İmam Kazım’ın meşhur akıl risâlesi -6-
Az konuşmak, büyük bir hikmettir. Susmayı bilin. Çünkü susmak; güzel bir emanet, yükün azlığı ve günahların hafifliği demektir
12.01.2024 20:02:00 / Güncelleme: 12.01.2024 20:07:50
Hasan Parlak
Hasan Parlak





Ey Hişam! Az konuşmak, büyük bir hikmettir. Susmayı bilin. Çünkü susmak; güzel bir emanet, yükün azlığı ve günahların hafifliği demektir.
Hilmin kapısını sağlam tutun. Hilmin kapısı da sabırdır. Hiç şüphesiz Yüce Allah, hayret edilecek bir husus olmadan, durmadan gülen ve bir ihtiyacı olmadan yürüyen kimselere buğzeder.
Vali, çoban gibi olmalıdır. Sürüsünden gâfil olmamalı, onlara karşı büyüklenmemelidir.
Gizli hâllerinizle ilgili olarak Allah'tan utanın, açık hâllerinizde insanlardan utandığınız gibi...
Bilin ki, hikmetle ilgili tek bir söz dahi mü'minin yitiğidir. O hâlde, bu hikmetli söz ortadan kaldırılmadan önce onu öğrenin. Hikmetli sözün ortadan kalkması ise âlimlerin aranızdan çıkarılması şeklinde olur.
Ey Hişam! İlimle ilgili olarak bilmediklerini öğren, cahile de öğrendiğini öğret. İlminden dolayı âlimi yücelt, onunla çekişmeyi bırak. Cehaletinden dolayı cahili küçült ama kovma; aksine yakınlaştır ve onu eğit.
Ey Hişam! Şükrünü edâ etmekten âciz olduğun her nimet, sorumlu tutulacağın bir kötülük mesâbesindedir.
Emîrü'l-Mü'minîn (a.s.) şöyle buyurmuştur: 'Allah'ın bazı kulları vardır ki, Allah korkusu onların kalplerini kırmıştır. Bu yüzden akıllı ve fasih insanlar oldukları hâlde susup kalmışlardır.
Tertemiz ameller işleyerek Allah'a koşarlar. İşledikleri çok ameli çok görmezler ve kendileri için az bir amele de râzı olmazlar. Kendilerini kötüler olarak görürler, zeki ve iyi kimseler değil.'
Ey Hişam! Utanma duygusu (hayâ) imandandır. İman ise Cennet'tedir. Hayâsızlık ise kabalık ve görgüsüzlüktendir. Kabalık ve görgüsüzlük ise Cehennem'dedir.
Ey Hişam! Konuşanlar üç kısma ayrılır: Kazançlı çıkanlar, zarar görmeyenler, helâk olanlar.
Kazançlı çıkanlar, Allah'ı zikredenlerdir. Zarar görmeyenler, susmasını bilenlerdir. Helâk olanlar, bâtıl meselelere dalanlardır.
Yüce Allah, hayâsız, utanmaz, açık saçık sözlerle gülüp eğlenen, ne dediğine ve kendisi için ne dendiğine aldırmayan yüzsüzlere Cennet'i haram kılmıştır.
Ebû Zer (r.a.) şöyle derdi: 'Ey ilim peşinde olan kimse! Şu dil, hem hayrın, hem de şerrin anahtarıdır. Altınını ve belgelerini bir yere koyup kilitlediğin gibi, ağzının üzerini de kilitle.'
Ey Hişam! Kulun ikiyüzlü, iki dilli olması ne kötüdür! Kardeşini görünce onu över, arkasından ise gıybetini edip kötüler. Bir şeye nâil olursa kıskanır, bir musibete uğrasa yüzüstü bırakır.
Hiç şüphesiz sevabı en çabuk verilen hayır, iyiliktir. Cezası en çabuk verilen kötülük de zinadır.
Allah'ın kullarının en kötüsü, hayâsızlığı nedeniyle beraber oturulmasından hoşlanılmayan kimsedir. İnsanlar, sadece dillerinin söyledikleri yüzünden burunları üstünde sürtünerek Cehennem'e girerler.
Kişinin Müslümanlığının güzelliğinin alâmeti, kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesidir.
