logo
27 HAZİRAN 2025

İmam Bakır’ın (a.s.) sabrı

Medine’de yaşayan Şamlı biri vardı. Sık sık İmam’ın (a.s.) evine gidip gelir ve hep şöyle derdi

19.09.2023 18:13:00
Haber Merkezi
İmam Bakır’ın (a.s.) sabrı
İmam Bakır’ın (a.s.) sabrı
"Medine'de yaşayan Şamlı biri vardı. Sık sık İmam'ın (a.s.) evine gidip gelir ve hep şöyle derdi:

'Yeryüzünde senden daha fazla düşman olduğum kimse yok, senden ve ailenden nefret ediyorum. Allah'a, Peygambere (s.a.v.) ve mü'minlerin emirine (dönemin halifesine) itaatin, sana düşman olmamı gerektirdiğine inanıyorum. Evine gidip, geliyorsam, senin değerli bir edip ve hoş sohbet biri olmandandır.'

İmam (a.s.) onun bu sözlerine rağmen, ona daima yumuşak ve dostça davranırdı. Çok geçmeden Şamlı adam hastalanıp, yatağa düştü. Ölüm döşeğinde vasiyetini ederken, cenaze namazını İmam Bâkır'ın (a.s.) kıldırmasını istedi.

Gece yarısına doğru yakınları onun öldüğünü gördüler. Vasiyet ettiği yakını, İmam'la (a.s.) konuşmak için sabahleyin camiye gittiğinde, İmam'ın (a.s.) sabah namazını kılmış, Allah'ı zikirle meşgul olduğunu gördü. İmam Bâkır (a.s.) namazlardan sonra zikir ve tesbihâtı ihmal etmemeye özen gösterirdi.

Şamlı'nın vasisi, İmam'a (a.s.) yaklaşıp, 'Efendim, falancayı tanırsınız, dün gece vefat etti ve cenaze namazını sizin kıldırmanızı vasiyet etti' dedi. İmam (a.s.), 'O ölmedi. Benim gelmemi bekleyin, acele etmeyin' buyurdu.

Sonra ayağa kalkarak abdestini tazeledi ve iki rekât namaz kıldı, namazdan sonra dua etti ve secdeye kapandı, gün ışıyıncaya kadar öylece secdede kaldı.

Güneş doğduktan sonra Şamlı'nın evine gitti, baş ucunda oturup ona ismiyle seslendi.

Adam cevap verince onu doğrultup duvara yaslanmasına yardımcı oldu. Biraz şerbet getirmelerini söyleyip, adama şerbet içirdi. Adamın kendisine gelmesini sağladıktan sonra ona soğuk yiyecekler vermelerini söyleyerek oradan ayrıldı.

Kısa bir süre sonra Şamlı adam iyileşip, İmam'ın (a.s.) yanına geldi ve meclisinde otururken, 'Şehadet ederim ki, Sen Allah'ın insanlara hücceti, delilisin' dedi."  

İmam Bakır'ın yumuşak huylu, hilm sahibi olması

Ehl-i Kitap'tan bir adam, İmam'a (a.s.) saldırdı, ona haksızlık etti ve ona, "Sen öküzsün" diye hakarette bulundu.

İmam (a.s.) ona son derece nazik davrandı, erdemin letafetini yansıtan, tebessümlerle ona şöyle karşılık verdi: "Hayır, Ben Bâkır'ım."

Ehl-i Kitaba mensup bu adam susmadı. İmam'a hakaretlerine devam etti. "Sen aşçı kadının oğlusun" dedi.

İmam (a.s.) gülümsedi, bu saldırıdan dolayı öfkelenmedi, aksine şu cevabı verdi: "Bu, onun mesleği idi."

Adam hakaretlerine devam ederek, "Sen çirkin huylu zenci kadının oğlusun" deyince, İmam (a.s.) yine kızmayarak, nazikçe, "Eğer doğru söylüyorsan Allah onu affetsin, şayet yalan söylüyorsan, Allah seni affetsin" buyurdu.

Ehl-i Kitap olan adam, bu cevap karşısında susup kaldı. İmam'ın (a.s.) ahlakı karşısında küçüldü. İmam'ın (a.s.) bu tavrı karşısında adam kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu." 

