logo
19 NİSAN 2024

Irak'ı istilâ eden hangi ABD?

18.04.2003 00:00:00
Bağdat, "yoksa kandırıldık mı?" sorusunu bile sorduracak biçimde sürpriz bir şekilde düştü. Irak'taki savaş bitti. Saddam Hüseyin ve Cumhuriyet Muhafızları gibi gerçekler adeta buhar olup uçtu. ABD'nin gerekçe olarak gösterdiği "kitle imha silahları" ne kullanıldı, ne de izine rastlandı. Öyle ki BM Silah Denetçileri Komisyonu (UNMOVİC) Başkanı Hans Blix, "Kitle imha silahları bir bahaneymiş. Meğer ABD Irak savaşını çoktan planlamış" demek zorunda kaldı. "Özgürlük götüreceğim" şeklindeki ikinci gerekçenin ne mana ifade ettiği ise bu kirli istila sırasında yaşanan dehşet verici katliamlarla kendini gösterdi.

Bundan önce kaleme aldığımız "Bilinmesi İstenmeyen Gerçekler" adlı "dosya"mızda, Irak'a savaş için ileri sürülen kitlesel imha silahlarının varlığı gerekçesinin geçersizliğini, 6 yıl BM Silah Denetçisi olarak Irak'ta çalışan, sistemin içinden bir ismin W. Scott Ritter'in ağzından ortaya koymuştuk. Yani, Irak, ABD'nin iddia ettiği ve savaş gerekçesi saydığı gibi kitle imha silahlarına sahip değildi. Olmadığını, iki kez BM Güvenlik Konseyi'ne sundukları raporlarda UNMOVİC Başkanı Hans Blix ile Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed el-Baradey de ortaya koymuşlardı. Buna rağmen ABD, Dışişleri Bakanı Colin Powel'in yaptığı sunumla iddiasında ısrar etmiş, birtakım kamyonların uydudan çekilmiş fotoğraflarını delil göstererek komik duruma düşmüştü.

Fark edilen bir "Büyük Oyun"

Elinde nükleer, kimyasal, biyolojik kitle imha silahı bulunmadığı ya da BM denetçileri tarafından altı üstüne getirilerek, girilmedik delik bırakılmayarak bulunduğuna dair bir emareye rastlanılmadığı halde Irak'a karşı savaşmakta ABD neden bu kadar ısrar etti? Savaş neredeyse sona erdiği ve kitle imha silahlarının esamesine bile rastlanılmadığı halde bu bahaneyle ABD, neden Irak'ta tarihin en vahşi istilalarından birinin altına imza attı? Bu tür sorulara cevap ararken "petrol", "İsrail'in güvenliği", "arz-ı mev'ud", "kıyamet savaşı", "su"yun yanında cevap hanesinde yer alacak başka bilgilere ulaştık. UNMOVİC Başkanı Hans Blix ile Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed el-Baraday'ın 15 Şubat ve 8 Mart 2003 tarihlerinde, BMGK'ye sundukları raporlara rağmen ABD'nin bu kadar ısrar edişi başta olmak üzere Saddam Hüseyin'in 1. Körfez Savaşı'nda devrilmesi, yok edilmesi çocuk oyuncağı haline gelmiş iken yerinde kalması türünden birtakım vakıaların sürüklemesiyle düştüğümüz yol, bizi yine bir kitaba götürdü; Apokalips'in Atlıları'na.

Selis Kitapları tarafından Ocak 2003 itibariyle Türkçe'ye kazandırılmış bulunan Apokalips'in Atlıları, BM Denetçisi W. Scott Ritter'in de ötesinde sistemin içinde bulunmuş, ABD Hava ve Deniz Kuvvetlerinde görev yapmış Milton William Cooper adlı bir asker tarafından kaleme alınmış. Bir Deniz İstihbarat Subayı olarak uzun yıllar içinde tanık olduğu olaylar, ulaşma imkanı yakaladığı çok gizli belge ve bilgiler ışığında, dünya ölçeğinde oynanan bir "büyük oyun"u farketmeye başlayan William Cooper, bu "büyük oyun"un hem ABD, hem de dünya için ne kadar büyük tehlikeleri bünyesinde barındırdığını görmüş. Ordudan ayrıldıktan sonra da, kitap, radyo, konferans gibi iletişim kanalları vasıtasıyla kamuoyunu bilgilendirmeyi, uyarmayı görev edinmiş. Bundan sonradır ki suikast girişimleri, tehditler William Cooper'ın hayatının ayrılmaz parçaları arasında yer almış.Buna rağmen çalışmalarına ara vermemiş Cooper, ama bu tavrı 5 Kasım 2001'de öldürülmek suretiyle susturulmasını beraberinde getirmiş.

