İnsanı insana anlatmak

İnsanı insana anlatan her ilimde bir güzellik var, çünkü insanı anlayabilmek, ruhsal ihtiyaçlarını farkedebilmek, duygularını tanıyabilmek çok önemli. Önce insanın ne kadar değerli bir varlık olduğunu anlamak, belki de anlayamamanın neden olduğu acziyeti yaşamak zorundayız.Allah (cc) nasip etti biyokimya, embriyoloji, anatomi, fizyoloji gibi insanın yapısına ait ilimlerden okuma fırsatımız oldu. Fark ettik ki; insan her şeyiyle bir tasarım harikasıdır. Allah-u Tealanın sanatının inceliklerini anlamak isteyen önce kendi vücuduna bakmalıdır. Bedeni ve ruhu ile insan öyle güzel bir dünyadır ki; onu özenle tanımak gerekir. Bunun ötesinde, onun gönlünde saklanmış gizli güzellikleri çıkarabilmek, bir insanın içindeki insan-ı kamili görebilmek, ancak, yaptığı işi doğru olduğuna inandığı için yapan, her zaman rıza gözeten gönül sahiplerine mahsustur. Evet sevgili okuyucular, İslam dini, sureti insan olanların siyretlerini de insan kılmak için Fahr-i Kainat Efendimizin tebliğ ettiği ekmel dindir. "En hayırlınız, ahlakça en güzel olanınızdır", "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim", "Mümin keremi (cömertliği, bütün iyilikleri) dinidir. Mürüveti (mertlik ve insanlığı) aklı, hasebi (soyluluk ve asaleti) güzel ahlakıdır" gibi hadis-i şerifleri hatırlayalım.İnsanın Rabbi ile olan ilişkileri ne kadar önemli ise, sosyal bir varlık olduğu için diğer insanlarla, müminlerle olan ilişkileri de önemlidir. Demek istediğimiz; namazımız konusunda ne kadar titizsek, mümin kardeşlerimizin gönül dünyalarındaki hassasiyetler konusunda da o kadar dikkatli olmak zorundayız. Çünkü Rabbimiz bir kudsi hadiste, "Yere göğe sığmam mümin kulumun kalbine sığarım" buyuruyor. Bu nedenle anlayabileceğimiz gibi müminin kalbi , gönül dünyası çok önemli, çok değerlidir.Her insan siyretini de insan kılabilmek için -ki bu kolay değildir- bir insan-ı kamil örneğine muhtaçtır. Her insana Yaratan'dan ötürü değer veren ve karşılaştığı insana söyleyebilecek güzel birkaç sözü olan insan-ı kamil, insan olmanın hazzını en çok yaşayan bir kul olmalı.İnsanın yaşamadığı bir şeyi anlatması zordur ancak kitaplardan ve sohbetlerden anladığımıza göre; insan-ı kamil olmaya çalışmak her mümine borçtur.