Ey Hişam! Kişi korku ve ümit arasında bir düzeye erişmeden mü'min olamaz. Korktuğu ve ümit ettiği şey için çalışmadıkça da korku ve ümit düzeyine erişemez.
Ey Hişam! Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'İzzetim, Celâl'im, azametim, kudretim, heybetim ve yüceliğim hakkı için bir kul, Benim arzumu kendi arzusuna tercih edince, zenginliği onun nefsinde kılarım.
Bütün ilgisini âhirete yöneltirim. Bulunduğu yerde ona kâfi gelirim, ihtiyaçlarını karşılarım. Gökler ve yer onun rızkını garanti eder. Onun için her tüccarın ve ticaretinin arkasında Ben olurum.'
Ey Hişam! Öfke kötülüğün anahtarıdır. Mü'minlerin en kâmili, ahlâkı en güzel olandır. Elinden geliyorsa insanların arasına karışma, eğer karışırsan, ancak onlara karşı veren el olduğun durumlarda aralarına karış.
Ey Hişam! Yumuşak ol. Çünkü yumuşaklık, uğur ve berekettir, sertlik ve kabalık ise uğursuzluktur. Yumuşaklık, iyilik, güzel ahlâk dünyayı imar eder, rızkı da artırır.
Ey Hişam! 'İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?' âyeti mü'minler, kâfirler, iyiler ve günahkârlar olmak üzere herkes için geçerlidir.
Bir kimseye iyilik yapılırsa, onun karşılığını vermesi gerekir. Karşılık demek, sana yapılanın aynını yaparak kendini üstün görmen demek değildir. Eğer onun yaptığı gibi yaparsan, üstünlük ondadır. Çünkü ilk başlatan odur.
Ey Hişam! Dünya yılana benzer; dokununca yumuşacıktır ama içi öldürücü zehirle doludur. Akıllı yetişkin adamlar ondan sakınırken, küçük çocuklar elleriyle ona dokunmak isterler.
Ey Hişam! Allah'a ibâdet üzere sabret. Allah'a karşı çıkmaktan sakınma hususunda sabırlı ol.
Dünya hayatı, içinde bulunulan ândan ibârettir. Geçene sevinmenin de, üzülmenin de anlamı yoktur. Gelmeyenin de nasıl olduğunu bilemezsin. Sen içinde bulunduğun ânda sabret. O zaman sevinç içinde olup hâlin daha güzel olur." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)
Hilmin kapısını sağlam tutun. Hilmin kapısı da sabırdır. Hiç şüphesiz Yüce Allah, hayret edilecek bir husus olmadan, durmadan gülen ve bir ihtiyacı olmadan yürüyen kimselere buğzeder.
Vali, çoban gibi olmalıdır. Sürüsünden gâfil olmamalı, onlara karşı büyüklenmemelidir.
Gizli hâllerinizle ilgili olarak Allah'tan utanın, açık hâllerinizde insanlardan utandığınız gibi...
Bilin ki, hikmetle ilgili tek bir söz dahi mü'minin yitiğidir. O hâlde, bu hikmetli söz ortadan kaldırılmadan önce onu öğrenin. Hikmetli sözün ortadan kalkması ise âlimlerin aranızdan çıkarılması şeklinde olur.
Ey Hişam! İlimle ilgili olarak bilmediklerini öğren, cahile de öğrendiğini öğret. İlminden dolayı âlimi yücelt, onunla çekişmeyi bırak. Cehaletinden dolayı cahili küçült ama kovma; aksine yakınlaştır ve onu eğit.
Ey Hişam! Şükrünü edâ etmekten âciz olduğun her nimet, sorumlu tutulacağın bir kötülük mesâbesindedir.
Emîrü'l-Mü'minîn (a.s.) şöyle buyurmuştur: 'Allah'ın bazı kulları vardır ki, Allah korkusu onların kalplerini kırmıştır. Bu yüzden akıllı ve fasih insanlar oldukları hâlde susup kalmışlardır.
Tertemiz ameller işleyerek Allah'a koşarlar. İşledikleri çok ameli çok görmezler ve kendileri için az bir amele de râzı olmazlar. Kendilerini kötüler olarak görürler, zeki ve iyi kimseler değil.'
