Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın hafta başı yaptığı tarihi açıklamalar dostu sevindirdi, düşmanı ya da düşmanın taşeronluğunu yapanı ise tedirgin etti.O günden bugüne taşeron basının yorumlarına bakıyorum, Büyükanıt Paşanın son derece net ve açık olan açıklamalarını sulandırmaya, başka noktalara çekmeye, hatta biraz cesaretli olanları direkt olarak eleştirmeye çalışıyor.Yine dikkatimi çeken diğer önemli bir husus ise, sözde muhafazakar ve sözde dindar olan bazı medya ve gazetelerin yorumları, haberi veriş şekilleri.Sanki Büyükanıt Paşa sadece irtica konusunu gündem etmiş ve irticadan da dindar ve Müslüman halkımızı kastetmiş gibi bir hava çizmeye çalışıyorlar ve esasen böyle yaparak da Batı kaynaklı bir senaryo olan asker-sivil çatışması oyununa alet oluyorlar.Allah'tan, askerimiz de, milletimiz de bu oyunların farkında. Batı ve yerli taşeronları nasıl bir senaryo peşinde olurlarsa olsunlar, asker dindar insanını tanıyor ve seviyor, milletimiz ise askerine son derece güveniyor.Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Büyükanıt Paşa, konuşmasında Ülkemizi saran iç ve dış tehditler, PKK, AB, birlik ve beraberlik, stratejik konumumuz ve güçlü olmak, TSK'nın konumu ve vazifeleri, Batı'nın teröre verdiği destek gibi birçok temel ve önemli konulara değindi.Konuşmasında irticaya değindi, ama daha önceki kuvvet komutanlarının ifadelerini doğruladığını söylemekle yetindi ve daha sonra da birtakım sorularla irtica kavramını bir noktaya oturttu.Büyükanıt Paşa'nın ifadelerine göre, irticayı, "Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün bize emanet ettiği düşünce sistemini, Cumhuriyetimizin temel niteliklerini, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve milli egemenliğimizi, kültürel ve tarihi değerlerimizi, dilimizi, toplumsal yapımızı? bozan her şey" diye özetleyebiliriz.Büyükanıt Paşa'nın irtica tanımı vatanını, bayrağını, milletini seven dindar insanları asla kapsamamaktadır. Durum böyle iken birilerinin özellikle bu noktaya çekme gayretlerinin arkasındaki art niyet ortadadır.Maksat, dindar olan milletimizle askeri karşı karşıya getirmek.Bu oyun özellikle Atatürk'ün vefatından sonra Batılı ülkelerin ve yerli taşeronlarının gayretleriyle oynanmaya çalışıldı, ama görülen o ki, asker de millet de bu oyunun farkında.Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu noktadaki uyarıları oldukça önemlidir.Türkiye'de büyük bir oyun oynandığını, millet ile devletin, sivil ile askerin karşı karşıya getirilmek istendiğini dile getiren Sayın Baş, şu ikazlarda bulunmaktadır: "Devleti millete, milleti devlete, sivili askere, askeri de sivile karşı tahrik ediyorlar. Sanki bir tarafı haklı, diğeri haksız gösterme gayretleri içerisine giriyorlar.Burada asıl oyun ne biliyor musunuz? Devlet ve asker, milleti muhafaza eden kurumun adıdır. Eğer bir milletin askeri, devleti yoksa millet de yok demektir. Bunların oyunlarını bozmaya var mısınız?"Büyükanıt Paşa'nın irtica tanımı içerisinde:Dindar olsun olmasın gayesi vatanı bölmek ve parçalamak olan herkes vardır. (Buradaki vurgu, vatanın bölünmez bütünlüğünü ve milli egemenliğimizi tehdit ediyor olmasıdır)Gayesi Anadolu topraklarımızı ele geçirmek olan misyonerler ve de onlara "diyalog" adı altında yardım ve yataklık edenler vardır.Yine ülkemizi ve milli değerlerimizi tehdit edecek nitelikte Müslüman vatandaşlarımızın mahallelerinde misyonerlik faaliyetleri için kilise evleri açanlar ve açtıranlar vardır.Dinlerarası diyalog faaliyetleriyle, ABD'nin, AB'nin ve de Vatikan'ın ülkemizdeki çıkarları doğrultusunda faaliyet gösteren sözde dindar, ama içi farklı olanlar vardır.İstanbul'da Batı'nın desteğini arkasına alarak siyasi bir amaçla Vatikan modeli bir din devleti kurmak isteyenler vardır.Yabancıların çıkarlarını milli çıkarlardan önde tutarak, ülkemizin sahip olduğu değerleri yabancılara peşkeş çekenler vardır.?.Ama bu vatan uğruna gözünü kırpmadan şehit olabilecek, vatanını bayrağını, milletini canından çok seven aziz milletimiz asla yoktur.Netice olarak diyoruz ki, irtica kelimesini siyasi bir malzeme yapıp da aziz milletimizi karalamak isteyenler de, bu kelimeyi yanlış yönlere çekerek milletle devleti, askerle sivili karşı karşıya getirmek isteyenler de asla samimi olması düşünülemez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025