logo
29 MART 2024

İlm-i siyaset üzerine

08.02.2017 00:00:00
 Herkes en iyi bildiği işi yaparsa orada düzen olur...
Düzenin sağlanması da yöneticilerin elindedir. Allah emrine uyularak emanet ehline verilirse işler elbette layıkıyla yapılır.
İman ve aklın gereği odur ki; dünyanın en meşhur demir ustasına, ustalığından hareketle kumaş ve makas verilirse veya dünyanın en meşhur terzisine, ustalığından hareketle örs-çekiç ve demir verilirse; demir ustası kumaşı, terzi demiri ziyan eder.
Ben de bugün aslında hep yapmaya uğraştığım ama -becerebildiğim kadarıyla- ilm-i siyaset yaparak, politik kurnazlarca aynıymış gibi telaffuz edilen aslında birbirine yüzde yüz zıt politikanın içinde çırpınıp durdum!
Heyhat ki, ey vah ki, ömrümün büyük bir bölümünü; ya yanlış yaparak ya da yanlış yapanlara yardım ederek telef etmişim!
Nedamet yani pişmanlık akıllı adamların vicdanî davranışıdır.
Pişmanlığı itiraf etmek, zor iştir! Kişinin önce kendisini ikna etmesi gerekir ki, zordan da zordur! Söylerken veya yazarken kolaylığına aldanmayın!
Beni yakinen tanıyanlar bilirler ki, bazen günlerce hatta haftalarca yalnızlığıma sığınır, çevre ve dış dünyaya kapanır, kendimi sorguya çekerim!
Soruları ben sorarım, cevapları da ben veririm kendi kendime!
Akleden herkese de şiddetle tavsiye ederim.
Söylerken kolay gibi zannedilse de deneyenler görecekler ki -belki de- dünyanın en zor işidir, bu kendini sorguya çekmek!...
Bugün biraz ilm-i siyasetten bahsederek -hiç beceremediğim- politikayı heveslilerine bırakmaya ve bunu da sizinle paylaşmaya niyetliyim. Umarım kendimi ifadeye kelime ve cümlelerimin gücü yeter...
Kıssa bu ya: Adamın biri, medresede bilinen kırk ilmin otuz dokuzunu öğrenir ve ben artık oldum. Oyuz dokuz ilim bana yeter der, medreseyi terk eder. 
Gider ama ne yapsa, hangi işe soyunsa başına olmadık gaileler açılır. Epeyce ezilip süründükten sonra tahammülü kalmaz ve yeniden medreseye ve hocasına döner. 
Durumunu anlatır. 
Hocası; "Oğlum! Tamam otuz dokuz ilmi hakkıyla öğrendin ama bu öğrendiğin ilimleri uygulama ilmini, ilm-i siyaseti öğrenmeden gittin ve hiç bir şey yapamadan döndün!" der ve pişman olan öğrencisine ilm-i siyaseti öğretir... 
Adam ilm-i siyaseti de öğrendikten sonra diğer otuz dokuz ilmi sosyal ve pratik hayatta uygulayarak karşılığını almaya ve başarılı olmaya başlar...
Sorunuzu duyar gibiyim; "Nedir bu ilm-i siyaset?" Anlatmaya çalışalım. 
Doç. Dr. Emir Kaya, "İlm-i Siyaset Ve Adalet Üzerine" makalesinde; 
"Bir insan düşünelim: Kırk ilmin hiçbirini bilmez; sadece siyaset bilir. 
Mantık bilmez, doğru düşünemez. Psikoloji bilmez, kendisini doğru tartamaz. 
Tarih bilmez, sosyoloji bilmez, fen bilmez, matematik bilmez, din bilmez, hukuk bilmez, sanat bilmez, spor bilmez, edebiyat bilmez? Yani, detayları ve usulleri şöyle dursun, hiçbir ilmin mana ve gayesine vâkıf ve sadık değil?
Objektif doğruya, aşkın güzele, her vicdana sinen iyiye dair derin kavrayışlardan ve istikrarlı arayışlardan mahrum? İçselleştirdiği siyasi mahiyetli tutumlar, tüm konulardaki özsüz ve dağınık malumatını metalaştıracak kuvvette? Dolayısıyla aslında siyaset de bilmez; çevresel koşullarının darlığına ve düzensizliğine bağlı zorunlu kabiliyetler geliştirmiştir sadece. 
İlm-i siyaset zannettiği hesaplara ve eğilimlere hapsolmuştur. Böyle bir insanın karar ve davranışlarında; doğruluk, hakkaniyet, emniyet, adalet, bereket olabilir mi? 
