Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Abdullah Terzi, 5 gün önce iki değerli BTP üst düzey yöneticisinin ev ve işyerlerine yapılan baskınları duyurmak ve "Ne oluyoruz? 28 şubat geri mi geliyor?" diye paylaşmak üzere burada bir araya geldiklerini belirterek, "ilginçtir ki bu baskın arama-tarama faaliyetleri yenileri ile devam etti. Benim evime kadar uzandı" diye konuştu.

Son zamanlarda BTP'li yöneticilerin ev ve işyerlerine yapılan hukuksuz baskınlarla ilgili basın açıklaması yapan Terzi şöyle konuştu: "Kısa bir süre önce Genel Başkan yardımcılarımızdan Ahmet ERİMHAN'ın İstanbul'daki , İzmir İl Başkanımız ve Genel Başkan Yardımcımız Ali DE?İRMENCİ'nin İzmir'deki ve Başkanlık divanı üyemiz İzzet Yaşar beyin Ankara'daki evlerine kanunsuz baskınlarla başlayan süreç daha sonra MYK üyemiz ve Yenimahalle İlçe başkanımız Recep ARIKAN'ın işyerinde yapılan arama ile devam etti.

17.03.2005 tarihinde aynı muamele şahsıma yöneltildi.Öğle vakti evde olmadığım bir saatte emniyet mensuplarınca eşim ve çocuklarıma kapıyı açmaları istenmiş ve arama faaliyetleri yapılmıştır. Evim "Korsan ve Pornografik CD satışı yapılan"yer iddiası ile hedef alınmıştır. Her tarafı didik didik aranmıştır.

Hazırlanan tutanakta da açıkça beyan edildiği üzere " 5846 sayılı yasa ve TCK 426. maddesine muhalif nitelikte herhangi bir yayına rastlanmamıştır.Tabi ki gerçekler budur."

Bu saldırılar milli duruşu hedef alıyor

BTP kadrolarına sistemli ve planlı olarak yapılan baskınlar ve yıldırma çabalarının, hukuk kılıflı arama-tarama faaliyetlerinin 28 şubat sürecini yeniden tetiklediğini vurgulayan Abdullah Terzi şunlar söyledi:

"Şimdi bu iftirayı yapan kimse, hukuk önünde hesap verecek. Bu iftiraya alet olanlar da, asılsız saçma sapan iddialara sığınarak hukuk ve devlet gücünü kullanarak aramaya ve baskına tevessül edenler de hukuk önünde dava edilip, tazmin edilecektir. Doktorum, bütün tahsil hayatım okul birincilikleriyle ve mesleki başarılarla doludur. Ahlaken durumum çevremde yakînen bilinir. Şahsıma, hane dokunulmazlığıma , çoluk çocuğuma yönelik böylesine tahrik ve tezyif edici , manen incitici bu iddiaların tamamının iftira olduğu emniyet tutanağında da tespit edilmiştir.

Bu saldırı şahsımda partime, Kuva-yı Milliye Kadrolarına ve Milli duruşu temsil eden siyasi anlayışa yöneliktir. Çünkü BTP "ne IMF , ne AB ve ABD" demektedir. Misyonerlik faaliyetlerinin altını çizmekte, dini ve milli bütünlüğümüzü tehdit eden olaylara dikkat çekmektedir. Müslüman gözüken ve milletimizi Hıristiyanlaştırma çabasındaki misyonerlerin maskelerini tek tek düşürmektedir."

"Bu saldırılar bizi daha da güçlendirir"

Mandacılığa karşı olduklarını ancak bugün mandacı bir anlayışla siyaset güden bir hükümetin iktidarda bulunduğunu belirten Terzi, AB , ABD ve IMF'nin mandacı anlayışı siyasetin ana eksenine oturttuğunu söyledi.

Terzi, ABD'nin hükümete talimat vererek ABD aleyhtarlığının önlenmesini istediğini belirterek şöyle konuştu: "Mevcut iktidar bunu vazife edinerek milli duruşu temsil eden Kuva-yı Milliye kadrolarına ve BTP üst düzey yöneticilerine ev ve işyeri baskınlarıyla baskı kurmak, yıldırmak istemektedirler.

Köylerde, mahallelerde ve sokaklarda temsilcileriyle hızla teşkilatlanmasını tamamlayarak yurdun her tarafında serpilip gelişen Kuva-yı Milliye ruhu mandacılara ve onların dayandığı ülkelere ve kötü emellerine en büyük engel teşkil etmektedir.

Bu saldırılar, kanunsuz baskınlar ve hukuk kılıflı baskınlar Kuva-yı milliye kadrolarını sindiremez, yıldıramaz ancak daha da güçlendirir. Türk milletinin bağrında iktidara taşır."

MYK Üyesi Eraslan'ın

evine de baskın yapıldı

Öte yandan BTP MYK Üyesi Dr. Mustafa Eraslan'ın evine de aynı gün baskın düzenlendi. Eraslan da evine yapılan bu hukuk kılıfı uydurulmuş kanunsuz eylemin sonuca ulaşamadığını ve art niyetli olduğunu belirterek şunları söyledi: "17 yıldır doktorluk mesleğini icra eden, tahsil ve meslek hayatımda saygın mevkisi olan birisiyim. Porno CD ve eser arama - tarama iddiaları ile aile mahremiyetim çiğnenmiş,eşim,çocuklarım, bakıcım ve çevrem nezdinde tezyif ve tahrik edilerek zarara uğratılmışımdır. Son günlerde partimin üst düzey yöneticilerinin ev ve işyerlerine yapılan ani baskınları hayretle izleyip "28 Şubat'ı kimler geriye getirdi?" diye düşünürken hukuk kılıfı uydurulmuş gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan arama-tarama faaliyetleri ile işim, konumum ve şahsiyetimle hiç bağdaşmayan bir iftiraya mesnet tutularak şahsıma ve aileme yapılan muameleyi şiddetle kınıyorum. Bu işin takipçisi olarak iftira atanları ve bu deli saçması iddiaları devlet gücünü kullanarak hukuk kılıfı ile şahsi konumuma ,aile mahremiyetime ve sosyal konumuma zarar verenleri hukuk mücadelemle tazmin edeceğim."