logo
24 NİSAN 2024

İmam Ali'yi kaybeden maslahat gemisine biner

İtikadi dayanak noktasını yitirdiği için maslahat gemisine binen ve bu dolduruş ile konjoktüre, imajlara, sahte gözyaşlarına aldanan, fikri takip yapmayan, hafızasız bir İslam toplumu bugün yanlış üstüne yanlış yapmaktadır
20.10.2013 00:00:00
Dünden devam...Günümüze gelelim?İtikadi dayanak noktasını yitirdiği için maslahat gemisine binen ve bu dolduruş ile konjoktüre, imajlara, sahte gözyaşlarına aldanan, fikri takip yapmayan, hafızasız bir İslam toplumu bakınız bir başka bir örnek ile anlatalım nasıl bir yanlış içine girebilmiştir! Avrupa Birliği dediğimiz şey 3 ayak üzerine kuruludur. Atina Düşüncesi, Roma Hukuku ve Hristiyanlık Dini? İslam'ın tarihine de bugününe de, şekline de ruhuna da baştan aşağı aykırı olan ve İslam'ın kesinkes reddettiği bu medeniyetin günümüzdeki çocuğu Avrupa Birliği'ni en çok destekleyenler, kendisini İslamcı, Müslüman vesaire olarak tarif eden kesimler oluşturdular. Aynı zihniyet Suriye'yi işgal etmesi için maslahat icabu Haçlı ordularını işgal etmesi için Suriye'ye davet ettiler!Hastalığı teşhise ve doktoru tarif etmeye devam edelim Ehl-i Beyt dostları?Biliyorsunuz Sıffin'de Müminlerin annesi Hz. Aişe, Talha ve Zübeyir Hz. Ali ile savaştılar. Bu mücadele Hz. Ali taraftarları için dahi çok ağırdı. Ali'nin askerlerinden birisi itiraz eder şekilde İmam'a sordu: "Sen nasihat edip onları barışa davet ettiğin halde onlar bunu kabul etmezler ise ne yapacaksın?" Ali Efendimiz, "onlarla savaşacağım" dedi. Asker hayret ile "Hatta ümmü'l mü'mine, Talha ve Zübeyr'e karşı da mı savaşacaksın, onların bâtıl yolda olmaları mümkün mü? Efendimiz Ali'nin cevabı muhteşem! O cevap O'nun kıyamete kadar imamımız, kıyamete kadar yol göstericimiz ve kıyamete kadar İtikad Merkezimiz olduğunun tek başına ispatıdır. Efendimiz Ali buyudular ki: "Sen hakkı şahısla mı, yoksa şahsı hakla mı ölçüyorsun?"İşte adaletin ölçüsü bu ve işte o ölçünün sahibi Hz. Ali bu!Geçmişte İslam'a yaptıkları yardımı ranta, mevkiiye, köşklere, itibara dönüştürmek  ya da tüm bu imkanların devamını isteyenler, ya da islamı İslam öncesindeki sosyal statülerinin devam vasıtası olarak görenler, Hz Ali Efendimiz'in adalet terazisinde bu kapıların kapalı olduğunu anlayınca O'na sırtlarını döndüler. Hz. Ali Efendimizin kör ve fakir kardeşi Akil bile Ali Efendimiz'in iktidarından bir şey elde demeyeceğini anlayınca O'na arkasını çevirmedi mi?Hz. Ali efendimiz hiçbir zaman dindarlık oyunu oynamadı! Maslahattır diye Talha ve Zübeyr'in hacca gidip Aişe annemizi kullanma maksadlarına engel olmak adına, onların Medine'den çıkışlarına izin vermemezlik de etmedi, onları Allah ile baş başa bıraktı! Canı ile ödemek pahasına bunu yaptı ama maslahatı tercih ederek Talha ve Zübeyr'i hall yoluna gitmedi!Yeri geldi "gözünde toprak, ağzında diken 25 yıl bekledi." Yeri geldi Muaviye'nin suçlarına ortak olmama adına canını ortaya koydu ama asla maslahata sarılmadı, gerçek adaletten ayrılmadı!Adalet bir ölçüdür, bir terazidir değerli kardeşlerim, ancak tartılan nesnenin ne ölçüde tartılıp terkip edileceğini ve hak sahibine teslim edileceğini terazi bilmez. Terazinin kefesini dolduracak olan irade önemlidir. İşte o kaynak seçim değil, ilahi iradedir. Adalet budur ve bizim Batı'nın hukuk devleti anlayışından ayrıldığımız nokta da burasıdır ve burası aslında her