İsrail devletinin nüfus yapısı
İsrail'in şu andaki nüfusu yaklaşık olarak 6 milyonu bulmaktadır. Bu nüfusun yine yaklaşık olarak % 80'ini dünyanın muhtelif tarafından getirilen Yahudiler oluşturmaktadır. 1948 yılından beri İsrail'e Yahudiler taşınmaktadır. Avrupa'da Hitler'den sonra çok az Yahudi kalmıştı. Ama Asya ve Kuzey Amerika'da ve özellikle 1989'dan sonraki eski Sovyetler Birliği'nden çok Yahudi kökenli insan İsrail'e göç ettirildi. İsrail tarihindeki en yüksek rakamlı göçü Sovyetler'den husule gelen göç olmaktadır. Sadece 1990 - 1999 yılları arasında yaklaşık olarak 823.000 Yahudi İsrail'e gitmiş bulunmaktadır. Şu anda da Sovyetler'den gelenlerin sayısı yaklaşık olarak İsrail nüfusunun % 15'ini oluşturmaktadır. Bu rakamların pik yapması ise özellikle dünyadaki son yılların "anti-semitizm" baskılarının görülmesiyle gerçekleşmiştir. İsrail nüfusu arasında bir de Arap kökenli "Bedouin" oldukları ve yerleşim yerlerinin de daha çok Ramallah bölgesinde olduğu bildirilmektedir. Onlar İsrail'in en fakir ve en geri kalmış insanlarıdır. Ellerinde mal mülk veya benzeri varlıklar yok derecede azdı. 2002 tarihi itibariyle 2.165.000 kadar Filistinli Arap, Batı yakasında ve Kudüs'ün doğu tarafında Gazze'de ise 1.225.000 Arap kökenli halk yaşamaktaydı. Bunun yanında yeni işgal edilen yarlere yaklaşık olarak 365.000 Yahudi yeni olarak yerleştirilmiş bulunmaktadır. İsrail topraklarında, resmi olarak iki lisan kullanılmaktadır. Birincisi İsrail-Hebrew lisanı resmi lisandır. Bununla beraber evlerdeki kullanılan lisanlar başka olmaktadır. Evlerdeki genellikle göç ettikleri ev lisanları kullanılmaktadır.
Yahudi resmi lisanı Hebrew lisanıdır. İkinci lisanı ise Arapça'dır. Azınlıklar arasında % 76 Müslümanlar ve % 14 Hıristiyan mevcuttur. İsrail'de din ön planda gelmektedir. Evlilikler ve boşanmalar da dini kontrol altındadır. Bunun yanında günlük hayatı da dini kontrol altındadır. Hatta yiyecek içecek ithalatı da yine bu kontrolden geçirilmektedir.
İsrail'de 3 büyük şehir mevcuttur. Bunlar:
1 - Kudüs,
2 - Tel Aviv- Jaffa,
3 - Hayfa'dır.
Bunların dışındaki yerleşim yerleri genellikle "Kooferatif-köy" yerleşim yerleri şeklindedir. Onların isimlerine de "Kibutz" denmektedir. Bunların dışında seyrek de olsa bazı özel mülkiyetler izlenmektedir.
Not: İsrail'de bir nevi "Musevi din" devleti İdaresi mevcuttur. İnanç ve devlet kontrolü adeta her şeyin üstündedir. O bakımdan demokrasi ve insan haklarının uygulanışı bir hayli zordadır! İsrail Eğitim ve Sağlık asçısından oldukça iyi durumdadır. İlköğretim ücretsiz ve 12 yıl sürmektedir. Fakir çocukların eğitimi daha sonra da parasız devam etmektedir.
İsrail'de 6 üniversite mevcuttur. Hayfa'da 1912 yılından beri devam eden Teknoloji Enstitüsü mevcuttur.
Sağlık konusu da oldukça ileridir. Halkın büyük çoğunluk sağlık sigortası altındadır.
İsrail'in ekonomisi
1950 yılına kadar İsrail'de ekonomik olarak herhangi bir kalkınma yoktu. Ama o tarihten 1973 yılına kadarki yıllık kalkınma hızı yaklaşık olarak % 10 civarında olmuştur. Ama o tarihten sonra ekonomik kalkınma azalmış ve petrol krizi dolayısıyla % 400 civarında enflasyon görülmüştür. Büyük çapta dış borca girerek ekonomik krizlere girmişti. 1988 yılında enflasyon % 25'e düştü. 1990'larda ise enflasyon % 12'lere kadar geriledi. O yıllardaki Sovyetler'den hızlı göçler sebebiyle işsizlik yüzde 12'lere kadar yükselmiş. 2001 yılındaki durumda ise yaklaşık olarak halkın 1/6'sı fakirlik sınırının altına düşmüştü. Zengin-fakir arasındaki uçurum da gittikçe artmış durumdadır. 2000 yılındaki Filistin-İsrail arasındaki şiddet politikaları ihracatı, inşaatı ve turizmi sarsmıştır. Böylece İsrail'in büyüme hızını da bu durum kesmiştir. O işsizlik % 13'ün de üzerine çıkmış oldu. Turistik gelirler azaldı; Sosyal yardımların hızı düştü ve ekonomik zorluklar görüldü. Böylece 2004 bütçesinde halk sağlığı, eğitim ve güvenlik bütçelerinde büyük azalmalar görüldü.
