Çağımızın bilge insanı Prof. Dr. Baş'ın 50'den fazla eserini incelediğimizde, bu eserlerde göreceğimiz merkezî konu insandır.
Sayın Baş, insanın yaratılış gayesini, Rabbi ile ilişkisini, bunlara bağlı olarak kişinin ve toplumun nasıl huzur bulacağını, özgürlük, adalet, eşitlik ilkelerinin her bireyde ve toplumda nasıl tezahür edeceğini tüm detaylarıyla anlatıyorlar.
Örnek verecek olursak Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Mektubat adlı eserinin 176. sayfasında şöyle bir tespiti vardır:
"Toplum, insan denen varlığın aynasıdır. Fert, kendi dünyasında düşündüklerini toplum denen meydanda uygulamaya koyar. O halde her toplum, kendini oluşturan insan veya insanlar demektir. Yani toplum, insanların iç dünyalarının açığa çıktığı yerdir."
Günümüz toplum aynasına baktığımızda insanların hep bir şikâyet halinde olduklarını görürüz. Kimisi özgürlükten, kimisi adaletten, kimisi hak ve hürriyetlerden şikâyetçidirler.
Sayın Baş'ın, Veda Hutbesi İnsan Hakları eserinin 71. sayfasında şöyle bir tespiti vardır:
"Hak ve hürriyetleri kendinde yaşayamayan insan, onları başkalarına vaat edemez. İstese de veremez. Ancak kulluk yoluyla hürriyete kavuşan insan, hak ve hürriyetleri verme ve bunların emniyetini sağlama hususunda başarılı olabilir. Nefsine mağlup olmak suretiyle en büyük esaret içinde bulunan insan, ne hak verebilir, ne de hürriyeti koruyabilir. Böylelerinin adil davranması mümkün olmaz?"
Özgürlük herkesin aradığı ama bir türlü ulaşamadığı bir olgu olarak net olarak ortada?
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Makalat adlı eserinin 137. sayfasında bu konu ile alakalı çok hoşuma giden bir bölümü sizlerle paylaşayım:
"Akıp giden zamanla birlikte esaretin gittikçe çoğalan ve gelişen türleri göze çarpmaktadır. Elleri zincirli, ayakları prangalı insanlara rastlamak eskisi kadar mümkün değildir.
Fakat bu, her yanda hürriyetin insanlar üzerine sağanak, sağanak boşaldığı anlamına gelmez. Çünkü artık prangalanan düşünce ve zihinler, istila ve işgal edilen gönül ve ruh dünyalarıdır, milletler artık içten zincirlere vurulmaktadır.
Oltaya takılmış balık gibi boynundaki sicimlerle istenilen yerlere çekilen insanların yerini şimdi, içten bir arzu, iştiyak nevinden sihirli ellerle sürüklenen köleler zümresi almıştır.
Velhasıl kaleler içten teslim alınmaya başlanmıştır. İşin ilginç yanı fertlerin esaretinden çok, millet ve devletlerin esaretinin gündemde olmasıdır? Artık köle pazarlarında esir fertlerden çok topyekûn esir cemiyet ve milletlere rastlamak hiçte güç olmayacaktır?"
Görülüyor ki, insanların sorunlarına çözüm bulmak için önce insanın kendini tanıması, maddi ve manevi sorumluluklarının bilincinde olması hem bireyin, hem de toplumun huzur, özgürlük ve adalet içinde yaşamasının temelidir.
Toplumumuzun hem insani, hem de siyasi bütün meselelerinin halledilebilmesi için insan problemini çözdükten sonra gerçekleştirileceğinin farkına varılması dileğiyle?
Sayın Baş, insanın yaratılış gayesini, Rabbi ile ilişkisini, bunlara bağlı olarak kişinin ve toplumun nasıl huzur bulacağını, özgürlük, adalet, eşitlik ilkelerinin her bireyde ve toplumda nasıl tezahür edeceğini tüm detaylarıyla anlatıyorlar.
Örnek verecek olursak Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Mektubat adlı eserinin 176. sayfasında şöyle bir tespiti vardır:
"Toplum, insan denen varlığın aynasıdır. Fert, kendi dünyasında düşündüklerini toplum denen meydanda uygulamaya koyar. O halde her toplum, kendini oluşturan insan veya insanlar demektir. Yani toplum, insanların iç dünyalarının açığa çıktığı yerdir."
Günümüz toplum aynasına baktığımızda insanların hep bir şikâyet halinde olduklarını görürüz. Kimisi özgürlükten, kimisi adaletten, kimisi hak ve hürriyetlerden şikâyetçidirler.
Sayın Baş'ın, Veda Hutbesi İnsan Hakları eserinin 71. sayfasında şöyle bir tespiti vardır:
"Hak ve hürriyetleri kendinde yaşayamayan insan, onları başkalarına vaat edemez. İstese de veremez. Ancak kulluk yoluyla hürriyete kavuşan insan, hak ve hürriyetleri verme ve bunların emniyetini sağlama hususunda başarılı olabilir. Nefsine mağlup olmak suretiyle en büyük esaret içinde bulunan insan, ne hak verebilir, ne de hürriyeti koruyabilir. Böylelerinin adil davranması mümkün olmaz?"
Özgürlük herkesin aradığı ama bir türlü ulaşamadığı bir olgu olarak net olarak ortada?
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Makalat adlı eserinin 137. sayfasında bu konu ile alakalı çok hoşuma giden bir bölümü sizlerle paylaşayım:
"Akıp giden zamanla birlikte esaretin gittikçe çoğalan ve gelişen türleri göze çarpmaktadır. Elleri zincirli, ayakları prangalı insanlara rastlamak eskisi kadar mümkün değildir.
Fakat bu, her yanda hürriyetin insanlar üzerine sağanak, sağanak boşaldığı anlamına gelmez. Çünkü artık prangalanan düşünce ve zihinler, istila ve işgal edilen gönül ve ruh dünyalarıdır, milletler artık içten zincirlere vurulmaktadır.
Oltaya takılmış balık gibi boynundaki sicimlerle istenilen yerlere çekilen insanların yerini şimdi, içten bir arzu, iştiyak nevinden sihirli ellerle sürüklenen köleler zümresi almıştır.
Velhasıl kaleler içten teslim alınmaya başlanmıştır. İşin ilginç yanı fertlerin esaretinden çok, millet ve devletlerin esaretinin gündemde olmasıdır? Artık köle pazarlarında esir fertlerden çok topyekûn esir cemiyet ve milletlere rastlamak hiçte güç olmayacaktır?"
Görülüyor ki, insanların sorunlarına çözüm bulmak için önce insanın kendini tanıması, maddi ve manevi sorumluluklarının bilincinde olması hem bireyin, hem de toplumun huzur, özgürlük ve adalet içinde yaşamasının temelidir.
Toplumumuzun hem insani, hem de siyasi bütün meselelerinin halledilebilmesi için insan problemini çözdükten sonra gerçekleştirileceğinin farkına varılması dileğiyle?
Osman Baş / diğer yazıları
- EMPATİ (Buram buram merhamet) / 15.08.2020
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019