şeydir. Çünkü İrade-i İlahi çoğunluğu haklı yapmaz, güçlüyü haklı yapmaz. Sakife iradesi nasbı ortadan kaldıramaz. Hile ile oluşturulmuş çoğunluk, Sakife azınlığı, İlahi iradeyi Yaratıcı'nın kendisine verdiği hakdan mahrum ediyor ise bunun adı zulümdür. Zulmü bir kişi de yapsa, çoğunluk da yapsa zulüm zulümdür, adalet de adalet! Oy çokluğu ile veya oylama ile Yaratıcı'nın verdiği hak ilga ve iptal edilemez. Oylama adı altında yapılan şey, yani seçim zulmün ta kendisidir bu şartlar altında!Yeri gelmişken değinelim, hukuk devleti ya da adalet devletinin temel ilkeleri çeşitli mülahazalar ile sınırlandırılamaz. Mesela hiç kimse ancak çok istisnai durumlarda verilen ölüm cezasına, bu cezayı gerektiren suçu işlediği sabit olmadan ve ayrıca cezanın uygulanmasını önleyen, hukuka aykırılığı veya isnad kabiliyetini ortadan kaldıran somut bir olgu var oldukça mahkum edilemez. "Çoğunluğun yararı", "cemaatin isteği", "göz dağı vermek", "memlekete şan olsun", "iktidarım yaparım" gibi mülahazaların adalet devletinde yeri olamaz. Çünkü kanun devleti değil, adalet devleti şunu söyler:"Bir tek kişiyi haksız yere zulüm ile öldürmek, bütün insanlığı öldürmek ile birdir."Hz. Ali Efendimizin adalet terazisinden bakmak gerekir ise; İster Fatih Kanunnamesinde isterse Cengiz Yasası'nda yer alsın, hiç kimse "nizam-ı alem" gibi bir gerekçe ile suçsuz yere öldürülemez. Fatih Kanunnamesi zaten sağlıklı bir adalet devleti inancının dayandırılacağı ilkeleri içermez. İslam'da monarşi ve hanedan hakimiyeti anlamında saltanatın hiçbir temeli yok iken, bir kişinin saltanatını güvenceye bağlamak için kardeş katline nasıl cevaz verilebilir? Nasıl olur da bu katl, nizam-ı alem gibi belirsiz bir gerekçeye bağlanabilir? Nasıl olur da kundaktaki bebek ilerde kıyam edeceği endişesi ile katl edilebilir? Yeniden vurgulayalım ki meşru olmayan, şekli anlamda sadece kanuna uygun olan kuralların bir değeri olamaz. Şehadet anında verilen hukuk dersiHz. Ali Efendimizin vurulma anı da, şehadeti esnasında bütün insanlığa verdiği bir hukuk dersidir:Hz. Ali kendisini şehid edecek İbn-i Mülcem'i görünce " Beni öldürecek olan budur" dedi. "Ona karşı seni durduran şey nedir?" diye sorulduğunda "O henüz beni öldürmedi" buyurarak boynunu şehadete uzattı!Adalet işte budur! Hiç eğip bükmeden, işi lafa dökmeden, içi boş ve boşaltılmış kavramlarla konuşmadan hukuka inanç ve saygı, İlahi İradeye teslimiyet işte budur! Katiline dahi adaletle davranmak! Hz. Ali farkı bu!Ellerimizi vicdanlarımıza koyarak söyleyelim. Kundaktaki bebeği "ilerde padişaha kıyam edebilir" diye öldürten zihniyet ile kendisini öldürecek katiline "henüz daha beni öldürecek fiili işlemedi" diyerek rıza gösteren hukuk anlayışı arasındaki fark, yeryüzü ile gökyüzü kadar birbirine uzak ve mesafeli değil midir? Bebekleri ölüme götürmenin sözüm ona İslami fetvalara dayanması durumunu Hz. Ali adaleti kabul etmez, o fetvayı alır ve çöpe atar!Demek ki tarihin tekerrür etmesi aynı yanlışta ısrar etmemizden kaynaklanıyor! Dün Sakife'de İlahi iradeyi ortadan kaldıranlar vardı, Osmanlı sarayında İslam'ın ruhunu fetvaları ile katledenler vardı, bugün de onların temsilcileri aynı yolda yürüyorlar. Onlar "Akıllı olalım, ABD çok güçlü işbirliği yapalım" fetvasını veriyorlar, onlar "Hırisitiyanlar da Cennete gireceklerdir" fetvasını veriyorlar, onlar "Vatan, namaz kıldığın her yerdir, dolayısı ile