ABD ölçeğinde çözülen şifre

Hayatına malolmuş bir araştırmanın ürünü Apokalips'in Atlıları'nda Milton William Cooper, dünyadaki ekonomik, teknolojik, askerî, sosyal olayların ABD ölçeğinde şifrelerini çözüyor. Röntgenini çekerek görünen fotoğrafın arkasında farklı, gizli, bilinmesi istenmeyen bir başka ABD'nin varlığını ortaya koyuyor. Irak'la savaş olayında olduğu gibi dünyada pek anlam verilemeyen nice gelişmelerin düğmesine bu "başka ABD" tarafından basıldığını, fotoğraftaki ABD'ye de ancak itaat ve icraat düştüğünü belgeleriyle gözler önüne seriyor. Dolayısıyla, dünyada bugüne kadar görülmemiş savaş karşıtlığına, uluslararası hukuk meşruiyetinden yoksunluğuna rağmen Başkan George W. Bush yönetimindeki ABD'nin bu kadar pervasızca Irak'la savaş tamtamları çalmasına, BM'nin görünen varlık sebebi dahil uluslararası bütün hakkaniyet kurallarını hiçe sayarak kirli istilayı gerçekleştirmesine bir de bu çerçeveden bakmak gereği ortaya çıkıyor. Bu çerçeveden bakış, bakışı gerçekleştireni, "petrol", "İsrail'in güvenliği", "arz-ı mev'ud", "su", "diktatörlüklere demokrasi", "muhtemel teröre karşı önleyici meşru müdafaa", "kıyamet savaşı" gibi parametreleri bulunan bir denklemin bir başka bilinmeyenine götürüyor.

Beklemede olan gerçek devlet

Milton William Cooper'ın Apokalips'in Atlıları adlı hayatına mal olan eserinde anlattığına göre fotoğraftaki ABD (Görünen ABD) Washington'dan yönetilirken, röntgeni çekilen ABD (başka ABD), Virginia'da, Washington'un batısına 46 mil uzaklıkta, en sert granit kayalardan oluşan bir dağın altındaki kod adı Mount Weather olan bir gizli tesisten yönetilmekte. Sayıları 96'yı geçen, Amerika'ya bir baştan bir başa yayılmış olan diğer yer altı Federal Yerleşim Birimlerinin operasyon merkezi olan Mount Weather'dan emekli yüksek rütbeli subaylar, Mount Weather'in bir yedek devlet tesisi ya da kayıtların korunması için bir depodan çok öte olduğunda hemfikirler; orayı, beklemede olan gerçek bir devlet olarak tanımlıyorlar. Beklemede olan bu gerçek devletin yürütme organı Federal Acil Durum Yönetim Teşkilatı (FEMA). ABD'de bir acil durumda tüm Yürütme Yetkileri FEMA'nın eline geçecek. Acil durumu ilan etme hakkı Başkan'ın elinde bulunuyor ama bunu gerçekleştirir gerçekleştirmez, tüm yetki ve sorumluluklar FEMA tarafından devralınacak. Bir polis devleti için kurulan bu umulmadık planın arkasındaki beyinler Dış İlişkiler Konseyi ve Üç Taraflı Komisyon'un üyelerinden oluşuyor. FEMA Danışma Heyeti, ilginç bir isim, "Medeniyetler Çatışması"yla gündeme gelen Prof. Samuel Huntington tarafından yönetiliyor. Kendisini Amerikan Anayasası'na bağlı bir insan olarak niteleyen ve bütün çabasının "Anayasa'daki hak ve özgürlükleri korumak" olarak belirten Milton William Cooper, "Anayasa ciddi bir tehdit altında" diyor ve bu tehdidin arkasındaki gizli eli de açıklıyor: "Bu, sağın, solun ya da başka bir lanet tarafın işi değil. İş, ülkeyi baştan başa istila eden ve Yeni Dünya Düzeni'ne katılmaya götüren İlluminati'de bitiyor."

Kolları büyük ahtapot

Bu kısa bilgiler denklemin bu bilinmeyeni hakkında ipucu özelliği taşıyor. İpin ucuna ancak kitabın tamamı dikkatle okunduğunda ulaşılıyor. Bu okumada görülen şey şu: Başkan Bush, Kongre, Pentagon tarafından yönetildiği zannedilen ABD, aslında, sermayeyi elinde bulunduran bir "elit" zümre tarafından tesis edilmiş bulunan, değişik yerlerde farklı isimler altında ortaya çıkan ve kolları ile dünyayı saran bir ahtapot özelliği taşıyan "Illuminati" adlı bir yapı tarafından idare ediliyor. Bazen Bilderberg, bazen Üçlü Komisyon (Literateral) şeklinde kendini gösteren bu yapının, beklemede olan bir devlet olarak, amacı açısından aciliyet damgası vurulacak bir zamanda yönetimin görünen yüzünü de ele alacak şekilde teşkilatlandığı ABD'nin bu görünen yüzünde Dış İlişkiler Komitesi (CFR) şeklinde beliriyor. İşte Irak ile savaşı isteyen ve bu kirli istilayı gerçekleştiren asıl mihrak bu yapıdan başkası değil. Çünkü bu yapının "savaş"a yüklediği bazı misyonlar olup bu misyonlardan birini, M. William Cooper, Apokalips'in Atlıları adlı bu eserinde açıklıyor.

Yarın: Fotoğraf ile röntgen farkı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.