İktisadî Hayat
Hayatın bütününü kuşatan, kulluk gayesi istikametinde onu düzenleyen İslâm, iktisadî hayatı da kendi haline bırakmamıştır; birtakım temel esaslar koymuştur.[14,33,60,61] Zira iktisadî hayat, geçimin kaynağıdır. Geçim, hayatın devamına sebeptir. Hayatın devamı ise kulluk yolunda ve i'lâ-i kelimetullah uğrunda çalışabilmek için şarttır.
Aslında dünya, içindeki mal ve servet, insan için kulluk yolunda fitne sebebi de olabilir. İnsan fitneye götüren bu menfî meyli, gayeden kopmamak, niyeti Rıza-i Bâri mesnedine oturtmak suretiyle aşabilir. Nitekim teşvik edilen ve güzel görülen dünya ve servet, Allah için olan ve Allah adına tasarrufta bulunulandır. Böyle bir mal ve servet, esasen ebedî hayat sermayesidir. Bu anlamdaki servetin korunması ve emniyeti, büyük önem taşır.
İslâm muamelâtı, adâletin temini ve tesisi için iktisadî hayatın hakkaniyet ve adâlet esasları üzerine oturtulmasını sağlamıştır.
Herşeyden evvel servetin tek elde toplanmasına, İslâm hoş bakmaz. Allah yolunda, cihad uğrunda tasadduk etmek, fakire ve yetime malî destek vermek, zekât, sadaka vermek, miras yoluyla servetin toplumda intikalini temin etmek gibi esaslarla İslâm muamelâtı, iktisadî sahada tekelleşmeyi önlemiştir.
Öte yandan İslâm, helâl kazanç yollarının meşruiyetini şart koşmuş, haram kazanç yollarını tıkamıştır. Kazanılan servetin keyfî bir tutumla, haram ve şüpheli yerlere harcanmaması için de tedbirler getirmiştir.
Prof. Dr. Haydar BAŞ
Hayatın bütününü kuşatan, kulluk gayesi istikametinde onu düzenleyen İslâm, iktisadî hayatı da kendi haline bırakmamıştır; birtakım temel esaslar koymuştur.[14,33,60,61] Zira iktisadî hayat, geçimin kaynağıdır. Geçim, hayatın devamına sebeptir. Hayatın devamı ise kulluk yolunda ve i'lâ-i kelimetullah uğrunda çalışabilmek için şarttır.
Aslında dünya, içindeki mal ve servet, insan için kulluk yolunda fitne sebebi de olabilir. İnsan fitneye götüren bu menfî meyli, gayeden kopmamak, niyeti Rıza-i Bâri mesnedine oturtmak suretiyle aşabilir. Nitekim teşvik edilen ve güzel görülen dünya ve servet, Allah için olan ve Allah adına tasarrufta bulunulandır. Böyle bir mal ve servet, esasen ebedî hayat sermayesidir. Bu anlamdaki servetin korunması ve emniyeti, büyük önem taşır.
İslâm muamelâtı, adâletin temini ve tesisi için iktisadî hayatın hakkaniyet ve adâlet esasları üzerine oturtulmasını sağlamıştır.
Herşeyden evvel servetin tek elde toplanmasına, İslâm hoş bakmaz. Allah yolunda, cihad uğrunda tasadduk etmek, fakire ve yetime malî destek vermek, zekât, sadaka vermek, miras yoluyla servetin toplumda intikalini temin etmek gibi esaslarla İslâm muamelâtı, iktisadî sahada tekelleşmeyi önlemiştir.
Öte yandan İslâm, helâl kazanç yollarının meşruiyetini şart koşmuş, haram kazanç yollarını tıkamıştır. Kazanılan servetin keyfî bir tutumla, haram ve şüpheli yerlere harcanmaması için de tedbirler getirmiştir.
Prof. Dr. Haydar BAŞ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.