Amerika'da vatandır" fetvasını veriyorlar, onlar  "Suriye'ye savaş ilan edelim, ölen askerde şehiddir" fetvasını veriyorlar, onlar "İsrail otoritesine karşı durulmamalıdır" fetvasını veriyorlar?Bu yoldan yürüyen, aynı fetvalardan beslenen Başbakan da bugün kanun ile hukuk arasındaki farkı bilmeden hukuk devletini yerle bir ediyor ve ülkeyi bölüyor! Başbakan kendisini Fatih Kanunnamesindeki Fatih zannediyor, seçimi "istediğini yapabileceğini zannettiği" bir meşruiyet aracı olarak görüyor. Anayasa'nın 26. maddesinden habersiz, hukuk devleti'inden habersiz, adalet anlayışından bihaber, haydi geçtik bunları kendisine oy vermeyenlerin de bu ülkenin evlatları olduğunu anlamıyor.Coplayan polisi iktidarına hizmet ettiği için "iyi", ranta, bölünmeye, Suriye savaşına, ülkenin 3'te 1'inin açlık ve yoksulluk sınırında yaşamasına hayır diyenleri "kötü" ilan ediyor.Başbakan 3. Köprüye istediği ismi verebileceğini zannediyor, Reyhanlı'da ölen insanları Sünni diye ayırt edebileceğini zannediyor, Taksim'e dilediğini yapabileceğini zannediyor!Birinin Başbakan'a şunu söylemesi lazım: Bunları yapmamalısınız ama biz size bunları yapamazsınız demiyoruz. Yakarsınız, yıkarsınız, rantınızı alırsınız. Ama adınız o zaman adil başbakan olmaz demokratik zorba olursunuz! Sakife ehli ile aynı gemiye binmiş olursunuz!Bakınız vali tayin ettiği Malik'e adaletin kılıcı Efendimiz Ali ne buyuruyorlar: "Ey Maliki ben Hz. Peygamberin, 'Bir ümmetin zayıfının kuvvetlisi ile eşit tutularak hakkını alamayınca, o ümmet hiçbir zaman kuvvetlenemez ve mukaddes olamaz" diye buyurduğunu bir çok yerde duydum. Bu bakımdan ey Malik şunu aklından çıkarma: Tayin ettiğin yardımcı, memur, asker ve polis tarafından fakir ve güçsüzlere uygulanan zulüm ve baskının önüne geçmelisin. Böyle yaparsan ancak rahmeti yaygınlaştırır ve ibadet sevabının verilmesine sebep olabilirsin."İslam Hz. Ali ile bir destan olarak doğdu, Hz Ali'nin adaleti ile bir destan olarak gelişti, sonra, tarihi bir destan çerçevesi halinde, sürekli olarak destan doğurucu bir destan kalıbı halinde, binlerce destanın doğmasına sebep oldu. Hz. Hamza'dan, Kafkas kahramanı Şeyh Şamil'e, aynı cephede şehit düşmüş adsız birinci dünya savaşı şehidine kadar sonsuz bir destan kahramanları külliyatına sahip bir destandır İslam! Bu destanın yaprakları tükenmemiştir. Zengin bir repertuarımız var bizim!Şehadet ile sulanmış bu zengin repertuarın bir tek amacı var Resulullah'ın iradesini tecelli ettirmek ve bu tecelliyi adalet anlayışı ile hakim kılmak. Onun için bizler Kur'an ve tertemiz Ehl-i Beyt emanetine sarıldıkça adaletten nasiptar olacağız. Onlardan uzaklaşmak ise zulümdür ve bizim üzerimizdeki zulmü artıracaktır!  O nedenle biz adalete  sarılacağız. Allah'ın Resulünün sarkıttığı emanete sarılarak adil davranmış olacağız. Bir hususa dikkatinizi çekelim, Ebu Cehil'i Ebu Cehil yapan, -Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in  tespiti ile- Allah inancının olmaması değildi. O'nda bir Allah tasavvuru vardı. Ama Ebu Cehil Hz. Peygamberi kabul edemediği için Ebu Cehil oldu! Bu tespite devam ile şunu ekleyebiliriz; Yezid'i de Yezid yapan Allah ve Peygamber'i kabul etmemesi değildi. Yezid bir şekilde Allah ve Peygamber inancına sahipti. Ama Yezid'i de Yezid yapan şey o'nun Hz. Peygamberin evladlarını kabul edememesi olmuştu! İslam'ın ruhu, İslam'ın fikri, İslam'ın