Sahi Hüseyin Baş ne yaptı? Örneğin devletin varlığı, milletin bölünmez bütünlüğünü tehdit mi etti?
Türk devletine, Türk ordusuna soykırımcı mı, dedi. Türkler, 100 yıldır Kürtlerin haklarını gasp ediyor mu, dedi.
Yok! Deseydi şimdi başka iktidar sahipleri olmak üzere medyanın önemli bir kesimi tarafından baç tacı ilan edilirdi!
Ne yaptı o zaman?
İran'dan kaçak altın mı getirdi? Kkara para aklama işine mi girdi? Ege ve Akdeniz'deki marinalara mı çöktü? Kolombiya'dan, Venezuela'dan 'beyaz peynir' ticareti mi yaptı? Halil Falyalı dosyasına mı girdi?
Yok! Bunları yapsaydı zaten dokunulmaz olurdu.
Ne yaptı?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanına hakaret etti. Öyle diyor, Sayın Erdoğan'ın avukatı.
Sayın Baş ısrarla 'benin söylemim geneleydi, hakaret etmedim, etmem de… Terbiyemde buna müsait değil' diyor.
Sayın Erdoğan'ın avukatı ısrarla, 'hakaret etti' diyor ve dava açıyor.
Süreci medyadan takip etmişsinizdir. Sayın Baş, ne ile suçlandığını öğrenmek istediğinde ilgili savcılardan bilgi alamadığını beyan etmişti.
Şimdi medyaya, Sayın Baş hakkında başlatılan soruşturma tamamlandığı ve ne ile suçlandığı ve ne kadar ceza istendiği haberi düştü.
İlginç olan (!) Sayın Baş'ın ve avukatlarının süreci medyadan öğreniyor olması ki, bizzat Sayın Baş'ın avukatları dosyaya, adliyede ulaşamadıklarını, UYAP üzerinden göremediklerini dile getirip, sormak istiyoruz:
- Savunma hakkı daha iddianameye ulaşamamışken, medya bu bilgiye nasıl ulaşmıştır?
- Hukukun temel prensiplerinden biri olan "tarafsızlık" nerede kalmıştır' diye soruyorlar.
Cevabı Danıştay'ın 157. Kuruluş töreninde Sayın Erdoğan verdi:
'Devletin alametifarikası (işareti) adalettir. Devlet ancak adaletle hükmederse devlettir. Haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın huzuru ve barışı tesis edemezsiniz."
Demek ki bu ülkede birileri 'devletimizin alametifarikasını' hedef alıyor.
Sayın Baş'ın asıl suçu nedir?
Uyuyan bir milleti, uyandırmaya çalışmak. Hakları gasp edilen insanımıza, haklarını hatırlatmak
Talan edilen madenlerimizin talanına, engel olmaya kalkışmak.
Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerimizdeki rant çetelerine karşı durmak.
Tarım ve hayvancılığını bitirildiği iddiasıyla çiftçileri kışkırtmak.
Milletten toplanan vergilerin faiz baronlarına aktarıldığını iddia ederek toplumda huzursuzluk çıkarmak.
Millet sefalet içindeyken sefa sürenleri deşifre ederek halkı galeyana getirmek.
Tek parti iktidarı ve yandaşları rahatsız olmuşsa bu ve benzeri siyasetten rahatsız olmuşlardır. Kanunda bunlara yer bulamadıkları için başka yollara tevessül edilmiştir.
Sayın Baş'ın suçları bunlarla sınırlı değil
Sayın Baş, ülkemiz siyasetini ve siyasetçilerini deşifre etmiştir. Nasıl mı?
'Bu ülkede kim 'dindarım' dediyse ve onun siyasetiyle bir yere geldiyse dine en büyük zararı o verdi.
Kim 'milliyetçiyim' dediyse ve o milliyetçilik üzerinden bir siyaset yapıp bir yere geldiyse, Türk milletine en büyük zararı o verdi.
