İlimle ihya edilen müstesna!
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Gelecekte birtakım saptırıcı fitneler ve olaylar baş gösterecektir. Allah-u Teâlâ’nın ilimle ihya ettiği kimse dışında her insan mü’min olarak sabahlar ve kafir olarak akşama erişir.”
Kur'an'da şöyle buyurulur:
"Ey insanoğulları! Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak ananızı babanızı cennetten çıkardığı gibi sizi de şaşırtmasın. Sizin onları görmediğiniz yerlerden o ve taraftarları sizi görürler. Biz şeytanları, inanmayanlara dost kılarız." (A'raf, 27).
"Allah hakkında bilmeden tartışan ve her azılı şeytana uyan insanlar vardır. Onun hakkında şöyle yazılmıştır: O kendisini dost edinen kimseyi saptırır ve alevli azaba götürür." (Hac, 3, 4).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Fitneler üç tanedir: Şeytanın kılıcı olan kadın sevgisi, şeytanın tuzağı olan içki içmek ve şeytanın oku olan dinar ve dirhem sevgisi." (el-Hisal, 113/91).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Gelecekte birtakım saptırıcı fitneler ve olaylar baş gösterecektir. Allah-u Teâlâ'nın ilimle ihya ettiği kimse dışında her insan mü'min olarak sabahlar ve kafir olarak akşama erişir." (Kenz'ul Ummal, 30883).
Kur'an'da şöyle buyurulur:
"Ey iman edenler! Hep birden barışa girin, şeytanın adımlarına uymayın, o sizin apaçık düşmanınızdır." (Bakara, 208).
"Ey iman edenler! Şeytana ayak uydurmayın. Kim şeytanın ardına takılırsa, bilsin ki, o, hayâsızlığı ve fenalığı emreder." (Nur, 21).
İmam Bâkır (a.s) veya İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Boşamak için yemin içmek, günah için adak yapmak ve Allah'tan gayrisine yemin etmek şeytanın adımlarındandır." (Nur'us Sakaleyn, 1/152/493).
İmam Bâkır (a.s), "Şeytanın adımlarına uymayın" ayeti tilavet edilince şöyle buyurmuştur: "Allah'tan başkasına edilen her yemin şeytanın adımlarındadır." (a. g. e., h. 494).
İbn-i Abbas (a.s) şöyle diyor: "Kur'an'a muhalif olan her şey şeytanın adımlarındadır." (Durr'ul Mensur, 1/403).
El-Mizan tefsirinde şöyle yer almıştır: "Şeytanın adımlarına uymaktan maksat, şeytanın tüm bâtıl davetlerine uymak anlamına değildir. Aksine maksat dinle ilgili hususlarda ona uymaktır. Yani bâtılı hakkın süs ve örtüsü ile örter, dini olmayan şeyleri dini olarak adlandırır. Neticede insan gerçekleri görmeden onlara uyar. (Tefsir i el-Mizan, 2/101). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet). OKAN EGESEL