Böyle bir insan, ömrü boyunca ancak içgüdüsel kompleksleri yaşatır, fazlasını değil. Pek çok söz ve eylem onda aynı muzır köke bağlanır; tabii o, bunu da bilmez. 
Şimdi de bu insan profilinin oluşturduğu bir toplum düşünelim ki, orada bütün ilimler gayb olmuş; hayat stratejiler örgüsünden ibaret bir boyutta okunmakta ve herkes, herkese siyaset yapmakta... 
Zarurat (sıkıntılar), müdarat (yüze gülme), maslahat (keyfiyet) kılıflı davranış kalıpları, hakiki ilimden mahrum kafaların ürünü olarak sosyal havayı doldurmakta... 
Sosyal ve kurumsal ilişkiler ve yapılar, insanların bu havaya uyumuna, aktif-pasif kurnazlığına ve eylemlerine göre oluşmakta... 
Kimsenin ortak bir öze ve hakiki bir değere istikrarla dayanmadığı, emin ve memnun olmadığı, çıkış yolunu da bulamadığı, cehalet dolu bir hayat!" diye tariften sonra...
"... İlim, dürüstlükte derinleşmektir.
Tüm bilim dalları, tüm hakiki eğitim süreçleri insanları daha büyük, daha hassas, daha saf doğrulara ulaştırmak içindir. 
Doğru histen mahrum insan, sıfatı ne olursa olsun, cahildir. 
İnsan; duygularının doğruluğu, dürüstlüğü nispetinde alimdir. Hiçbir kitabi bilgisi olmayan fakat dürüst bir insan o derece alimdir ki, çok kitaplar okumuş fakat doğruluk odağından kopuk bir insanın ortaya koyamayacağı olumlu neticeleri ortaya koyar. 
Dürüst insan; ilmin, toplumun, insanlığın ortak emel ve ümitlerine her an hizmet halindedir. Dürüst olmayan ise tüm bunlara ihanet halindedir; malumatı ve statüsü arttıkça, etki alanı genişledikçe sadece gaflet ve zararı artar. 
Öyleyse adaletin ve huzurun anahtarı, tek kelimeyle, dürüstlüktür." Diye devam eder.
Demek ki, ilm-i siyaset tahsil ile veya "merkep yükü kitap" okumakla kazanılmıyor! O tür kendini yetişmiş zannedenlere Sakallı Celal; "Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür" derdi!
Aklı ile iman ederek vicdanını devreye sokamamış kimseler, ne kadar okurlarsa okusunlar, ne kadar öğrenim görürlerse görsünler nobrandırlar, bilgisiz-cahildirler!
İlm-i siyaset için olmazsa olmaz yüksek ahlak donanımlı vicdandır.
"Biz dünyamızı ahiretimiz için yaşarız" diyebilmektir ilm-i siyaset! Çünkü bilenler bilir ki, çok yaşayanın yüze kadar yaşadığı bu geçici dünyada, dünyalık kazanımlarla güçlü olduğunu vehmedenler, gerçekte kaybedenlerdir.
Şimdi herkes, politik olarak peşinden gittiği kişi veya kişileri bu mantıkla bir ölçüye tutsun ve ilm-i siyasetin neresinde olduklarını keşfe uğraşsın!
Şahsen ilm-i siyaseti önce kendi hayatına uyguladığına, yakın çevresini de bu ilmi ile koruduğuna şahit olduğum Gönül Adam'ın, bu yüzden yanındayım, safındayım!
Sorumluluk ve vicdan sahibi bir insan, ancak bu kadar politikayı heveslilerine terk ederek, ilm-i siyasetle hem kendisinin hem de yakın çevresinin dünya ve ahiretini muhafazaya uğraşabilir...
Gönül Adam'ın karakterinden, nev-i şahsına münhasır davranışlarından, akıl fışkıran uygulamalarından bu yüzden çok hazzetmekteyim.
Hülasa hep söylerim; Haydar Hoca'yı sevmek için tanımak şarttır. Ve Haydar Hoca'yı tanıyanın sevdalanmaktan başka yolu da yoktur.
Allah'tan canına sağlık, ömrüne bereket niyaz ederken; yakın mesai arkadaşlarının ve aile efrâdının da pür-dikkat izleyerek Haydar Hoca'nın ilm-i siyasetinden nasipleri kadar paylarını almalarını, Allah'a yalvararak niyaz ederim...
GÖNLÜ İLE GÖRMEYEN, GÖZÜYLE BOŞA BAKAR vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
 
Mustafa Aslan / diğer yazıları
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.