Bir işyeri... Muhasebeci iş sahibini uyarıyor:- Abi şu yeni malzemelerin alımını imzalamışsın. - Evet! - Abi nasıl olur! Şu an üretim yapmamız lazım stokları bir an evvel paraya çevirmemiz lazım.- Halil çok abartma. Borç yiğidin kamçısıdır. Biraz daha kredi çektim.- Ne, kredi mi? Abi bunu sen mi söylüyorsun. Borçların faizini daha yeni kapatmadık mı? Geçen ay tarihimizde ilk defa işçilerin maaşını geciktirdik.- Sen tasalanma. Maaşını aksatan tek işadamı ben değilim. Patron bu tarzda konuşmaya devam edince muhasebeci Halil bir an sustu. Heyacanlanmaya başlamış, endişeye kapılmıştı. Daha önce çalıştığı işyerinde de aynı mazeretleri duymuş, neticesi helak olmuştu. Halil dürüst, çalışkan ve fedakar biriydi. Patronun, içinde bulunduğu gaflet halini görmezlikten gelmesi yetmiyormuş gibi, üstelik kendini haklı görmesi Halil'i korkutmuştu. Bir kaç gün geçmişti. Patron acele Halil'i çağırttı. Halil telaşla geldiğinde, patronu benzi sararmış-solmuş bir halde gördü.- Hayırdır abi. - İhraç malları geri dönmüş. - Ne? - Evet. Halil bir kaç bozuk mal görünce hepsini geri yollamışlar. - Tarihinde ilk defa geri dönüyor bizim mallar. Halil'in nazı geçiyordu. Patron ona bu yetkiyi vermişti. Onun dürüstlüğü can simidi gibiydi. Ne var ki sadece dinler, teselli bulurdu. Saf Anadolu çocuğu, bir o kadar da ileri görüşlü, vefalı, Halil'in fikirlerine ciddi olarak bakmazdı. Halil beklenmedik bir çıkış yaptı. - Abi kaliteli adamları tutmadın, yılların ustalarının kıymetini bilmedin. Patron anlamıştı Hasan Usta'dan bahsediyordu Halil. Hasan Usta adeta radar gibiydi. Onun gözünden birşey kaçmazdı. Hasan Usta ilk defa bir ihtiyacını arzetmiş maaşına zam istemişti. Günler geçiyor. Üretim düşüyordu. Halil bütün bu olanları matamatik hesabı gibi alt alta topluyor, her geçen gün daha da kötüye gidileceğini söylüyordu. Ama nafile. Ne yapmalıydı ki, patronu uyandırabilsin, onun kendi yanlışlarını görmesini sağlasın. Ona dost gibi görünen sermaye sahipleri asıl rekabet ortamından bir kişi daha eksileceğini bildiklerinden içten içe seviniyorlardı. Pazarları genişleyecekti, bir tezgahlık daha yer kazanacaklardı.Halil patronun hanımına gitti, çok sevdiği amcasına gitti, işin vahametini haber verdiyse de patronun görüşü değişmedi. Borç üstüne borç aldı. Faizler kene gibi yapıştı. Güçsüzlüğünü gören fırsatçılar, vahşice saldırdılar. Gün geldi patron Halil'e: - Önce gayri menkulleri pazarlayacağını, daha sonra ekmek teknesi makineleri pazarlayacağını söyleyince, Halil neredeyse fabrikanın dört bir yanında yankılanacak bir feryadda bulundu. Bir kaç dakika yüksek sesle bağırdı: Yeter be kardeşim yeter...Yazıktır bu emeğe...Yazıktır şu insanlara...Aslan olup kral gibi yaşayacağımıza, ipi gavurun eline verip bir .......ek olmaya ne gerek var. Bu fabrika ilk defa pazarlanıyordu.Patron neye uğradığını şaşırdı. Çekip odasına gitti. Öyle ya en güvendiği Halil'den hiç beklemediği bir karşılık gördü. Halil ne pahasına olursa olsun bu şekilde konuşmayı göze almıştı. Lakin patron bir kere kendine güvenini kaybetmiş, babadan kalan fabrikadaki son adamını da işten çıkarmıştı. Patron hastalandı, ailesi perişan oldu. Fabrika yabancı bir para babasına gitti. Halil bu konuşmları yıllar sonra hatırlamış ve ilk defa mezarı başına gelmişti:"Varın siz binlerce defa satışa çıkarılmak istenen ülke topraklarını, emeğini, sanayiini düşünün. Bilin ve umutlu olun ki; öyle bir aydınımız, öyle bir dostumuz, öyle bir rüzgarımız var ki o bütün sinsi planları, oyunları bozacak Hasan'lara, Halil'lere sahip çıkacaktır. Yeter ki inanalım ve çalışalım!"
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012