Bu sorunun cevabına; suları kurutulan dereler, derelerden su içen kuşlar, böcekler, dere boyunca sıra sıra dizilmiş bin bir çeşit meyve ağaçları 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; koyun ve sığır sürülerinden arındırılmış, bir baştan bir başa vahşi hayata terk edilmiş olan dağlar, yaylalar ve ovalar, şehirlerde eti, sütü ve süt ürünlerini sadece vitrinlerde seyreden yoksul insanlarla beraber 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; köyünün etrafındaki bir avuç yeşili, üç-beş ağacı ve berrak akan deresi, taş ocağı işletmeciliğine kurban edilen köylüler, hep bir ağızdan 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; dededen toruna, yüz yıllardan beri zeytincilik yapan, zeytin eken, zeytin yetiştiren ve geçimini zeytinle sağlayan çilekeş insanlar, kadın, çoluk-çocuk, türlü bahanelerle zeytinlik alanları talan edildiği için toptan 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; nice on yıldan beridir, babasının tapulu tarlasından beslenemediği için, emeğinin ve alın terinin karşılığını alamadığı için şehirlere göçen, oralarda işsizlikten, aşsızlıktan ve meskensizlikten ötürü türlü perişanlıklar yaşayan kitleler hep bir ağızdan 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; fazla değil, sadece bir yıl evvel, cebindeki 100 TL ile 14 litre benzin-mazot alabildiği halde bugün aynı paraya sadece 4 litre akaryakıt alabilen milyonlar, özel ve ticari araç sahipleri, traktörünü-tarım aletlerini yerinden oynatamayan geniş kitleler, hep bir ağızdan ve feryat-figan 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; ucuz ekmek kuyruklarında, yağ kuyruklarında ömür tüketenler, yaz gelende bir nefes almak için sılamıza gideriz hayalleri kuranlar, biletlerin astronomik rakamlara fırlaması sebebi ile bu hayalleri de suya düşen dar gelirliler ve hasseten emekliler 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; 'giderlerse gitsinler' resti çekilen doktorlar 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; kötü yönetimin doğal bir sonucu olarak hayatı zehir olan, en temel gıda maddeleri dahi ateş pahasına yükselen, kira fiyatları ile ve füzelerle yarışan faturalarla boğuşan geniş kitleler, inim inim inleyerek 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; kamu-özel iş birliği formülü ile normalin on katı, yirmi katı fiyatına yaptırılan ve verilen garantilerin yüzde doksan sapması sonucu, ceplerine, sofralarına bağlanan hortumlardan ötürü, özellikle yoksul kesimler 'hayır' diyor.
Bu sorunun cevabına; köylü-şehirli, kadın-erkek, genç-ihtiyar, amir-memur, işçi-işveren, öğrenci-öğretmen, tepetaklak gidişatı fark eden herkes ve her kesim 'hayır' diyor.
Gerçekten de, iktidara inanmak için herhangi bir sebep kaldı mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025