logo
19 NİSAN 2024

İnkıraz kazığı ve bir gönül sultanı

24.07.2018 00:00:00
Hak dostları der ki, işler, önce mana dünyasında hallolur, akabinde bu aleme akseder, gerçekleşir. 
Bu bakımdan gönüller sultanı Niyazi Mısrî'nın (k.s) ahvali, geçmişte de, bugün de ibret ve hikmet doludur. Dünyamıza ışık tutacak niteliktedir.
Hz. Mısrî, 1618 Malatya doğumludur. Kadirî-Halveti meşrep, burc-ı belada bir Merd-i Hüdâ'dır. Devrin kutup velisidir.
Osmanlı'nın kaba softa Kadızadeliler mezaliminin karşısında bir iman ve aşk kalesi gibi dikilmiştir.
Silsilesi Ümmi Sinan, Yiğitbâşi Veli ve Yahya Şirvani hazretleri kanalıyla İmam Ali'ye (k. veche) ve Rasulullah'a (s.a.a) ulaşır.
Bursa Ulu Cami ve İstanbul Ayasofya Cami onun kürsüsüdür.
Malatya, Diyarbakır, Mardin, Kerbela, Şam, Mısır, İstanbul, Bursa, Uşak, Tekirdağ, Rodos ve Limniyörelerindeki çileli yaşamı ve hicretleri sonrasında; ayağında demir bukağılarla 16 sene hapis yattığı Limni adasının bağrından 1694'te uğruna feda-i can eylediği Rabbine ve Ehl-i Beyt'e kanatlanmıştır.
IV. Murad, I. İbrahim, IV. Mehmed Avcı,II. Süleyman,II. Ahmed devirlerine şahid olmuştur.
Onu, 16 yıl ayağındaki bukağılarla hapiste şehadete götüren sebepler bellidir: Padişahın etrafına çöreklenmiş sarıklı kaba softa ham yobazların "Mısrî, gayr-i sünni mülhidin taifesindendir" şeklindeki bühtanları, akran hasedi, Kadızadeli fitnesi ve cehrî-devran zikrinin hak erkan olduğundaki inancı? Ve elbette; İmam Hasan ve İmam Hüseyin, Muhammed Mustafa'nın nübüvvet ağacının en gürbüz dallarıdır, tevhid, bereket ve hidayet adresi orasıdır, şeklindeki imanı.
Çivizadeliler, Kadızadeliler, Şeyhulislam Minkarîzâdeler ve Vaiz Vâni Mehmed efendiler padişahın etrafını kuşatarak devran-cehri zikri yasaklattılar, nerde bir tevhid ve zikir ehli gördü iseler hakaret ettiler, kışkırttılar. Mısrî hazretleri adeta İmam Hüseyin gibi tek başına karşı durdu bu yaygın fitneye? 1669'dan itibaren öyle bir fitne ateşine düştüm ki, diyor Hazreti Mısrî, bir yıl evden dışarı çıkamadık.
Nihayet Ayasofya Camii'ndeki vaazında yine devran zikrini açıyor, İslam'ın ahkamını anlatıyor, cemaat feyzden coşuyor. Camide bulunan Sultan Avcı Mehmet, devrana müsaade fermanı çıkartıyor. Ayasofya'da öyle bir devran kuruluyor ki, adeta yer ehli ve gök ehli bu devranda cem oluyor. Padişah duaya iştirak ediyor. Hased ehli ve kafa softa sarıklı ulema edata çatlıyor.
Niyazi Mısrî hazretlerinin o günkü devran zikri, Kadir gecelerinde Ayasofya'da bir gelenek halinde devam edegeliyor.
Osmanlı toplumunu, yıllar sonra yaşanacak tehlikelerden haberdar ediyor; padişahları ve vüzerayı, akıllarını başlarına devşirmeleri için uyarıyordu.
Keşif ehli bir veli olduğunu herkes çok iyi biliyordu. Olaylar hep onu haklı çıkartıyordu.
Padişahın etrafını kuşatan ikiyüzlü ulema ve nifak ehli vüzera, ola ki, kendi nifaklarını padişaha haber verir korkusuyla, hep yönetimden uzak tutmuşlardı.
Osmanlı ordusunun Nemçe (Avusturya) Muharebesine hazırlandığı süreçte, Sultan II. Ahmed'in etrafını kuşatanlar, Mısrî hazretlerine yönelik tezvirat ve bühtanlara başlıyorlar.
Mısrî'nin, etrafını cihaddan soğuttuğu yalanını yayıyorlar. Hâlbuki Hz. Mısrî, üç yüz süvari ihvanıyla yola çıkıyor. Bunu duyan devletlular ve hasud ulema, Mısrî'nin düşmanı değil, padişahı hedef alacağını fitnesi çıkartıyor. Padişah gel-git yaşıyor; Mısrî'ye şimdi bekle, tekrar gel filan türünden birkaç ferman gönderiyor.O, hepsinde, başım gözüm üstüne, diyerek Bursa'ya dönüyor, tekrar yola çıkıyor, nihayet gelen ferman üzere muharebeye iştirak için Edirne'ye kadar gidiyor.
Padişaha şöyle yazıyor: "Padişahım ben seni esirgerim, senin hayırhahınım. Senin düşmanların, beni sana yanlış bildirir. Malum ola ki enbiya ve evliyadan kizb (yalan), hilaf ve mudahane (yağdanlık) sadır olmaz. Dediğimize itimad edin. Kabul edersen izzetin ziyadeleşir, aziz olursun... Etmezsen zararı kendinizedir."
Selimiye Camii'nde son vaazını yaparken, Vezir Baltacı oradadır. Vaazında zülf-i yâre dokundun diyerek, Niyazi Mısrî hazretlerinin ayaklarını bukağılayarak Limni'ye sürgün ediyor.
1693'te ayağındaki bukağılarla Limni'ye doğru gönlü incinmiş halde yola revan olan Hz. Niyazi Mısrîşu âhı çekiyor: "Osmanlı'nın inkırazı(çöküşü) için dördüncü kat semaya öyle bir kazık çaktım ki, bu kazığı benden başka kimse çıkaramaz". Kısa zaman sonra Hz. Mısrî ayağındaki bukağılarla Limni hapsinde vefat ediyor, ayağındaki bukağılarla Limni'de defnediliyor.
1856'lere gelindiğinde Ruslar, Sinop'ta yatan Osmanlı donanmasını yakıp yok ettiğinde; Sultan Abdulmecid, Niyazi Mısrî hazretlerinin "dördüncü kat semaya öyle bir kazık çaktım ki" ikazını hatırlar, tevbe eder, Hz. Mısrî'nin ruhaniyetinden özür diler, adaklar adar? Osmanlı donanması Kırım'da galip gelir, Paris anlaşması imzalanır.
1. Dünya savaşı sonrasında 1918'de Osmanlı Devleti ile İtilaf devletleri arasında Limni'de imzalanan Mondros mütarekesi ile Osmanlı'nın inkırazı tescil edilir. (Bkz. Doç. Dr. Mustafa Tatçı, Niyazi Mısrî, s. 3-105, H Yayınları, 3. Baskı).
Malatyalı bir gönüller sultanının, Osmanlı'nın inkırazı için 4. kat semaya çaktığı kazığın akıbeti ise ehlince malumdur. Bu kazığı Gazi M. Kemal Atatürk, Ehl-i Beyt erenleriyle birlikte çıkartıyor, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletini kuruyor. Bugün, bu aziz vatanın gönül ehlini inciterek "yeni bir inkıraz kazığı" çaktırmayalım derim?
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.