Üzülerek söylüyorum kim, 'cumhuriyetçiyim' dediyse ve bunun üzerinden siyaset yaptıysa cumhuriyetçiliğe de, devletçiliğe de, halkçılığı da, inkılapçılığı da en büyük zararı o verdi'
Biz bu topraklarda cumhuriyeti anlatacağız, Türk'ün bağımsızlığını anlatacağız ancak bu topraklarda bunları anlatmanın bir bedeli var.
"Bizim 20 yıllık siyasi sürecimizde şikayet ettiğimiz bazı unsurlar vardı. Biz, yerli kaynaklarımızın talan edilmesinden şikayetçiydik.
Biz, Arap Baharı adı altında milyonların evsiz kalmasından şikayetçiydik.
Biz, dış politika adı altında ülkemizin yabancı ülkelerin elinde dilencilik yaptırılmasından, emir erliği yaptırılmasından şikayetçiydik.
Biz, milli servetlerimizin özelleştirme adı altında peşkeş çekilmesinden şikayetçiydik.
Biz, yeni nesillerin eğitimsiz bırakılmasından şikayetçiydik.
O nesiller büyüdüğünde adaletsiz yargılanmalarından şikayetçiydik. Biz bu yüzden bu iktidarın değişmesini istedik...
Biz hiç kimseye sırtımızı dayayıp, iktidara yürümeye çalışmıyoruz. Bir şey beklediğimiz tek grup insan var; o da, Türk milletidir…
Biz, hem muhafazakarız hem Kemalistiz. Ama Kemalizm dediğimiz Atatürk sevgisini ruhumuzla yaşarız.
Dindar ve muhafazakarız ama dinci değiliz. Din üzerinden asla siyaset yapmaz ve kabul etmeyiz…
Biz, birbirimizi tanıyarak, birbirimizi öğrenerek ve birbirimize yaklaşan bir zenginlik oluşturuyoruz.
Ben, Hüseyin Baş olarak kendimi bütün bu unsurları birleştirebilecek kabiliyete, inanca ve düstura sahip bir kişi olarak görüyorum.
Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki silahsızsınız…"
Silahsız kişilere ve zihniyetlere karşı en mükemmel silah ile karşı durmak suçtur! Ne dersiniz?
Türk devletine, Türk ordusuna soykırımcı mı, dedi. Türkler, 100 yıldır Kürtlerin haklarını gasp ediyor mu, dedi.
Yok! Deseydi şimdi başka iktidar sahipleri olmak üzere medyanın önemli bir kesimi tarafından baç tacı ilan edilirdi!
Ne yaptı o zaman?
İran'dan kaçak altın mı getirdi? Kkara para aklama işine mi girdi? Ege ve Akdeniz'deki marinalara mı çöktü? Kolombiya'dan, Venezuela'dan 'beyaz peynir' ticareti mi yaptı? Halil Falyalı dosyasına mı girdi?
Yok! Bunları yapsaydı zaten dokunulmaz olurdu.
Ne yaptı?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanına hakaret etti. Öyle diyor, Sayın Erdoğan'ın avukatı.
Sayın Baş ısrarla 'benin söylemim geneleydi, hakaret etmedim, etmem de… Terbiyemde buna müsait değil' diyor.
Sayın Erdoğan'ın avukatı ısrarla, 'hakaret etti' diyor ve dava açıyor.
Süreci medyadan takip etmişsinizdir. Sayın Baş, ne ile suçlandığını öğrenmek istediğinde ilgili savcılardan bilgi alamadığını beyan etmişti.
Şimdi medyaya, Sayın Baş hakkında başlatılan soruşturma tamamlandığı ve ne ile suçlandığı ve ne kadar ceza istendiği haberi düştü.
İlginç olan (!) Sayın Baş'ın ve avukatlarının süreci medyadan öğreniyor olması ki, bizzat Sayın Baş'ın avukatları dosyaya, adliyede ulaşamadıklarını, UYAP üzerinden göremediklerini dile getirip, sormak istiyoruz:
- Savunma hakkı daha iddianameye ulaşamamışken, medya bu bilgiye nasıl ulaşmıştır?
- Hukukun temel prensiplerinden biri olan "tarafsızlık" nerede kalmıştır' diye soruyorlar.