maneviyatı, İslam'ın adaleti yani İslam'da aradığımız her şeyin menbaı, adresi, reçetemiz Hz. Fatıma'dır, Ali'dir, Hasan'dır, Hüseyin'dirEhl-i Beyt'e hakkını teslim etmek yemeğin üzerine yenilen meyve değildir. Ebu Cehil olmamak için, Yezid olmamak için olmazsa olmaz bir şarttır, Ehl-i Beyt!Onun için İslam'ın ruhu, İslam'ın fikri, İslam'ın maneviyatı, İslam'ın adaleti yani İslam'da aradığımız her şeyin menbaı, adresi, reçetemiz Hz. Fatıma'dır, Ali'dir, Hasan'dır, Hüseyin'dir kardeşlerim.Sözlerimi kimden bahsettiğimizi, neyi konuştuğumuzu anlatmak sadedinde 2 sahneyi sizlerle paylaşarak sonlandırmak istiyorum:Birinci sahne:Resulullah'ın Hicret ettiği ve Hz. Ali'nin Peygamberin yatağına yattığı gecede Hak Teala, Cebrail ve Mikail meleklerine şöyle vahyeder: "Ben sizin ikinizi kardeş kıldım ve birinizin ömrünü diğerinden daha uzun yaptım, hanginiz kendi ömrünü arkadaşına bağışlamaya hazırdır." Her ikisi de kendisinin yaşamasını diğerine tercih etti.Bunun üzerine, Hak Teala onlara, "Siz de Ali gibi olsanız ya! Ben onunla Resulüm Muhammed'i kardeş kıldım. Ali O'nun yatağında yattı, kendini feda etti ve O'nun yaşamasını tercih etti. Yere inin ve onu düşmanlarından koruyun" buyurdu.Cebrail ile Mikail yere inerler ve Cebrail Efendimiz Ali'nin baş tarafına Mikail de ayak tarafına dizliler ve Cebrail şöyle der: "Ya Ali, Allah, yedi kat göğün yukarısında meleklerine karşı seninle övünüyor!"İşte bu sırada Allah Teala'nın şu ayeti iner: "İnsanlardan öyleleri var ki, Allah rızası uğrunda canlarını  satarlar?"İkinci sahne:Uhud savaşında ganimet peşinde koşanlar galibiyeti mağlubiyete çevirdiler. Amcası Hamza ve Mus'ab bin Umeyr şehid edildikten sonra O'nu adeta düşmana teslim ettiler. Ali'den ve muhacir ve ensardan küçük bir topluluktan başka kimse kalmadı yanında.Bu zorlu ve dehşet verici anda Tarih, Ali'nini (a.s.) Resulullah'ı (s.a.a.) savunmadaki kararlılığına, fedakarlığına ve sarsılmaz direncine tanık oldu. Bütün gücüyle, kahramalığıyla ve himmetiyle Resulullah'ın (s.a.a.) yanı başından ayrılmadı. Resulün ve risaletin selameti için kendini saldırılara siper etti. Bir elinde İslam sancağı, öbür elinde kılıcı vardı. Saldırılara karşı koyuyor, Hz. Peygamber'e doğru gelen hücumları geri püskürtüyordu. Tek başına tam teçhizatlı bir ordu gibiydi.Resulullah (s.a.a) saldırıya geçen bir grup görünce Ali'ye, "Ali saldır şunlara" dedi. Ali (a.s.) onlara saldırdı ve darmadağın etti.Yüzüne, başına, göğsüne, karnına ve eline aldığı sayısız yaralar kendisini iyice bitkin düşürünceye kadar savaşmaya devam etti Ali.Bu sırada Cebrail (a.s.) Peygamberin yanına geldi ve şöyle dedi: "İşte bu, gerçek fedakarlık ve yardımdır." Resulullah (s.a.a.) dedi ki: "Ali Benden, Ben de ondanım."Cebrail şöyle dedi: "Ben de sizdenim."Bu sıra da gökten gelen bir ses duydular:"Zülfikar gibi kılıç, Ali gibi yiğit yoktur!"Evet, Allah, Resulü, melekleri, Efendimiz Ali üzerinde ittifak ediyor. O'nu vahiyler Kur'anlar, melek kanatları ile muhafaza ve tasdik ediyor. O'nu kabule etmek ahiret ve dünya saadetidir. Reddetmek ise nefsine ve dünyana zulümdür!Nimete nankörlük ettiğimiz için O ve temsilcileri ile buluşamadığımız için, seçemediğimiz için dün ve bugün kaybediyoruz!Düştüğümüz yerden kalkmak ümit, dua ve gayreti ile Prof. Dr. Haydar Baş Hocama bir kez daha sonsuz teşekkür ediyorum.  
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı

