İmam Ali: 'Beni bırakıp, başkasını bulun'
Osman b. Affan öldürüldükten sonra insanlar kendisine biat etmek istediklerinde Hz. Ali şöyle buyurdu
26.05.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Osman b. Affan öldürüldükten sonra insanlar kendisine biat etmek istediklerinde Hz. Ali şöyle buyurdu:
"Beni bırakıp, başkasını bulun. Çünkü karşı karşıya kaldığımız işin çeşitli yönleri ve renkleri var. Böyle bir işte gönüller kararlı olamaz, akıllar sebat edemez. Ufuklar, boydan boya kara bulutlarla kaplanmış, yol görünmez olmuştur.
Bilin ki eğer kabul edersem, size bildiğim gibi davranırım. Söyleyenin söylemesinden, ayıplayanın kınamasından çekinmem.
Eğer bana bu sorumluluğu vermekten vazgeçerseniz, o zaman içinizden biri gibiyim. Buyruk sahibi yapacağınız kişinin emrini sizden daha fazla dinleyip itaat edeceğimi umuyorum. Benim size vezir olmam, emir olmamdan daha hayırlıdır."
İlmini ve Ümeyyeoğulları fitnesini beyan etmektedir.
"Allah'a hamd ve senalar olsun. Ey insanlar, fitnenin gözünü ben kör ettim, dalgalar halinde yayılan karanlığına, azgınlaşan kudurganlığına (benden başka) kimse dalamazdı.
O halde beni kaybetmeden önce bana sorun. Nefsim (kudret) elinde olana andolsun, bugünden kıyamete kadar olacakları ve yüz kişiye hidayet edecek ve yüz kişiyi de saptıracak grubu; çağıranları, öncülük edenleri, sevk edenleri, yüklerini nereden alıp indirdikleri, onlardan kimin katledileceği, kimin eceliyle öleceği ile birlikte bildiririm.
Ama beni yitirdiğinizde ve başınıza hoş olmayan sıkıntı ve zorluklar gelip çatınca, soranlardan çoğu başını önüne eğecek, sorulanlar da cevap veremeyip acze düşecektir.
Bu da, giriştiğiniz savaşın uzun sürdüğü ve alevlendiği, dünyanın iyice daraldığı, bela ve musibet günlerinin uzadığı zaman olacaktır. Sonunda Allah geriye kalan hayırlılarınızdan bu belayı kaldırıncaya değin bu hal sürüp gidecektir.
Dikkatli olun! Fitne gelip çatınca tanınmaz, (hakla karışır), sırtını dönünce hakikat ortaya çıkar, gelince tanınmaz, gidince tanınır. Bu fitneler, rüzgâr gibi bir dönüp durmakta; bir şehire uğramakta, bir diğerinden geçip gitmektedir.
Bilin ki uğrayacağınız fitneler içinde en çok korktuğum, Ümeyyeoğulları'nın fitnesidir. Çünkü bu kör ve karanlık bir fitnedir, hâkimiyeti yayılır, belası (iyi insanlara) özgüdür. Görenler bu fitnenin belasından zarar görür, görmeyen insanlardan ise bu bela uzaklaşır.
Allah'a andolsun, Ümeyyeoğulları benden sonra size musallat olacak kötü buyruk sahipleridir. Onlar, kötü huylu, kocamış bir deveye benzer, sağılırken sağan kimseyi ısırır, elleriyle yere vurur, tekmeler, sütünü vermez.
Size böyle davranacak, sizden ancak kendilerine zararı olmayıp fayda vereni sağ bırakacaklardır. Onların belası içinizde uzun zaman sürecek; öyle ki içinizden birinin onları cezalandırması, ancak kulun erbabını, hizmetçinin efendisini cezalandırmasına benzeyecek.
Size gelip çatacak olan Ümeyyeoğulları fitnesi çirkin ve korkunç bir yüze sahiptir. Yaptıkları cahiliye devrinin işleridir; onda ne bir hidayet meşalesi vardır, ne de (kurtuluş) bayrağı görülür.
Biz, Ehl-i Beyt, o fitnelerden kurtulmuşuz, halka o zaman davetçi olamayacağız.
Sonra Allah; Ümeyyeoğulları'nı zillet ve horluğa düşüren, tahtından indiren, onlara ölümü tattıran, onlarla sadece kılıç diliyle konuşan ve üzerlerine korku örtüsünü geren kimsenin eliyle bu fitneyi, hayvanın derisini yüzer gibi yüzer, sizden giderir.
