Bugün biraz derinlere inelim. 10 yıllık AKP iktidarını hep yüzeyde tutan bir kavram bu “derin” kavramı. Çünkü AKP bütün beceriksizliğini, verip, tutmadığı sözleri, hukuka aykırı işleri vs. insanın gözüne ve gönlüne batacak ne varsa hepsini bu “derin” lere attı. Sonuna da “devlet” kavramını koydu. Al sana Türkiye’nin ilerlemesinin, gelişmesinin, dindarlaşmasının (!) önündeki engel; DERİN DEVLET. Teknoloji bu kadar ilerledi, yargı istenen kıvama geldi, polis devreye kondu, yüzlerce, binlerce kişi içeri atıldı ama bir türlü derin devletin ne başı ne sonu tarif edilemedi. Edilemezde. Derin devlet yoktur. Derin iktidarlar vardır. Derin iktidar ortakları vardır. Muhalefette gözüküp, iktidara ortak olanlar vardır.
İşte bu bağlamda rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki; MHP yıllardır iktidarların derin ortağıdır. Olur, mu öyle şey? Olur. Tabloya bakınca öyle gözüküyor. O MHP ki, Türkeş döneminde yüzde bir oy alsa bile devlete sözü, millete nazı, düşmana gücü yeten bir partiydi, hareketti. Türkeş rahmetli oldu, hareket ılımlaştı. (!) En temel değerlerde bile halkın beklentisi yerine getirilmedi. Ortaya bir “devlet adamlığı” kavramı atıldı, altına girildi. O kadar. Örneklendirelim…
Refah–Yol iktidarı bir şekilde sonlandırılmıştı. Seçimler yapılmış. Yanılmıyorsam MHP tarihinin en yüksek oyunu almıştı. Sonra bir koalisyon görüşmeleri. Ve Rahşan Hanımın “katiller” çıkışını hatırlıyorsunuz. Sonuç, Ecevit koalisyonu. Sebep; devletin ve milletin geleceği için… Sonra Öcalan’ın teslim alınması ve idamın kaldırılışı. Ne için? Devletin ve milletin geleceği. Her iktidarın yaptığı kadrolaşmaları es geçiyorum, devletin ve milletin geleceği için.
Sonra Türk kültür, medeniyet ve tarihine hayran bu partinin, ortağı olduğu iktidar, Türkiye’de ekonomist bulamadığı için ABD’den Kemal Derviş’i ithal etti. MHP yine devletin ve milletin geleceği için sustu. Hele Kavakçı olayında alenen Allah’ın farzına karşı duranlara ve buna zemin hazırlayanlara susması, meydanlara başörtülü olarak sundukları vekil adaylarını Meclis’e başı açık olarak sokmalarının izahını, yine devletin ve milletin geleceğine bağlamışlardı. Hele Afganistan’da ne işiniz vardı, sorusuna hala cevap vermediler.
Birçok badirelerden geçen koalisyon artı ABD patentli ekonomi bakanına rağmen ve daha bir buçuk yılı varken ekonomik kriz bahanesiyle istifa etti. Eğer bu kriz sebep olsa idi daha önce istifa lazım gelirdi. Ama sebep başkaydı ve o başkalaşma başlamıştı.
AKP kurulmuştu ve elde bayağı malzeme vardı. Millete; Sizi yetiştiren, büyüten hocanızı niçin sattınız, sorusunu sormaya bile fırsat bırakmadan meydanlarda aydınlanma (!) meşaleleri yakılmıştı. Derin devletten, darbelerden, askerlerden, partilerden vs. ne var ne yok hepsinden hesap sorulacak iddiası ile kalabalıkların gazı alınmış, hedefin önündeki engeller kaldırılmıştı. Ve 10 yıldır AKP iktidar. Çok başarılı olduğu için mi? Hayır. Öyleyse neden?
Dıştaki sebepler sonraya kalsın. Biz içteki sebeplere bakalım. Başta da iddia ettiğim gibi Rahmetli Türkeş’ten sonra MHP çizgisini kaybetmiş ve derin iktidarlara ortak olmuştur.
Çünkü varlığını Türk kültür ve medeniyetinden aldığı güçle sürdürdüğünü ifade ve iddia eden bir anlayış; Irak işgalinde Türk’ün kimliğini ortaya koyardı. AKP’nin yıllardır neredeyse bedavaya sattığı, devletin ve milletin zenginliklerini sattırmam, yetimin malını yedirtmem, diyerek Türk’ün gücünü gösterirdi. Teröre lafla değil, plan ve icraatlarla karşı çıkar, bu milletin bir ve beraber olduğunu, kardeş olduğunu haykırır, yeni anayasa söylemlerinin ardında yatan gerçekleri görür ve komisyon komisyon koşmazdı.