Meteorolojiden 17 il için sarı kod

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 17 il için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı. Peki toz taşınımı neden olur ve toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri nelerdir 
24.04.2024 12:18:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:21:49
Fahri Fatih Özcan
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurdun batı ve iç kesimleri için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı.

Bu hafta Libya üzerinden gelen çöl sıcağı etkili olacak. Sıcağın yanı sıra çöl tozları da yurtta etkisini gösterecek.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, tarafından Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak için sarı kodlu uyarı yapıldı. Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve İç Anadolu'nun batısı ile Batı Karadeniz'de yer yer toz taşınımı beklendiğinden, görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi.


Toz taşınımı nedir?


Toz taşınımı, atmosferdeki toz partiküllerinin hareket etmesi veya taşınması sürecidir. Bu partiküller genellikle rüzgar, termal hareketler, fırtınalar veya insan etkisiyle atmosferde taşınabilirler.

Toz taşınımı, çoğunlukla çöllerden veya kuru arazilerden kaynaklanan toz fırtınalarıyla ilişkilendirilir, ancak sanayi, tarım faaliyetleri veya araç trafiği gibi insan faaliyetleri de toz taşınımına katkıda bulunabilir. Mineral toz partiküllerinin atmosferde belirgin varlığının ana nedenleri arasında kuraklık ve çölleşme yer almaktadır.


Toz taşınımının sağlık etkileri nelerdir?


Toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan kişiler için önemli olabilir.

Toz partikülleri, astım, KOAH ve kronik bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan kişilerde rahatsızlıkları tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

Toz partikülleri, özellikle astım hastalarında alerjik reaksiyonlara ve astım ataklarına neden olabilir.

Toz taşınımı sırasında hava kalitesinin düşmesi, görüş mesafesinde azalmaya yol açabilir.

Toz taşınımı dönemlerinde, hava kalitesinin düşmesi nedeniyle halsizlik, kırgınlık, solunum sıkıntısı ve baş ağrısı gibi genel sağlık sorunları yaşanabilir.

Yaşlılar ve çocuklar gibi hassas gruplar, toz taşınımından daha fazla etkilenebilir ve ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.

Bu nedenle, toz taşınımı beklenen dönemlerde, özellikle solunum yolu rahatsızlığı olanlar, yaşlılar ve çocuklar için evde kalmak ve dışarı çıkarken maske kullanmak gibi önlemler almak önemlidir. Ayrıca, evdeyken pencere ve kapıların kapalı tutulması ve dışarıdan eve gelindiğinde duş alınması gibi koruyucu önlemler de önerilmektedir.

BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü

Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
24.04.2024 10:24:00 / Güncelleme: 24.04.2024 10:27:04
Haber Merkezi
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
25 Eylül 2001'de kurulan Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucu 40 üyesinden birisi olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın memleketi olan Kilis'te vefat etti.

Merhum Noter Ökkeş Özalpaydın ve merhum Hafız Fikret Özalpaydın'ın kardeşleri, Ziraat Mühendisi Bekir Sait Özalpaydın, Ziraat Mühendisi Bahadır Özalpaydın ve Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi'nin babaları, Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi'nin kayınpederi, Bağımsız Türkiye Partisi kurucu üyesi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dava arkadaşı, emekli Kilis İlçe Tarım Müdürü Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Cenaze namazı 24 Nisan Çarşamba Günü (Bugün) ikindi namazına müteakip Kilis Asri Mezarlık Camii'nde kılınacaktır.