O zaman Kureyş bugün bir kısmını istediğim halde bana vermedikleri şeyi vermek üzere beni devenin kesildiği kısa bir süre de olsa görmek için bütün dünya ve içindekileri feda etmeye hazır olacaktır. (Ama ne fayda!)" Nehc'ul Belaga 92-93 Hutbe
"Beni bırakıp, başkasını bulun. Çünkü karşı karşıya kaldığımız işin çeşitli yönleri ve renkleri var. Böyle bir işte gönüller kararlı olamaz, akıllar sebat edemez. Ufuklar, boydan boya kara bulutlarla kaplanmış, yol görünmez olmuştur.
Bilin ki eğer kabul edersem, size bildiğim gibi davranırım. Söyleyenin söylemesinden, ayıplayanın kınamasından çekinmem.
Eğer bana bu sorumluluğu vermekten vazgeçerseniz, o zaman içinizden biri gibiyim. Buyruk sahibi yapacağınız kişinin emrini sizden daha fazla dinleyip itaat edeceğimi umuyorum. Benim size vezir olmam, emir olmamdan daha hayırlıdır."
İlmini ve Ümeyyeoğulları fitnesini beyan etmektedir.
"Allah'a hamd ve senalar olsun. Ey insanlar, fitnenin gözünü ben kör ettim, dalgalar halinde yayılan karanlığına, azgınlaşan kudurganlığına (benden başka) kimse dalamazdı.
O halde beni kaybetmeden önce bana sorun. Nefsim (kudret) elinde olana andolsun, bugünden kıyamete kadar olacakları ve yüz kişiye hidayet edecek ve yüz kişiyi de saptıracak grubu; çağıranları, öncülük edenleri, sevk edenleri, yüklerini nereden alıp indirdikleri, onlardan kimin katledileceği, kimin eceliyle öleceği ile birlikte bildiririm.
Ama beni yitirdiğinizde ve başınıza hoş olmayan sıkıntı ve zorluklar gelip çatınca, soranlardan çoğu başını önüne eğecek, sorulanlar da cevap veremeyip acze düşecektir.
Bu da, giriştiğiniz savaşın uzun sürdüğü ve alevlendiği, dünyanın iyice daraldığı, bela ve musibet günlerinin uzadığı zaman olacaktır. Sonunda Allah geriye kalan hayırlılarınızdan bu belayı kaldırıncaya değin bu hal sürüp gidecektir.
Dikkatli olun! Fitne gelip çatınca tanınmaz, (hakla karışır), sırtını dönünce hakikat ortaya çıkar, gelince tanınmaz, gidince tanınır. Bu fitneler, rüzgâr gibi bir dönüp durmakta; bir şehire uğramakta, bir diğerinden geçip gitmektedir.
Bilin ki uğrayacağınız fitneler içinde en çok korktuğum, Ümeyyeoğulları'nın fitnesidir. Çünkü bu kör ve karanlık bir fitnedir, hâkimiyeti yayılır, belası (iyi insanlara) özgüdür. Görenler bu fitnenin belasından zarar görür, görmeyen insanlardan ise bu bela uzaklaşır.
Allah'a andolsun, Ümeyyeoğulları benden sonra size musallat olacak kötü buyruk sahipleridir. Onlar, kötü huylu, kocamış bir deveye benzer, sağılırken sağan kimseyi ısırır, elleriyle yere vurur, tekmeler, sütünü vermez.
Size böyle davranacak, sizden ancak kendilerine zararı olmayıp fayda vereni sağ bırakacaklardır. Onların belası içinizde uzun zaman sürecek; öyle ki içinizden birinin onları cezalandırması, ancak kulun erbabını, hizmetçinin efendisini cezalandırmasına benzeyecek.
Size gelip çatacak olan Ümeyyeoğulları fitnesi çirkin ve korkunç bir yüze sahiptir. Yaptıkları cahiliye devrinin işleridir; onda ne bir hidayet meşalesi vardır, ne de (kurtuluş) bayrağı görülür.
Biz, Ehl-i Beyt, o fitnelerden kurtulmuşuz, halka o zaman davetçi olamayacağız.
Sonra Allah; Ümeyyeoğulları'nı zillet ve horluğa düşüren, tahtından indiren, onlara ölümü tattıran, onlarla sadece kılıç diliyle konuşan ve üzerlerine korku örtüsünü geren kimsenin eliyle bu fitneyi, hayvanın derisini yüzer gibi yüzer, sizden giderir.
O zaman Kureyş bugün bir kısmını istediğim halde bana vermedikleri şeyi vermek üzere beni devenin kesildiği kısa bir süre de olsa görmek için bütün dünya ve içindekileri feda etmeye hazır olacaktır. (Ama ne fayda!)" Nehc'ul Belaga 92-93 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.