Kısaca MHP, AKP iktidarında, AKP ne zaman sıkışsa imdada koştu. Başörtüsünü kanunen kim yasaklattı? (Haklı haksız) Gül’e gül ikram edildi. Libya tezkeresinde Meclis’i ikna edenlerden biri kimdi? Malatya’da NATO üssünün ne işi var? Engin Paşayı sahiplenmeyecektiniz niye yem ettiniz? Hele seçim öncesi şu kasetler. Neden bu kadar profesyonel planı hala millete deşifre etmediniz. Hülasa soru çok, cevap yok. Bana inanmayanlar Ozan Arif’ten dinlesin MHP’yi.
Şimdi Başbakan MHP’yi yine tebrik etti. Neden? Şu 4+4+4 için. Nasıl bir mantıktır ki, sen çıkıp, iktidarın ülkeyi bölünmeye, parçalanmaya götürdüğünü iddia edeceksin, seni meydanlarda zamparalıkla suçlayan anlayışa destek vereceksin. Bu nasıl Türk kültür ve medeniyetinin temsilciliğidir?
Yahu Kur’an, Peygamber vardı o kanunda. Geçin bunları. Bir Müslüman Türk evladı olarak Kur’an–ı Kerim’i seçmeli ders yapmakla övünenleri hayret ve dehşetle izliyorum. Bu bir utançtır. Ben, güç ve iktidar sahibi olacağım ve Allah’ın rahmetini milletten esirgeyeceğim. Yok öyle şey. Rahmeti ortaya korum. İsteyen alır, isteyen kaçar.
Birileri de özgürlükten takılıyor. Çocuk büyüyecek, dinine, kitabına kendisi özgür iradesiyle karar verecekmiş. Hadi ordan. Böyle özgürlük (!) hayvanlar aleminde bile yok.
Şimdi birilerinin sesini duyuyorum; MHP gizli iktidar ortağı, ya CHP. Arkadaşlar 3 dönemdir AKP’nin dıştaki müttefiki ABD, içteki müttefiki ise CHP’dir
unutmayın.
Neticede hepsi iktidara ortaktır. Yoksa halka gerçekleri anlatan bir muhalefet olsaydı, bırakın iktidar olmayı AKP kurulamazdı bile. 28 Şubat’ın ve eski milli görüşçülerin ABD ziyaretlerinin sebeplerini ve amaçlarının ne olduğunu düşündüğünüzde bana hak vereceksiniz…
İşte bu bağlamda rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki; MHP yıllardır iktidarların derin ortağıdır. Olur, mu öyle şey? Olur. Tabloya bakınca öyle gözüküyor. O MHP ki, Türkeş döneminde yüzde bir oy alsa bile devlete sözü, millete nazı, düşmana gücü yeten bir partiydi, hareketti. Türkeş rahmetli oldu, hareket ılımlaştı. (!) En temel değerlerde bile halkın beklentisi yerine getirilmedi. Ortaya bir “devlet adamlığı” kavramı atıldı, altına girildi. O kadar. Örneklendirelim…
Refah–Yol iktidarı bir şekilde sonlandırılmıştı. Seçimler yapılmış. Yanılmıyorsam MHP tarihinin en yüksek oyunu almıştı. Sonra bir koalisyon görüşmeleri. Ve Rahşan Hanımın “katiller” çıkışını hatırlıyorsunuz. Sonuç, Ecevit koalisyonu. Sebep; devletin ve milletin geleceği için… Sonra Öcalan’ın teslim alınması ve idamın kaldırılışı. Ne için? Devletin ve milletin geleceği. Her iktidarın yaptığı kadrolaşmaları es geçiyorum, devletin ve milletin geleceği için.
Sonra Türk kültür, medeniyet ve tarihine hayran bu partinin, ortağı olduğu iktidar, Türkiye’de ekonomist bulamadığı için ABD’den Kemal Derviş’i ithal etti. MHP yine devletin ve milletin geleceği için sustu. Hele Kavakçı olayında alenen Allah’ın farzına karşı duranlara ve buna zemin hazırlayanlara susması, meydanlara başörtülü olarak sundukları vekil adaylarını Meclis’e başı açık olarak sokmalarının izahını, yine devletin ve milletin geleceğine bağlamışlardı. Hele Afganistan’da ne işiniz vardı, sorusuna hala cevap vermediler.