Bir gün İmam Sâdık (a.s.) Mekke'de bir konuşma yaptı. Konuşmasında şöyle buyurdu:

"Hazreti Muhammed'i (s.a.v.) peygamberlik makamına seçen ve O'nun vesilesi ile bize ikramda bulunan Allah'a hamd olsun.

Biz, Ehl-i Beyt, Allah'ın halk arasında seçkin kulları ve O'nun halifeleriyiz. O halde, mutlu, bize tâbi olan kimsedir. Mutsuz da bize düşmanlık yapan ve muhalefet eden kimsedir."

İmam Sâdık (a.s.) buyuruyor ki: "Hişam'ın kardeşi Müslim bu olayı Hişam'a haber verdi. Hişam Mekke'de bize dokunmadı.

Fakat Şam'a gittiğinde ve biz de Medine'ye döndüğümüzde bizi, Medine'den Şam'a çağırttı. Şam'a vardığımızda üç gün boyunca bize Hişam'la görüşme izni verilmedi. Dördüncü gün olduğunda bize, Hişam'la görüşme izni verildi.

Nihayet içeriye girdik. Hişam sultanlık tahtı üzerinde oturmuştu, ordu komutanları ise silah kuşanmış halde onun etrafında durmuşlardı. Hişam'ın karşısında bir hedef dikilmişti, memleketin ileri gelenleri ise, o hedefe doğru ok atıyorlardı.

Hişam'ın yanına varırken, babam önümde, ben ise onun arkasında idim. Hişam, babama hitaben şöyle dedi:

"Ey Muhammed! Memleketin büyükleri ile sen de hedefe doğru ok at ve bu yarışa katıl."

Babam şöyle buyurdu: "Ben artık yaşlanmışım, ok atma zamanım geçmiştir. Beni bu yarıştan muaf kıl."

Hişam da şöyle dedi: "Dini ve Muhammed (s.a.v.) Peygamberiyle bizi aziz kılan Allah'ın hakkına and olsun ki, seni muaf kılmayacağım."

Daha sonra Ben-i Ümeyye'nin büyüklerinden birine, "Ok ve yayı ona ver" diye emretti.

Babam, yayı eline aldı ve bir oku yayın kirişine koyarak çekti. İkinci oku da kemanın kirişine koyarak çekti, bu ok da atmış olduğu ilk okun tam ortasına isabet edip onu yardı.

Daha sonra birbirinin peşi sıra dokuz tane ok attı ve bunların her biri daha önce atılan okun tam ortasına gelerek onu yarıp parçalıyordu.

Hişam, bu durumdan çok rahatsız oldu, öyle ki kendisini kontrol edemiyordu. Sadece şöyle dedi:

"Ey Ebâ Câfer (bu hitap İmam Bâkır'ın (a.s.) künyesidir), şimdi anladım ki, sen Arap ve Acem'in en iyi ok atanısın."

Hişam'ın, bu sözü söylediği için pişmanlık duyduğunu anladı. Hişam, hilafeti döneminde babamdan önce ve babamdan sonra kimseyi künyesi ile çağırmamıştır.

Bu yüzden rahatsız oldu ve başını önüne eğerek düşünceye daldı. Ben ve babam onun karşısında ayaküstü durmuştuk ve ona bakıyorduk.

Ayakta durmamız uzayınca babam rahatsız oldu ve ona karşı öfkelendi. Babam öfkelendiğinde göğe bakardı, öyle ki, herkes onun sinirlenmiş olduğunu anlardı.

Hişam, babamın rahatsız olduğunu anlayınca, "Yâ Muhammed! Bana doğru gel!" dedi. Babam tahtın üzerine çıktı, ben de onu takip ediyordum.

Babam, Hişam'a yaklaştığında o ayağa kalktı, babamın boynuna sarıldı ve onu sağ tarafına oturttu. Daha sonra benimle de görüştü ve beni de babamın sağ tarafına oturttu.

