Dünya kurulalı beri, Türkçe dil olup diller ailesinde yerini alalı beri her halde “Milli irade” bu kadar anlam kaymasına uğramamıştır.
AKP’li yıllar içerisinde nice anlam kaymalarına, nice delikanlı bildiklerimizin sözden caymalarına, nice mert bellediklerimizin akıl almaz namertliklere boyun eğmelerine, nice Müslüman tanıdıklarımızın dünya menfaati için papaz cübbeleri giymelerine, nicelerinin İslam kisvesi altında fitne, fesat ve iftira tohumlarını dört bir yana yaymalarına şahit olmuştuk ama “Milli İrade” nin altına böylesine bir “mil” konulduğunu görmemiş ve duymamıştık.
Altına ustaca yerleştirilen bu “mil” sayesinde bildiğimiz irade, tanıdığımız irade icabında yüz seksen derece dönebilme yeteneği kazanmış.
Kitaplarda tarif edilen, dedelerimizden tevarüs ettiğimiz irade, özellikle Milli İrade, sarsılmaz, sendelemez, esen yele göre yön değiştirmez çelik gibi bir iradedir.
Tanıyıp bildiğimiz bu irade hiçbir güce, hele hele hiçbir zalime zorbaya ram olmaz, tam aksine tüm zalim ve zorbalar önünde sonunda bu Milli iradeye ram olmak zorunda kalırlar.
Sarsılma ve sendeleme, bozulma ve pörsüme tarihi belki çok daha gerilere götürülebilir ama özellikle AKP’li yıllar içerisinde söz konusu iradenin altına öyle bir “mil” koyuldu ki yönünü tayin edebilene aşk olsun.
Bildiğimiz Milli İrade, artık olmuş mil’li irade, bir o yana bir bu yana dönüp duruyor, her defasında durduğu yer de nasılsa hep küresel zalimlerin yanı oluyor.
Bize ait, kökümüze, kültürümüze, Müslüman Türk milletine ait olan Milli irade, tarih boyunca sürekli hakkın yanında, hakikatin yanında, haklının yanında, doğrunun ve mazlumun yanında ve mutlaka zalimin karşısında tecelli etmişken, altına “mil” konulmuş irade gidip gidip çağdaş zalimlerin, zorbaların, yalancıların ve talancıların yanında ve arkasında ortaya çıkıyor.
Yani anlayacağınız bir çok değerimiz, bir çok mukaddesimiz tanınmaz hale geldiği, getirildiği gibi milli irademiz de ne yazık ki bu gün tanınmaz haldedir.
Öyle bir irade ki altında “mil”, o yana eğil, bu yana eğil…
AKP’li yıllar içerisinde nice anlam kaymalarına, nice delikanlı bildiklerimizin sözden caymalarına, nice mert bellediklerimizin akıl almaz namertliklere boyun eğmelerine, nice Müslüman tanıdıklarımızın dünya menfaati için papaz cübbeleri giymelerine, nicelerinin İslam kisvesi altında fitne, fesat ve iftira tohumlarını dört bir yana yaymalarına şahit olmuştuk ama “Milli İrade” nin altına böylesine bir “mil” konulduğunu görmemiş ve duymamıştık.
Altına ustaca yerleştirilen bu “mil” sayesinde bildiğimiz irade, tanıdığımız irade icabında yüz seksen derece dönebilme yeteneği kazanmış.
Kitaplarda tarif edilen, dedelerimizden tevarüs ettiğimiz irade, özellikle Milli İrade, sarsılmaz, sendelemez, esen yele göre yön değiştirmez çelik gibi bir iradedir.
Tanıyıp bildiğimiz bu irade hiçbir güce, hele hele hiçbir zalime zorbaya ram olmaz, tam aksine tüm zalim ve zorbalar önünde sonunda bu Milli iradeye ram olmak zorunda kalırlar.
Sarsılma ve sendeleme, bozulma ve pörsüme tarihi belki çok daha gerilere götürülebilir ama özellikle AKP’li yıllar içerisinde söz konusu iradenin altına öyle bir “mil” koyuldu ki yönünü tayin edebilene aşk olsun.
Bildiğimiz Milli İrade, artık olmuş mil’li irade, bir o yana bir bu yana dönüp duruyor, her defasında durduğu yer de nasılsa hep küresel zalimlerin yanı oluyor.
Bize ait, kökümüze, kültürümüze, Müslüman Türk milletine ait olan Milli irade, tarih boyunca sürekli hakkın yanında, hakikatin yanında, haklının yanında, doğrunun ve mazlumun yanında ve mutlaka zalimin karşısında tecelli etmişken, altına “mil” konulmuş irade gidip gidip çağdaş zalimlerin, zorbaların, yalancıların ve talancıların yanında ve arkasında ortaya çıkıyor.
Yani anlayacağınız bir çok değerimiz, bir çok mukaddesimiz tanınmaz hale geldiği, getirildiği gibi milli irademiz de ne yazık ki bu gün tanınmaz haldedir.
Öyle bir irade ki altında “mil”, o yana eğil, bu yana eğil…
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024