Merhumun ailesi taziyeyi 1 nolu Topçuoğlu Taziye Evi'nde kabul edeceğini açıkladı.

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün sabah meydana gelen aksaklık 50 saati aşkın süredir giderilemezken, sabah mesaisine gitmek isteyen vatandaşlar yoğunlukla karşılaştı.
24.04.2024 09:42:00 / Güncelleme: 24.04.2024 09:47:47
Anadolu Ajansı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

M5 Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün saat 06.00 itibarıyla başlayan aksaklık sürüyor.

Metro İstanbul'un önce "teknik arıza" olarak açıkladığı, sonrasında "zorunlu bakım çalışması" şeklinde nitelendirdiği, dün ise "işletme saatleri dışında eğitim amaçlı kullanılan yolcusuz iki trenin teması"ndan kaynaklandığını bildirdiği problem nedeniyle seferler Altunizade İstasyonu'nda aktarmalı olarak sürdürülüyor.

Altunize'de durağından metro hattına geçen vatandaşlara turnikelerden geçtikleri sırada "Gideceğiniz yönün tam tersine gidin" uyarısı yapılıyor.

Hattın bulunduğu kata inildiğinde ise yön tabelaların önünde bekleyen görevliler megafonla duyurular yaparak vatandaşları gidecekleri tarafa yönlendiriyor.

Duraktaki süreli ekran tabelaları çalışmazken vatandaşlar arasında megafonla dolaşan bir görevli seferlerin 15 dakika aralıklarla yapıldığı bilgisini veriyor.

Sefer aralıklarının uzamasıyla birlikte duraktaki yoğunluk artıyor, bazı vatandaşlar işe geç kalmaktan endişe duyduklarını yüksek sesle dile getiriyor.

Metroyu bekleyen bir vatandaş "Açıklama yapan yok mu' Bu metroları kapatın o zaman. Böyle saçma bir şey olur mu' İnsan haklarına aykırı değil mi bu' Evimize, işimize gidemiyoruz. Hani her şey güzel olacaktı bu nasıl vaziyet' Yazıklar olsun." diye tepki gösterirken, etrafındaki diğer vatandaşlar da destek verdi.

Aksaklık, duraktaki merkezi sistemden "zorunlu bakım çalışması" şeklinde duyurulurken, arıza öncesi Üsküdar'dan Samandıra yönüne yoğun saatlerde 4 dakika aralıklarla düzenlenen tren seferlerinin 15 dakikada bir yapılması nedeniyle neredeyse tamamı dolan durakta hareket edecek alan kalmıyor.

Metroyu beklemek istemeyenler vatandaşlara 6 numaralı çıkıştan kalkan ücretsiz İETT otobüslerine binerek Üsküdar yönüne gidebilecekleri bildiriliyor.

Otobüs durağında ise önünde "görevli" yazan otobüsler belirli aralıklarla Üsküdar'a ring atıyor. 

İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı, sefer gecikmeli gerçekleşti

Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı, Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir-İstanbul uçuşunda rahatsızlandı. Ortaylı'nın kendisine yapılan ilk müdahalenin ardından sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, sefer gecikmeli gerçekleşti.
24.04.2024 07:05:00
İhlas Haber Ajansı
İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı, sefer gecikmeli gerçekleşti
İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı, sefer gecikmeli gerçekleşti
Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir -İstanbul seferini icra eden TK2337 sefer sayılı TC-LJF kuyruk tescilli Boeing tipi yolcu uçağı, kalkış için yapılan kontrollerin tamamlanmasının ardından 21.45 sıralarında kapıdan ayrıldı.

Uçaktaki yolcular arasında yer alan Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı kalkıştan hemen önce rahatsızlandı.

Durum üzerine kabin ekibi harekete geçti ve pilot kalkışı iptal edip kapıya dönme kararı aldı.

Rahatsızlanan İlber Ortaylı'ya doktor tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ciddi bir bulguya rastlanmazken Ortaylı'nın tansiyon problemi nedeniyle rahatsızlandığı öğrenildi.

Yapılan son kontrollerde ise Ortaylı'nın uçuşa engel bir durumunun olmadığının anlaşılması üzerine uçağın kaptan pilotu kalkışı gerçekleştirdi.

THY'nin İzmir-İstanbul seferi gecikmeli gerçekleşti.

İlber Ortaylı'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.