Daha sonra babama yönelerek şöyle dedi: Yâ Muhammed! Senin gibi birisi, Kureyş arasında olduğu müddetçe onlar Arap ve Acem'e efendilik yapacaklardır. Allah aşkına söyle, sana böyle ok atmayı kim öğretti ve böyle ok atmayı öğrenmen ne kadar sürdü?"

Babam cevabında şöyle dedi: "Gençlikte bazen ok atıyordum ama sonraları terk ettim. Fakat siz ısrar edince tekrar attım."

Sonra Hişam şöyle dedi: "Ben ömrüm boyunca böyle ok atan birisini görmedim ve yeryüzünde senin gibi ok atan birisinin bulunduğunu da zannetmiyorum! Acaba oğlun Câfer de senin gibi ok atabiliyor mu?"

Babam cevabında şöyle buyurdu: "Evet, biz kemâl ve tamamı (üstünlük ve faziletleri) birbirimizden miras alıyoruz.

Allah-u Teâlâ bunları, 'Bugün dininizi kemâle erdirdim ve nimetimi size tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı beğendim'   ayetiyle Peygamberine (s.a.v.) nâzil etmiştir.

Yeryüzü bu özellikleri taşıyacak kimselerden boş değildir, bizden başkaları ise bu özelliklerden mahrumdurlar." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
600 bin kamu işçisini ilgilendiriyor
Kamu işçilerine ikinci zam teklifi açıklandı
Türkiye'yi hedefe koyan harita
Düşündüren Abraham İttifakı haritası
Bursa’da orman yangını köydeki evlere sıçradı
Büyük panik yaşanıyor
Mansur Yavaş'tan parti içi birlik çağrısı
'Birlik olmaktan başka çaremiz yok'
Avustralya o ağı terör örgütü ilan etti
Adı "Terrorgram"
Halk TV'ye mezhepsel ayrımcılık
RTÜK, bazı sitelere erişim engelini kaldırdı, bazı kanalara ceza yağdırdı
Gazze'de 2 bebek daha açlıktan öldü
Aynı durumda çok sayıda bebek var
AB, ABD ile tarife anlaşması istiyor
"Mesajımız çok açık"
İklim Kanunu Teklifi TBMM Genel Kurulunda
İşletmelere ciddi maliyeti olacak!
Trump: Çin ile ticaret anlaşması imzaladık
"Herkesle anlaşma yapmayacağız"
ABD'den İran'ın sivil nükleer programına yardım planı
İddia CNN'de yayımlandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Peygamberimizin ahlakı
İkinci el oto satışında kritik karar
6 ay kısıtlamasına devam
Hamaney'den günler sonra ilk mesaj
'ABD üslerini tekrar hedef alırız'
Yeni anayasa çıkışı
'O sözü asla dinlemeyiz'
600 bin kamu işçisini ilgilendiriyor
Kamu işçilerine ikinci zam teklifi açıklandı
Türkiye'yi hedefe koyan harita
Düşündüren Abraham İttifakı haritası
Bursa’da orman yangını köydeki evlere sıçradı
Büyük panik yaşanıyor
Mansur Yavaş'tan parti içi birlik çağrısı
'Birlik olmaktan başka çaremiz yok'
Avustralya o ağı terör örgütü ilan etti
Adı "Terrorgram"
Halk TV'ye mezhepsel ayrımcılık
RTÜK, bazı sitelere erişim engelini kaldırdı, bazı kanalara ceza yağdırdı
Gazze'de 2 bebek daha açlıktan öldü
Aynı durumda çok sayıda bebek var
AB, ABD ile tarife anlaşması istiyor
"Mesajımız çok açık"
İklim Kanunu Teklifi TBMM Genel Kurulunda
İşletmelere ciddi maliyeti olacak!
Trump: Çin ile ticaret anlaşması imzaladık
"Herkesle anlaşma yapmayacağız"
ABD'den İran'ın sivil nükleer programına yardım planı
İddia CNN'de yayımlandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Peygamberimizin ahlakı
İkinci el oto satışında kritik karar
6 ay kısıtlamasına devam
Hamaney'den günler sonra ilk mesaj
'ABD üslerini tekrar hedef alırız'
Yeni anayasa çıkışı
'O sözü asla dinlemeyiz'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.