Türk ve İslam geleneğinde ilim adamına, hocaya saygı, her zaman önde gelen, titizlikle korunan bir değerdi. Eski Türklerde ata, Selçukluda atabek, Osmanlıda hoca, müderris, şeyh, evliya, pir, Cumhuriyette profesör her zaman devlet yöneticilerinden, siyasetçilerden önde gelen bir konuma sahipti. Ulema (âlimler) ümeranın (devlet yöneticilerinin) değil, ümera ulemanın ayağına giderdi. Devlet yöneticisi hocaya saygı duyar, hocanın elini öper, ondan nasihat alır, yanlışlarını yüzüne söylemesini isterdi. Âlim ve hoca, devleti yönetenleri yanlış yaptıklarında özgürce eleştirirdi. Bu yüzden ilim adamlarının başı derde girmezdi ya da ilim adamı, bu konuda kişisel menfaat temini ve ceza kaygısı taşımaz, ilmin izzetini her zaman ön planda tutardı. Şimdilerde ise bilim adamları, akademisyenler ya kişisel menfaat temini ya da ceza alırım korkusuyla gerçekleri söylemekten kaçınıyorlar. Etliye sütlüye bulaşmak istemiyorlar, toplumsal ve siyasi sorumluluk almayarak susuyorlar. Ya da devleti yöneten siyasetçilerin kulu kölesi oluyorlar, ellerini öpmeye yelteniyorlar, törenlerde yaptıkları konuşmalarda söyledikleri yanlış cümlelerini de elleri patlayıncaya kadar alkışlıyorlar. Özgür bilgi ve fikir üretim kurumu olan üniversiteler susmuş ya da sadece alkışçı olmuş haldedir. Bu yeni Osmanlıcı arkadaşlar, Osmanlıcılığı tek adama tapınma olarak anlıyor olmalılar ki hakikati hep gizliyorlar, doğruyu yanlışı söylemiyorlar. Osmanlıda bırakın ilim adamlarını, sıradan halk bile padişahın yüzüne "gururlanma padişahım, senden büyük Allah var" diye haykırırlardı. Şimdi "ey padişahım, Allah'ın bütün vasıfları sende toplanmış" diye bağırıyorlar. Osmanlıda ilim adamı ile devlet yöneticisi arasındaki ilişkilerin nasıl olduğunu gösteren çarpıcı bir örnek verelim:"Aziz Mahmud Efendi bir gün Sultan Ahmed'in sarayında sofradan kalkınca ellerini yıkamak istemiş. Padişah ve annesi pirlerinin hizmetinde bulunmuşlar, biri ellerine su dökmüş, diğeri havlusunu tutmuş. Bu esnada Valide Sultan'ın gönlünden şöyle bir şey geçmiş: "Her pirin bir kerameti olur, acaba bizim pirimizin ne gibi bir kerameti vardır? Gösterse de görsek!"Hz. Pir, Valide Sultanın elinden havluyu alırken şöyle demiş: "Sultanım! Benden başka ne keramet istiyorsunuz? Osmanoğulları padişahı elime su döker, annesi benim gibi fakir bir dervişin havlusunu tutar! Bundan başka keramet olur mu?" (Ragıp Akyavaş, Üstad-ı Hayat I, s.2001).Gerçek Osmanlıda durum bu idi. İlim adamı gerçek ilim adamı, şeyh gerçek şeyh idi ve ilimlerinin izzetini korurlardı. Padişah gerçek padişah idi, ilmin izzetine saygı duyardı. Bugünkü Yeni Osmanlıcıların Osmanlıcılıkları sahte olduğu gibi ilim adamlıkları ve siyasetçilikleri de özden, esastan yoksun olduğu için kutsal değer, bilgi olmaktan çıkmış, siyasi ve maddi güç haline gelmiş. Şimdi ilim, siyasi ve ekonomik gücün önünde eğilen zavallı bir konuma indirgendi. Devletlerin ilerlemesi, yükselmesi ve gelişmesi ilmin izzetinin saygı görmesine ve korunmasına bağlı olduğu gibi, batması da ilmin izzetinin yerlerde sürünmesine bağlıdır. Osmanlı Devleti son dönemlerinde kurumsallaştırdığı beşik uleması ile battı. Korkarım ve tabii hiç arzu etmem ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti de özgürce bilgi ve fikir üretmeyen, üretemeyen, ürettiği bilgi ve fikirleri özgürce ifade edemeyen, uyarmayan, aydınlatmayan, hakkı güce haykırmayan, haklıyı değil güçlüyü haklı gören el öpme ve bürokraside idari koltuk kapma meraklısı, kişisel menfaat ve korkularına esir olmuş bilim adamları yüzünden olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015