Cevabı Danıştay'ın 157. Kuruluş töreninde Sayın Erdoğan verdi:
'Devletin alametifarikası (işareti) adalettir. Devlet ancak adaletle hükmederse devlettir. Haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın huzuru ve barışı tesis edemezsiniz."
Demek ki bu ülkede birileri 'devletimizin alametifarikasını' hedef alıyor.
Sayın Baş'ın asıl suçu nedir?
Uyuyan bir milleti, uyandırmaya çalışmak. Hakları gasp edilen insanımıza, haklarını hatırlatmak
Talan edilen madenlerimizin talanına, engel olmaya kalkışmak.
Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerimizdeki rant çetelerine karşı durmak.
Tarım ve hayvancılığını bitirildiği iddiasıyla çiftçileri kışkırtmak.
Milletten toplanan vergilerin faiz baronlarına aktarıldığını iddia ederek toplumda huzursuzluk çıkarmak.
Millet sefalet içindeyken sefa sürenleri deşifre ederek halkı galeyana getirmek.
Tek parti iktidarı ve yandaşları rahatsız olmuşsa bu ve benzeri siyasetten rahatsız olmuşlardır. Kanunda bunlara yer bulamadıkları için başka yollara tevessül edilmiştir.
Sayın Baş'ın suçları bunlarla sınırlı değil
Sayın Baş, ülkemiz siyasetini ve siyasetçilerini deşifre etmiştir. Nasıl mı?
'Bu ülkede kim 'dindarım' dediyse ve onun siyasetiyle bir yere geldiyse dine en büyük zararı o verdi.
Kim 'milliyetçiyim' dediyse ve o milliyetçilik üzerinden bir siyaset yapıp bir yere geldiyse, Türk milletine en büyük zararı o verdi.
Üzülerek söylüyorum kim, 'cumhuriyetçiyim' dediyse ve bunun üzerinden siyaset yaptıysa cumhuriyetçiliğe de, devletçiliğe de, halkçılığı da, inkılapçılığı da en büyük zararı o verdi'
Biz bu topraklarda cumhuriyeti anlatacağız, Türk'ün bağımsızlığını anlatacağız ancak bu topraklarda bunları anlatmanın bir bedeli var.
"Bizim 20 yıllık siyasi sürecimizde şikayet ettiğimiz bazı unsurlar vardı. Biz, yerli kaynaklarımızın talan edilmesinden şikayetçiydik.
Biz, Arap Baharı adı altında milyonların evsiz kalmasından şikayetçiydik.
Biz, dış politika adı altında ülkemizin yabancı ülkelerin elinde dilencilik yaptırılmasından, emir erliği yaptırılmasından şikayetçiydik.
Biz, milli servetlerimizin özelleştirme adı altında peşkeş çekilmesinden şikayetçiydik.
Biz, yeni nesillerin eğitimsiz bırakılmasından şikayetçiydik.
O nesiller büyüdüğünde adaletsiz yargılanmalarından şikayetçiydik. Biz bu yüzden bu iktidarın değişmesini istedik...
Biz hiç kimseye sırtımızı dayayıp, iktidara yürümeye çalışmıyoruz. Bir şey beklediğimiz tek grup insan var; o da, Türk milletidir…
Biz, hem muhafazakarız hem Kemalistiz. Ama Kemalizm dediğimiz Atatürk sevgisini ruhumuzla yaşarız.
Dindar ve muhafazakarız ama dinci değiliz. Din üzerinden asla siyaset yapmaz ve kabul etmeyiz…
Biz, birbirimizi tanıyarak, birbirimizi öğrenerek ve birbirimize yaklaşan bir zenginlik oluşturuyoruz.
Ben, Hüseyin Baş olarak kendimi bütün bu unsurları birleştirebilecek kabiliyete, inanca ve düstura sahip bir kişi olarak görüyorum.
Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki silahsızsınız…"
Silahsız kişilere ve zihniyetlere karşı en mükemmel silah ile karşı durmak suçtur! Ne dersiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025
- Bakan Şimşek’ten korkutan açıklama: ‘En kötüyü geride bıraktık’ / 13.06.2025
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025
- Bakan Şimşek’ten korkutan açıklama: ‘En kötüyü geride bıraktık’ / 13.06.2025
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025