Şu anda teröristler devlet olup 100 yıllık temeli, son yıllarda yok edilmiş, Atatürk'ün emaneti Türkiye Cumhuriyetine harp ilan ederken, iç politikada ortaya çıkan olaylar sonucu millet kurtuluş umudunu yitirmiştir. Neyin umudu diye sorarsanız, kısaca, bağımsız ve tek parça olmanın?
Sayın Cumhurbaşkanının kendi ifadesi ile birkaç zamandır zaten başkanlık sistemi ile idare edildiğimizi bu tarzın bizim zaten geleneğimizde olduğu açıklanmıştır. Yani her şeyin çözümünü bunda görenlerin sistemin ne saçma bir hedef olduğunu, şu andaki kaosun nedeninin zaten mevcut ve uygulaması görünen ve de itiraf edilen başkanlık sistemi olduğunu kabul etmesi gerekmektedir.
Madem bu sistem bizi buralara taşıdı. Bunun yararı değil tam manada zararı vardır. Bir an önce bu durumdan kurtulmak şarttır. Şu anda sıfır sorun yerine ülkemiz sıfırlanmıştır. Komşularımız yok olmuştur. Müttefiklerimizin yerini oraları BOP kapsamında iktidar tarafından desteklenen haçlılar almıştır. Eski camlar bardak olmuştur.
Bütün üstlerini ABD ve AB patronlarına devreden yeni Türkiyecilerin hedefi net ve açıktır. Bu hedefler tam olarak ABD dizaynıdır. AKP projenin taşeron firmasıdır. Beraberce düşünelim. Hafıza zafiyeti nedeni ile ancak yakın tarihteki, yani, Balkan savaşlarında dünya savaşına kadar yaşanan Osmanlı tarihini aynen örnek aldılar ve başladılar. O zamanki siyasi olayları okuduğunuz ve hak hukuk üzerine düşündüğünüzde bu iktidarın, daha doğrusu başkanlık sisteminin Osmanlıda Abdülhamit'ten sonraki durumun aynı olduğunu göreceksiniz.
Borçlanmalar, yabancı hayranlığı, kapitülasyonlar (şimdiki özelleştirmeler) bu nedenle NATO teslimiyeti (ALMAN dostluğu), Duyun-u Umumiye (IMF ve Dünya bankası ve yabancı bankalara dolar karşılığı borçlanma ve onların kontrolüne girme).
Balkan savaşlarına karşılık yeni Osmanlıda azınlıklara tanınan haklar; vakıf harekatları, açılan 60 binin üzerinde kilise evleri,
Dinler arası diyaloglar, besmele ile açılan dinler bahçeleri, bahçelerde çiçek yerine açılmış eller ve papazların dualarına amin diyen o an sapıtmış diller.
Buraya kadar eski halimize uymayan bir durum var mı? Bu nedenle Yeni Türkiye denen Başkanlık sistemi aslında 2023 tarihinde hedefine ulaşmış olacak. Yeni Türkiye'nin, öncelikle toprağının şimdikinden küçük olmasının gereğini anladınız mı?
Bütün bu yutturmacaların arkasındaki güçlerin kim olduğunu bilmeyen kaldı mı? Tekrar bildirelim. İktidar koltukları başkanın sözünden anlaşılacağı gibi, ananevi olarak elbet damat paşalara, zamanı gelecek Kösem Sultanlara, veliaht prenslere ait olmalıdır. Olmadı mı?
Kader böyle imiş ne söylense boş mu diyeceğiz. Yoksa sandıkta SON kader değiştirme şansımızı BTP ile mi deneyeceğiz. Karar milletindir.
Sayın Cumhurbaşkanının kendi ifadesi ile birkaç zamandır zaten başkanlık sistemi ile idare edildiğimizi bu tarzın bizim zaten geleneğimizde olduğu açıklanmıştır. Yani her şeyin çözümünü bunda görenlerin sistemin ne saçma bir hedef olduğunu, şu andaki kaosun nedeninin zaten mevcut ve uygulaması görünen ve de itiraf edilen başkanlık sistemi olduğunu kabul etmesi gerekmektedir.
Madem bu sistem bizi buralara taşıdı. Bunun yararı değil tam manada zararı vardır. Bir an önce bu durumdan kurtulmak şarttır. Şu anda sıfır sorun yerine ülkemiz sıfırlanmıştır. Komşularımız yok olmuştur. Müttefiklerimizin yerini oraları BOP kapsamında iktidar tarafından desteklenen haçlılar almıştır. Eski camlar bardak olmuştur.
Bütün üstlerini ABD ve AB patronlarına devreden yeni Türkiyecilerin hedefi net ve açıktır. Bu hedefler tam olarak ABD dizaynıdır. AKP projenin taşeron firmasıdır. Beraberce düşünelim. Hafıza zafiyeti nedeni ile ancak yakın tarihteki, yani, Balkan savaşlarında dünya savaşına kadar yaşanan Osmanlı tarihini aynen örnek aldılar ve başladılar. O zamanki siyasi olayları okuduğunuz ve hak hukuk üzerine düşündüğünüzde bu iktidarın, daha doğrusu başkanlık sisteminin Osmanlıda Abdülhamit'ten sonraki durumun aynı olduğunu göreceksiniz.
Borçlanmalar, yabancı hayranlığı, kapitülasyonlar (şimdiki özelleştirmeler) bu nedenle NATO teslimiyeti (ALMAN dostluğu), Duyun-u Umumiye (IMF ve Dünya bankası ve yabancı bankalara dolar karşılığı borçlanma ve onların kontrolüne girme).
Balkan savaşlarına karşılık yeni Osmanlıda azınlıklara tanınan haklar; vakıf harekatları, açılan 60 binin üzerinde kilise evleri,
Dinler arası diyaloglar, besmele ile açılan dinler bahçeleri, bahçelerde çiçek yerine açılmış eller ve papazların dualarına amin diyen o an sapıtmış diller.
Buraya kadar eski halimize uymayan bir durum var mı? Bu nedenle Yeni Türkiye denen Başkanlık sistemi aslında 2023 tarihinde hedefine ulaşmış olacak. Yeni Türkiye'nin, öncelikle toprağının şimdikinden küçük olmasının gereğini anladınız mı?
Bütün bu yutturmacaların arkasındaki güçlerin kim olduğunu bilmeyen kaldı mı? Tekrar bildirelim. İktidar koltukları başkanın sözünden anlaşılacağı gibi, ananevi olarak elbet damat paşalara, zamanı gelecek Kösem Sultanlara, veliaht prenslere ait olmalıdır. Olmadı mı?
Kader böyle imiş ne söylense boş mu diyeceğiz. Yoksa sandıkta SON kader değiştirme şansımızı BTP ile mi deneyeceğiz. Karar milletindir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017