İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Güngören Belediye Başkan adayı Yüksel Yalçın Güngören'de halkla buluştu.
İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada kendisi için "Bu şahıs, nasıl olduysa yanlışlıkla bu görevi aldı" diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıt verdi.
İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Erdoğan'ın demokrasi anlayışı tam da bu. Kendi kazanırsa demokrasi, milli irade; başkası kazanırsa yanlışlık! Asıl mesele ne biliyor musunuz? Ülkemizde, 15 Temmuz 2016 gecesi tanklarla, tüfeklerle hain bir grup, milli iradeye el koymak istedi değil mi? Hatırlayın, 252 vatandaşımızı kaybettik. Onların direnciyle milletimiz, milli iradeye darbe yapılmasına karşı durdu. Darbe, sadece illa tankla, tüfekle olmaz. Darbe, iktidara hakim gücün, anayasal kurumları etkisi altına olmasıyla da olur. 6 Mayıs 2019'da ne yaptılar biliyor musunuz? Milli iradeye darbe yaptılar, darbe. Peki ne oldu biliyor musunuz? 15 Temmuz'da millet, darbecilere karşı nasıl karşı durduysa, 23 Haziran'da da 806 bin oy fark atarak, demokrasiye sahip çıktılar. İşin özü bu. 806 bin oy farkı olunca, hatırlayın Sayın Cumhurbaşkanı üç gün ortadan kayboldu. Bu 31 Mart'tan sonra ne olacak biliyor musun? En az iki hafta göremeyeceğiz onu. Herhalde iki hafta külliyeden çıkmaz"
"Acemi aday sevincimi yarıda bıraktı"
İstanbul'da ne aldanan ne de aldatan olmayacaklarının altını çizen İBB Başkanı İmamoğlu, "İstanbul'da bir süredir ilginç bir seçim dönemi yaşıyoruz. Bir bölümüyle bizi şaşırtıyor, bir bölümüyle şaşırtmıyor. Şaşırtan tarafı şu. Dediler ki 'Polemikten uzak duracağım, sadece projelerimi anlatacağım' dedi. Ben ona acemi aday diyorum kusura bakmasın. Bazen yüzümüzde acı da olsa bir tebessüm bırakmıyor değil. Fakat ben de sevindim dedim ki ne güzel çata çat pata pat proje konuşacağız. Ama sevgili acemi aday ne yazık ki sevincimi yarıda bıraktı." şeklinde konuştu.
"Gelin şu farkı ikiye, üçe katlayalım"
İktidarın aldığı her oyla daha fazla kibirlendiğini ve milleti hor gördüğünü söyleyen İmamoğlu, oylarını artırmaları halinde iktidarın faha fazla zam yapacağını söyledi.
İmmaoğlu, "Onun için, ben zaten çok fark atacağım ama, gelin şu farkı ikiye, üçe katlayalım be, ikiye, üçe katlayalım. 31 Mart'ta yeni bir pencere açılsın İstanbul'da, Türkiye'de. Çok daha müreffeh, çok daha ılımlı, çok daha kavgasız, işiyle konuşulan, işiyle tartışılan, kim daha çok iş yaptıysa onun oy aldığı, onun daha güçlü olduğu bir Türkiye inşa edelim." diye konuştu.
"Krallıkta mı yaşıyoruz"
Koltuğa gelen haddini bilecek, haddini" diyen Ekrem İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben, İstanbul'un Belediye Başkanı isem, sadece sizi temsil ediyorum. Sizin paranızı ahlaklı, erdemli, her kuruşunu dikkatli harcayan, hesabını veren, asla bir kuruşuna bile zeval getirmeyen bir şekilde, şeffaf… Nedir ya? Krallıkta mı yaşıyoruz? Yok öyle bir şey. Şurada gördüğünüz güzel kızımız var ya, o güzel kızlarımız ne kadar hak sahibiyse, ben de o kadar hak sahibiyim. Şuradaki ablamız ne kadar, o beyaz yaşmaklı güzel ablamız ne kadar hak sahibiyse, ben de o kadar hak sahibiyim. Buradaki herkes en az benim kadar hak sahibi. Bu millete hakkını vermeye devam edeceğim kardeşim. Onun için İstanbul'da her şey çok güzel olacak. Allah'ın izniyle, her şey çok güzel olmaya devam edecek. Sizin duanızla, sizin gücünüzle, sizin o güler yüzünüzle tam yol ileri İstanbul, tam yol ileri."
İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada kendisi için "Bu şahıs, nasıl olduysa yanlışlıkla bu görevi aldı" diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıt verdi.
İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Erdoğan'ın demokrasi anlayışı tam da bu. Kendi kazanırsa demokrasi, milli irade; başkası kazanırsa yanlışlık! Asıl mesele ne biliyor musunuz? Ülkemizde, 15 Temmuz 2016 gecesi tanklarla, tüfeklerle hain bir grup, milli iradeye el koymak istedi değil mi? Hatırlayın, 252 vatandaşımızı kaybettik. Onların direnciyle milletimiz, milli iradeye darbe yapılmasına karşı durdu. Darbe, sadece illa tankla, tüfekle olmaz. Darbe, iktidara hakim gücün, anayasal kurumları etkisi altına olmasıyla da olur. 6 Mayıs 2019'da ne yaptılar biliyor musunuz? Milli iradeye darbe yaptılar, darbe. Peki ne oldu biliyor musunuz? 15 Temmuz'da millet, darbecilere karşı nasıl karşı durduysa, 23 Haziran'da da 806 bin oy fark atarak, demokrasiye sahip çıktılar. İşin özü bu. 806 bin oy farkı olunca, hatırlayın Sayın Cumhurbaşkanı üç gün ortadan kayboldu. Bu 31 Mart'tan sonra ne olacak biliyor musun? En az iki hafta göremeyeceğiz onu. Herhalde iki hafta külliyeden çıkmaz"
"Acemi aday sevincimi yarıda bıraktı"
İstanbul'da ne aldanan ne de aldatan olmayacaklarının altını çizen İBB Başkanı İmamoğlu, "İstanbul'da bir süredir ilginç bir seçim dönemi yaşıyoruz. Bir bölümüyle bizi şaşırtıyor, bir bölümüyle şaşırtmıyor. Şaşırtan tarafı şu. Dediler ki 'Polemikten uzak duracağım, sadece projelerimi anlatacağım' dedi. Ben ona acemi aday diyorum kusura bakmasın. Bazen yüzümüzde acı da olsa bir tebessüm bırakmıyor değil. Fakat ben de sevindim dedim ki ne güzel çata çat pata pat proje konuşacağız. Ama sevgili acemi aday ne yazık ki sevincimi yarıda bıraktı." şeklinde konuştu.
"Gelin şu farkı ikiye, üçe katlayalım"
İktidarın aldığı her oyla daha fazla kibirlendiğini ve milleti hor gördüğünü söyleyen İmamoğlu, oylarını artırmaları halinde iktidarın faha fazla zam yapacağını söyledi.
İmmaoğlu, "Onun için, ben zaten çok fark atacağım ama, gelin şu farkı ikiye, üçe katlayalım be, ikiye, üçe katlayalım. 31 Mart'ta yeni bir pencere açılsın İstanbul'da, Türkiye'de. Çok daha müreffeh, çok daha ılımlı, çok daha kavgasız, işiyle konuşulan, işiyle tartışılan, kim daha çok iş yaptıysa onun oy aldığı, onun daha güçlü olduğu bir Türkiye inşa edelim." diye konuştu.
"Krallıkta mı yaşıyoruz"
Koltuğa gelen haddini bilecek, haddini" diyen Ekrem İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben, İstanbul'un Belediye Başkanı isem, sadece sizi temsil ediyorum. Sizin paranızı ahlaklı, erdemli, her kuruşunu dikkatli harcayan, hesabını veren, asla bir kuruşuna bile zeval getirmeyen bir şekilde, şeffaf… Nedir ya? Krallıkta mı yaşıyoruz? Yok öyle bir şey. Şurada gördüğünüz güzel kızımız var ya, o güzel kızlarımız ne kadar hak sahibiyse, ben de o kadar hak sahibiyim. Şuradaki ablamız ne kadar, o beyaz yaşmaklı güzel ablamız ne kadar hak sahibiyse, ben de o kadar hak sahibiyim. Buradaki herkes en az benim kadar hak sahibi. Bu millete hakkını vermeye devam edeceğim kardeşim. Onun için İstanbul'da her şey çok güzel olacak. Allah'ın izniyle, her şey çok güzel olmaya devam edecek. Sizin duanızla, sizin gücünüzle, sizin o güler yüzünüzle tam yol ileri İstanbul, tam yol ileri."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.