İranlı albayı İsrail katletti
New York Times gazetesi, İsrail'in İran Devrim Muhafızları Ordusu mensubu Albay Seyyad Hüdayi'ye yönelik suikasttaki sorumluluğunu itiraf ettiğini yazdı. İsrailli yetkililerin Amerikalılara verdiği gizli bilgilerin New York Times gazetesi tarafından sızdırılması Tel Aviv yönetiminde şaşkınlık ve öfkeye neden oldu.
27.05.2022 10:31:00





İsrail'in, 22 Mayıs'ta başkent Tahran'da gerçekleştirilen İran Devrim Muhafızları Ordusu mensubu Albay Seyyad Hüdayi'ye yönelik suikasttaki sorumluluğunu itiraf ettiği bildirildi. Amerikan New York Times gazetesinin isminin açıklanmasını istemeyen bir istihbarat yetkilisine dayandırdığı haberine göre, İsrailli yetkililer, İranlı albaya düzenlenen suikastın arkasında kendilerinin olduğuna dair ABD'yi bilgilendirdi. Öldürülen İranlı albayın Kudüs Gücü bünyesinde oluşturulan ve İsrailli siviller ve yetkililer dahil olmak üzere yabancılara yönelik kaçırma ve suikast operasyonlarını yöneten 'Birim 840'da üst düzey görev yaptığını iddia eden İsrailli yetkililer, Amerikalılara "suikastın bu birimin operasyonlarını durdurması için İran'a uyarı" niteliği taşıdığını iletti.
İsrailli yetkililer, Albay Hüdayi'nin son 2 yıl içinde Kolombiya, Kenya, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde İsrailli, Avrupalı ve Amerikalı siviller ve hükümet yetkililerini hedef alan suikast girişimlerinden sorumlu olduğunu öne sürdü.
İsrail'de şaşkınlık!
Öte yandan İsrail gazetesi Jerusalem Post, İsrailli yetkililerin Amerikalılara verdiği gizli bilgilerin New York Times gazetesi tarafından sızdırılmasının Tel Aviv yönetiminde şaşkınlık ve öfkeye neden olduğunu yazdı. Washington'dan konuyla ilgili açıklama bekleyen İsrailli güvenlik yetkililerinin, İran'ın suikasta karşılık ülke dışındaki İsraillileri hedef almasından endişe duydukları aktarıldı.
İran saldırıdan İsrail'i sorumlu tutmuştu
İran Devrim Muhafızları Ordusu bünyesinde Suriye'de görev aldığı belirtilen Albay Hüdayi, 22 Mayıs'ta Tahran'daki evinin önünde arabasında beklerken motosikletli iki kişinin açtığı ateş sonucu başından vurularak hayatını kaybetmişti. Ülkeyi sarsan bu saldırı, Kasım 2020'de üst düzey nükleer bilim insan Muhsin Fahrizade'nin öldürülmesinden bu yana İran'daki en yüksek profilli suikast olmuştu. İranlı milletvekili Ali Rıza Beygi, "Savaşçımızın Suriye'den buraya takip edilerek Tahran sokaklarında Meclisin karşısında suikasta uğraması hoş bir işaret değil" demişti.
İsrail'in hedefi ne?
İran ile nükleer anlaşmanın tarafları arasında Nisan 2021'de başlayan Viyana'daki müzakerelerde önemli ilerlemeler kaydedilse de İran'ın Devrim Muhafızları Ordusu'nun ABD'nin "yabancı terör örgütleri" listesinden çıkarılmasına ilişkin talebi başta olmak üzere çözüme kavuşamayan bazı meseleler nedeniyle görüşmeler çıkmaza girmişti. İran medyasında, Tahran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler ve Almanya arasındaki nükleer anlaşmaya başından beri karşı olan İsrail'in bu saldırıyla Viyana'daki nükleer müzakereleri raydan çıkarmayı ve Tahran ile Washington arasında Devrim Muhafızları Ordusu konusunda uzlaşma ihtimalini baltalamayı amaçladığına dair değerlendirmeler yer alıyor. ABD'nin Politico haber sitesi, üst düzey Batılı yetkililere dayandırdığı 24 Mayıs'ta yayınlanan haberimde, ABD Başkanı Joe Biden'ın, Devrim Muhafızları Ordusu'nun "yabancı terör örgütleri" listesinden çıkarılmayacağına dair kesin kararını verdiğini ve kararını İsrail Başbakanı Naftali Bennett'e de ilettiğini yazmıştı. Aynı gün Twitter hesabından açıklama yapan Bennett de haberi doğrulamıştı.
İran 7 üst düzey yetkiliyi suikasta kurban verdi
İran'da son 12 yılda 7 üst düzey yetkili İsrail'in suikastları sonucunda hayatını kaybetti. Ülkenin nükleer programında görev alan fizikçileri, İsrail ve bazı Batı ülkelerini endişelendiren balistik füze programının başındaki isimleri hedef alan suikastlar, nükleer ve askeri tesislere düzenlenen sabotajlar, 2010'dan bu yana devam ediyor. Nükleer alanlarda çalışma yürüten İranlı bilim insanlarına yönelik suikastlar zinciri, Tahran Üniversitesinde fizik profesörü olarak görev yapan Mesud Alimuhammedi'nin 2010'da öldürülmesiyle başlamıştı. Nükleer fizikçi Daryuş Rızainejad, 23 Temmuz 2010'da; kuantum fiziği alanında çalışmalar yapan Prof. Dr. Mecid Şehriyari, 29 Aralık 2010'da; nükleer fizikçi Mustafa Ahmedi Ruşen de 11 Ocak 2012'de suikasta kurban gitmişti. İran füze teknolojisinin mimarı olarak anılan Tuğgeneral Hasan Tahrani Mukaddem de 12 Kasım 2011'de Tahran yakınlarındaki bir füze üssünde yaşanan devasa patlamada hayatını kaybetmişti. HABER MERKEZİ / AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.