Kin's Fund adlı vakıf tarafından yazılan "Tıpta Irkçılık" adlı raporda, milli sağlık sistemi içindeki siyah ve Asyalı doktorların meslektaşları arasında itilip-kakıldıklarına, en kötü ve hiç kimse tarafından istenmeyen işleri veya ihtisas alanlarını yapmaya zorlandıklarına ve aşağılandıklarına dikkat çekiliyor.
Doktorların üçte birinin siyah ya da Asyalı olduğunu hatırlatan rapor, bu doktorların pek azının klinik şefi düzeyine çıkabildiklerinede işaret ediyor. Raporu hazırlayan vakfın yöneticisi Naaz Coker, "Ayrımcılık daha tıp fakültesindeyken başlıyor ve bütün bir meslek yaşamı boyunca sürüyor" dedi.
Siyah ve Asyalı doktorlara sadece meslektaşları değil hastalarınında aşalayıcı bir tavır içinde olduklarını belirten rapor yazarları, istatistiklerin de siyah doktorların bütün sağlık ordusunun sadece yüzde 3.8'ini oluşturduklarını, bunların da sadece 2.1'inin klinik şefi düzeyine gelebildiklerini doğruladığını hatırlattı.
The Independent gazetesinde yer alan haberde ise, kraliyet savcılıkları ırkçı birer kuruluş olarak ilan edildi.
Geçen Mayıs ayında saygın bir hukuk profesörü olarak tanınan Sylvia Denman tarafından yayınlanan bir raporun sistemdeki ırkçı ve ayrımcı unsurları gözler önüne serdiğini belirten gazete, savcılık için çalışan hukukçuların şikayetleri üzerine oturtulan raporun, bu kurumun Adalet Bakanlığı tarafından bir soruşturmaya uğratılmasına yolaçacağını öne sürdü.
Raporda ülke çapındaki bütün savcılıklarda üst üste ırkçı uygulamalar yapıldığı, ancak hatalardan hiç ders alınmadığına da dikkat çekilirken, bizzat savcılık çalışanlarının kendi mesai arkadaşları olan bir siyah avukata taciz ve tehdit telefonları ettikleri belirtildi.