İnönü'de rodeo!

Atlara ve rodeoya olan tutkusuyla tanınan Beşiktaş'ın Brezilyalı futbolcusu Ailton, İnönü Stadı'nda rodeo yampak istiyor

Ailton, siyah-beyazlı kulübün aylık resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi'nin Ekim sayısında yer alan röportajında, özel hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Dünyadaki en büyük rodeo festivalinin bu mevsimde ülkesinde yapıldığını belirten Ailton, bu festivale gitmeyi çok istediğini, ancak futbol hayatı nedeniyle gitme fırsatı bulamadığını belirterek, ''Bizdeki rodeo geleneği dedelerimizden kalma bir şey. Ben bir çiftlikte doğup büyüdüm. Doğal olarak ilk tanıştığım hayvan at oldu. Atlarla haşır neşir olmaya başladığımda daha 3-4 yaşlarındaydım. Atları çok sevdim ve bu 'at aşkı' sayesinde bütün hayvanlara doğal olarak ilgi duydum. O zamanlarda ne okula gitmek, ne de futbol oynamakistiyordum. Bütün dünyam atlardı, her saat onlarla ilgilenmek istiyordum" diye konuştu.

RODEO EKİBİM VAR300 hektarlık çiftlikleri hakkında detaylı bilgi veren Ailton,   rodeodan kupa kazanmadığını, çünkü Brezilya'ya sadece tatil için gidebildiği için çok az vaktinin olduğunu ve bu nedenle yarışlara katılmaya zamanı olmadığını belirtti.

Ailton, şöyle konuştu: "İyi bir seviyedeyim, ama dediğim gibi vaktim olmadığı için kendimi pek fazla geliştiremiyorum. Erkek kardeşim benden çok daha iyi. Kardeşim ve başka insanlardan oluşan bir rodeo ekibim var. MeselaBrezilya'nın en iyisi olan Makero isimli kovboy benimle çalışıyor. Onlar ekip olarak katıldıkları yarışlardan gerçekten çok kupa kazandılar. Öyle ki artık çiftliğe para girmeye başladı. Neticede kendi kendini döndürmesi lazım ve şimdi bunu sağlamaya başladık. Şu anda atlarım da çok iyi seviyede. Dolayısıyla atlarım ve ekibim kupa kazandığı zaman dünyalar benim oluyor." A?ABEYİNİN ZORLAMASIYLA FUTBOLCU OLMUŞBabasının kendi bulundukları bölgede küçük politik bir görevi bulunduğunu belirten Ailton, futbolla tanışmasını ise şöyle anlatıyor: "İşlerin pek iyi gitmediği bir dönemdi. Bir ağabeyim şoför olarak, diğer kardeşim hastanede çalışıyordu, ben de okula gidiyordum.Boş vakitlerimde arada sırada futbol oynuyordum, ama daha çok atlarla ilgileniyordum. Diğer büyük ağabeyim ise yine bizim bölgede profesyonel olarak futbol oynuyordu. Ekonomik zorluklar nedeniyle çiftliğin bir kısmını satmak zorunda kaldık. Yine bir gün atların yanındayken, ağabeyim kolumdan tutup zorla beni futbol takımına götürdü. İstemediğim halde 'Seni bir denesinler' dedi. Denemelere katıldım ve çok iyi olduğumu söyleyerek beni seçtiler. Zamanla futbol ikinci plandan birinci plana geçmeye başladı. İlk kazandığım parayı da cebime koydum ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle satmak zorunda kaldığımız toprağı geri aldım. Neticede ben futboldan iyi para kazandım ve her şeyimi futbola borçluyum. Gördüğünüz gibi bu tamamen tesadüflere bağlı olan bir şey. Ağabeyim beni zorlamasaydı belki de futboldan çok farklı bir işten para kazanacaktım."Çiftlikte geçen 24 saatini anlatan Ailton, sözlerini şöyle tamamladı: "Ben Meksika'da da Almanya'da da çok sevilen bir adamdım ve burada da çok sevilmek için elimden geleni yapacağım. Werder Bremen'den Schalke'ye gittikten sonra taraftarlar bana birçok mektup ve e-mail gönderdiler. Bu mektuplarda ve e-maillerde 'Bir gün tekrar seni burada görmek istiyoruz' yazıyorlardı. Tabii benim gol atmam önemli, ama bunun haricinde bana 'Sadece gol attığın için değil, insanolarak seni seviyoruz' diyorlardı. Bu beni çok duygulandırdı. Bunun için futbolu bırakmadan önce muhakkak Bremen'e gidip bir maç oynayacağım. Türkiye'den gitmeden önce de İnönü Stadı'nda bir kez de olsa rodeo yapmak istiyorum."