‘İnsana dünyada yaptığı kadarı vardır’
Allah’ın merhameti ve keremi dünyada yapılacak işlere göredir. Cenab-ı Hak buyuruyor: “İnsana dünyada yaptığı kadarı vardır.” Bu ayeti okuyan kimse Allah’ın rızık göndereceğine itimat edip, çalışmayı bırakması doğru olur mu? Elbette olmaz
19.09.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri buyuruyor ki:
Birçok aldanmış kimse vardır ki, fena inancı, ona dünya hayatını iyi, gerçek ve baki tanıtmıştır. Ahireti de geçici, şüpheli ve hiç... Tabiî fani ve hiç olan şeyle, baki hayat değiştirilmez. Bu inanca sahip olan elbette dünyayı tercih eder. Bu gibilerin halini, Allah Teâlâ şu ayet-i kerime ile güzel anlatır: "O kimseler ki, ahirete karşılık dünyayı satın aldılar. Onlardan azap hafifletilmez." (Bakara, 86).
Burada anlatılan zümre, şüphesiz, küffar güruhudur. Bunların imanı bazen bir illete, bazen bir delil ve burhana dayanır. İllet geçip, burhan çürüyünce; imanları da gider. Bazen da taklit yollu iman ederler. İman, itikat, bir nevi şifa ilâcı gibidir. Şüphesiz, bir hasta, ilâcı doktorun sözüne göre, şifa ümidiyle içer. Şayet o hasta, "ben bu ilâcın faydalı olacağına kani olmadıkça içmem" derse, bu söz onun ölüme gitmesinin delilidir. Bu aklın sahibi, kötü düşünce ile hareket ediyor. O ilâçtan kaçınması mücerret bir ihtimale dayanmaktadır. Doktorun tavsiye ettiği ilâcı şüphe edip içmeyen tedbirliye, eğer enbiya sözü ve mucizeleri bir kanaat vermiyorsa, bir zan ve ihtimal hiç vermez.
Hz. Ali (r.a.) bazı ilhada dalan kimselerle yaptığı mücadele sonunda, "Eğer durum dediğin gibi ise, ikimiz de kurtulmuş sayılırız... Ya benim dediğim gibi çıkarsa, ben kurtulmuş olurum; sen de helak olursun" demiştir.
İnsanların bu âlemdeki aldanışları çok defa şu iki zümre içinde olur:
1- Allah'ın Kerim, Rahim olduğunu söylerler.
2- Babalarının muttaki ve iyi kimselerden olduğunu söyler, kendilerine bir faydası olur sanırlar.
Bu gibi kelâmın, sandıkları gibi olmasına imkân yoktur. Onlar diyor ki: Allah Kerim'dir, Rahim'dir... Bu sözleri doğrudur. Allah'ın merhametli ve kerem sahibi olduğunu gösteren birçok ayet-i kerime vardır. Fakat O'nun merhameti ve keremi dünyada yapılacak işlere göredir. Şu ayet-i kerimeler sözümüzü teyit eder:
"İnsana dünyada yaptığı kadarı vardır." (Necm, 39). Bu ayeti okuyan kimse Allah'ın rızık göndereceğine itimat edip, çalışmayı bırakması doğru olur mu? Elbette olmaz.
"Allah bir kimsenin hidayetim murad ederse, onun sinesini İslam'a açar." (En'am, 125).
Bir başka ayet-i kerimede ise şöyle buyurulur: "Bir kimse, Allah'a tevekkül ederse ona yeter." (Talâk, 2).
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l- Mü'minîn'den...)
Birçok aldanmış kimse vardır ki, fena inancı, ona dünya hayatını iyi, gerçek ve baki tanıtmıştır. Ahireti de geçici, şüpheli ve hiç... Tabiî fani ve hiç olan şeyle, baki hayat değiştirilmez. Bu inanca sahip olan elbette dünyayı tercih eder. Bu gibilerin halini, Allah Teâlâ şu ayet-i kerime ile güzel anlatır: "O kimseler ki, ahirete karşılık dünyayı satın aldılar. Onlardan azap hafifletilmez." (Bakara, 86).
Burada anlatılan zümre, şüphesiz, küffar güruhudur. Bunların imanı bazen bir illete, bazen bir delil ve burhana dayanır. İllet geçip, burhan çürüyünce; imanları da gider. Bazen da taklit yollu iman ederler. İman, itikat, bir nevi şifa ilâcı gibidir. Şüphesiz, bir hasta, ilâcı doktorun sözüne göre, şifa ümidiyle içer. Şayet o hasta, "ben bu ilâcın faydalı olacağına kani olmadıkça içmem" derse, bu söz onun ölüme gitmesinin delilidir. Bu aklın sahibi, kötü düşünce ile hareket ediyor. O ilâçtan kaçınması mücerret bir ihtimale dayanmaktadır. Doktorun tavsiye ettiği ilâcı şüphe edip içmeyen tedbirliye, eğer enbiya sözü ve mucizeleri bir kanaat vermiyorsa, bir zan ve ihtimal hiç vermez.
Hz. Ali (r.a.) bazı ilhada dalan kimselerle yaptığı mücadele sonunda, "Eğer durum dediğin gibi ise, ikimiz de kurtulmuş sayılırız... Ya benim dediğim gibi çıkarsa, ben kurtulmuş olurum; sen de helak olursun" demiştir.
İnsanların bu âlemdeki aldanışları çok defa şu iki zümre içinde olur:
1- Allah'ın Kerim, Rahim olduğunu söylerler.
2- Babalarının muttaki ve iyi kimselerden olduğunu söyler, kendilerine bir faydası olur sanırlar.
Bu gibi kelâmın, sandıkları gibi olmasına imkân yoktur. Onlar diyor ki: Allah Kerim'dir, Rahim'dir... Bu sözleri doğrudur. Allah'ın merhametli ve kerem sahibi olduğunu gösteren birçok ayet-i kerime vardır. Fakat O'nun merhameti ve keremi dünyada yapılacak işlere göredir. Şu ayet-i kerimeler sözümüzü teyit eder:
"İnsana dünyada yaptığı kadarı vardır." (Necm, 39). Bu ayeti okuyan kimse Allah'ın rızık göndereceğine itimat edip, çalışmayı bırakması doğru olur mu? Elbette olmaz.
"Allah bir kimsenin hidayetim murad ederse, onun sinesini İslam'a açar." (En'am, 125).
Bir başka ayet-i kerimede ise şöyle buyurulur: "Bir kimse, Allah'a tevekkül ederse ona yeter." (Talâk, 2).
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l- Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.