Ey Hişam! Utanma duygusu (hayâ) imandandır. İman ise Cennet'tedir. Hayâsızlık ise kabalık ve görgüsüzlüktendir. Kabalık ve görgüsüzlük ise Cehennem'dedir.
Ey Hişam! Konuşanlar üç kısma ayrılır: Kazançlı çıkanlar, zarar görmeyenler, helâk olanlar.
Kazançlı çıkanlar, Allah'ı zikredenlerdir. Zarar görmeyenler, susmasını bilenlerdir. Helâk olanlar, bâtıl meselelere dalanlardır.
Yüce Allah, hayâsız, utanmaz, açık saçık sözlerle gülüp eğlenen, ne dediğine ve kendisi için ne dendiğine aldırmayan yüzsüzlere Cennet'i haram kılmıştır.
Ebû Zer (r.a.) şöyle derdi: 'Ey ilim peşinde olan kimse! Şu dil, hem hayrın, hem de şerrin anahtarıdır. Altınını ve belgelerini bir yere koyup kilitlediğin gibi, ağzının üzerini de kilitle.'
Ey Hişam! Kulun ikiyüzlü, iki dilli olması ne kötüdür! Kardeşini görünce onu över, arkasından ise gıybetini edip kötüler. Bir şeye nâil olursa kıskanır, bir musibete uğrasa yüzüstü bırakır.
Hiç şüphesiz sevabı en çabuk verilen hayır, iyiliktir. Cezası en çabuk verilen kötülük de zinadır.
Allah'ın kullarının en kötüsü, hayâsızlığı nedeniyle beraber oturulmasından hoşlanılmayan kimsedir. İnsanlar, sadece dillerinin söyledikleri yüzünden burunları üstünde sürtünerek Cehennem'e girerler.
Kişinin Müslümanlığının güzelliğinin alâmeti, kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesidir.
Ey Hişam! Kişi korku ve ümit arasında bir düzeye erişmeden mü'min olamaz. Korktuğu ve ümit ettiği şey için çalışmadıkça da korku ve ümit düzeyine erişemez.
Ey Hişam! Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'İzzetim, Celâl'im, azametim, kudretim, heybetim ve yüceliğim hakkı için bir kul, Benim arzumu kendi arzusuna tercih edince, zenginliği onun nefsinde kılarım.
Bütün ilgisini âhirete yöneltirim. Bulunduğu yerde ona kâfi gelirim, ihtiyaçlarını karşılarım. Gökler ve yer onun rızkını garanti eder. Onun için her tüccarın ve ticaretinin arkasında Ben olurum.'
Ey Hişam! Öfke kötülüğün anahtarıdır. Mü'minlerin en kâmili, ahlâkı en güzel olandır. Elinden geliyorsa insanların arasına karışma, eğer karışırsan, ancak onlara karşı veren el olduğun durumlarda aralarına karış.
Ey Hişam! Yumuşak ol. Çünkü yumuşaklık, uğur ve berekettir, sertlik ve kabalık ise uğursuzluktur. Yumuşaklık, iyilik, güzel ahlâk dünyayı imar eder, rızkı da artırır.
Ey Hişam! 'İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?' âyeti mü'minler, kâfirler, iyiler ve günahkârlar olmak üzere herkes için geçerlidir.
Bir kimseye iyilik yapılırsa, onun karşılığını vermesi gerekir. Karşılık demek, sana yapılanın aynını yaparak kendini üstün görmen demek değildir. Eğer onun yaptığı gibi yaparsan, üstünlük ondadır. Çünkü ilk başlatan odur.
Ey Hişam! Dünya yılana benzer; dokununca yumuşacıktır ama içi öldürücü zehirle doludur. Akıllı yetişkin adamlar ondan sakınırken, küçük çocuklar elleriyle ona dokunmak isterler.
Ey Hişam! Allah'a ibâdet üzere sabret. Allah'a karşı çıkmaktan sakınma hususunda sabırlı ol.
Dünya hayatı, içinde bulunulan ândan ibârettir. Geçene sevinmenin de, üzülmenin de anlamı yoktur. Gelmeyenin de nasıl olduğunu bilemezsin. Sen içinde bulunduğun ânda sabret. O zaman sevinç içinde olup hâlin daha güzel olur." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.