken uyarı sistemlerinin kurulması, afet sonrası psikososyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve sağlık çalışanlarının bu yeni risklere karşı eğitilmesi gerekiyor.
İklim değişikliği artık uzak bir çevre sorunu değil; bedenimizde, ruhumuzda ve toplumlarımızda hissedilen bir gerçeklik. Bu nedenle sağlık politikalarının merkezine iklimi yerleştirmek, sadece bugünü değil, geleceği de korumak anlamına geliyor. Çünkü sağlıklı bir gelecek, ancak sağlıklı bir gezegenle mümkün.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.