Birçok badirelerden geçen koalisyon artı ABD patentli ekonomi bakanına rağmen ve daha bir buçuk yılı varken ekonomik kriz bahanesiyle istifa etti. Eğer bu kriz sebep olsa idi daha önce istifa lazım gelirdi. Ama sebep başkaydı ve o başkalaşma başlamıştı.
AKP kurulmuştu ve elde bayağı malzeme vardı. Millete; Sizi yetiştiren, büyüten hocanızı niçin sattınız, sorusunu sormaya bile fırsat bırakmadan meydanlarda aydınlanma (!) meşaleleri yakılmıştı. Derin devletten, darbelerden, askerlerden, partilerden vs. ne var ne yok hepsinden hesap sorulacak iddiası ile kalabalıkların gazı alınmış, hedefin önündeki engeller kaldırılmıştı. Ve 10 yıldır AKP iktidar. Çok başarılı olduğu için mi? Hayır. Öyleyse neden?
Dıştaki sebepler sonraya kalsın. Biz içteki sebeplere bakalım. Başta da iddia ettiğim gibi Rahmetli Türkeş’ten sonra MHP çizgisini kaybetmiş ve derin iktidarlara ortak olmuştur.
Çünkü varlığını Türk kültür ve medeniyetinden aldığı güçle sürdürdüğünü ifade ve iddia eden bir anlayış; Irak işgalinde Türk’ün kimliğini ortaya koyardı. AKP’nin yıllardır neredeyse bedavaya sattığı, devletin ve milletin zenginliklerini sattırmam, yetimin malını yedirtmem, diyerek Türk’ün gücünü gösterirdi. Teröre lafla değil, plan ve icraatlarla karşı çıkar, bu milletin bir ve beraber olduğunu, kardeş olduğunu haykırır, yeni anayasa söylemlerinin ardında yatan gerçekleri görür ve komisyon komisyon koşmazdı.
Kısaca MHP, AKP iktidarında, AKP ne zaman sıkışsa imdada koştu. Başörtüsünü kanunen kim yasaklattı? (Haklı haksız) Gül’e gül ikram edildi. Libya tezkeresinde Meclis’i ikna edenlerden biri kimdi? Malatya’da NATO üssünün ne işi var? Engin Paşayı sahiplenmeyecektiniz niye yem ettiniz? Hele seçim öncesi şu kasetler. Neden bu kadar profesyonel planı hala millete deşifre etmediniz. Hülasa soru çok, cevap yok. Bana inanmayanlar Ozan Arif’ten dinlesin MHP’yi.
Şimdi Başbakan MHP’yi yine tebrik etti. Neden? Şu 4+4+4 için. Nasıl bir mantıktır ki, sen çıkıp, iktidarın ülkeyi bölünmeye, parçalanmaya götürdüğünü iddia edeceksin, seni meydanlarda zamparalıkla suçlayan anlayışa destek vereceksin. Bu nasıl Türk kültür ve medeniyetinin temsilciliğidir?
Yahu Kur’an, Peygamber vardı o kanunda. Geçin bunları. Bir Müslüman Türk evladı olarak Kur’an–ı Kerim’i seçmeli ders yapmakla övünenleri hayret ve dehşetle izliyorum. Bu bir utançtır. Ben, güç ve iktidar sahibi olacağım ve Allah’ın rahmetini milletten esirgeyeceğim. Yok öyle şey. Rahmeti ortaya korum. İsteyen alır, isteyen kaçar.
Birileri de özgürlükten takılıyor. Çocuk büyüyecek, dinine, kitabına kendisi özgür iradesiyle karar verecekmiş. Hadi ordan. Böyle özgürlük (!) hayvanlar aleminde bile yok.
Şimdi birilerinin sesini duyuyorum; MHP gizli iktidar ortağı, ya CHP. Arkadaşlar 3 dönemdir AKP’nin dıştaki müttefiki ABD, içteki müttefiki ise CHP’dir
unutmayın.
Neticede hepsi iktidara ortaktır. Yoksa halka gerçekleri anlatan bir muhalefet olsaydı, bırakın iktidar olmayı AKP kurulamazdı bile. 28 Şubat’ın ve eski milli görüşçülerin ABD ziyaretlerinin sebeplerini ve amaçlarının ne olduğunu düşündüğünüzde bana hak vereceksiniz…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025