İsrail'in şu andaki nüfusu yaklaşık olarak 6 milyonu bulmaktadır. Bu nüfusun yine yaklaşık olarak % 80'ini dünyanın muhtelif tarafından getirilen Yahudiler oluşturmaktadır. 1948 yılından beri İsrail'e Yahudiler taşınmaktadır. Avrupa'da Hitler'den sonra çok az Yahudi kalmıştı. Ama Asya ve Kuzey Amerika'da ve özellikle 1989'dan sonraki eski Sovyetler Birliği'nden çok Yahudi kökenli insan İsrail'e göç ettirildi. İsrail tarihindeki en yüksek rakamlı göçü Sovyetler'den husule gelen göç olmaktadır. Sadece 1990 - 1999 yılları arasında yaklaşık olarak 823.000 Yahudi İsrail'e gitmiş bulunmaktadır. Şu anda da Sovyetler'den gelenlerin sayısı yaklaşık olarak İsrail nüfusunun % 15'ini oluşturmaktadır. Bu rakamların pik yapması ise özellikle dünyadaki son yılların "anti-semitizm" baskılarının görülmesiyle gerçekleşmiştir. İsrail nüfusu arasında bir de Arap kökenli "Bedouin" oldukları ve yerleşim yerlerinin de daha çok Ramallah bölgesinde olduğu bildirilmektedir. Onlar İsrail'in en fakir ve en geri kalmış insanlarıdır. Ellerinde mal mülk veya benzeri varlıklar yok derecede azdı. 2002 tarihi itibariyle 2.165.000 kadar Filistinli Arap, Batı yakasında ve Kudüs'ün doğu tarafında Gazze'de ise 1.225.000 Arap kökenli halk yaşamaktaydı. Bunun yanında yeni işgal edilen yarlere yaklaşık olarak 365.000 Yahudi yeni olarak yerleştirilmiş bulunmaktadır. İsrail topraklarında, resmi olarak iki lisan kullanılmaktadır. Birincisi İsrail-Hebrew lisanı resmi lisandır. Bununla beraber evlerdeki kullanılan lisanlar başka olmaktadır. Evlerdeki genellikle göç ettikleri ev lisanları kullanılmaktadır.
Yahudi resmi lisanı Hebrew lisanıdır. İkinci lisanı ise Arapça'dır. Azınlıklar arasında % 76 Müslümanlar ve % 14 Hıristiyan mevcuttur. İsrail'de din ön planda gelmektedir. Evlilikler ve boşanmalar da dini kontrol altındadır. Bunun yanında günlük hayatı da dini kontrol altındadır. Hatta yiyecek içecek ithalatı da yine bu kontrolden geçirilmektedir.
İsrail'de 3 büyük şehir mevcuttur. Bunlar:
1 - Kudüs,
2 - Tel Aviv- Jaffa,
3 - Hayfa'dır.
Bunların dışındaki yerleşim yerleri genellikle "Kooferatif-köy" yerleşim yerleri şeklindedir. Onların isimlerine de "Kibutz" denmektedir. Bunların dışında seyrek de olsa bazı özel mülkiyetler izlenmektedir.
Not: İsrail'de bir nevi "Musevi din" devleti İdaresi mevcuttur. İnanç ve devlet kontrolü adeta her şeyin üstündedir. O bakımdan demokrasi ve insan haklarının uygulanışı bir hayli zordadır! İsrail Eğitim ve Sağlık asçısından oldukça iyi durumdadır. İlköğretim ücretsiz ve 12 yıl sürmektedir. Fakir çocukların eğitimi daha sonra da parasız devam etmektedir.
İsrail'de 6 üniversite mevcuttur. Hayfa'da 1912 yılından beri devam eden Teknoloji Enstitüsü mevcuttur.
Sağlık konusu da oldukça ileridir. Halkın büyük çoğunluk sağlık sigortası altındadır.
İsrail'in ekonomisi
1950 yılına kadar İsrail'de ekonomik olarak herhangi bir kalkınma yoktu. Ama o tarihten 1973 yılına kadarki yıllık kalkınma hızı yaklaşık olarak % 10 civarında olmuştur. Ama o tarihten sonra ekonomik kalkınma azalmış ve petrol krizi dolayısıyla % 400 civarında enflasyon görülmüştür. Büyük çapta dış borca girerek ekonomik krizlere girmişti. 1988 yılında enflasyon % 25'e düştü. 1990'larda ise enflasyon % 12'lere kadar geriledi. O yıllardaki Sovyetler'den hızlı göçler sebebiyle işsizlik yüzde 12'lere kadar yükselmiş. 2001 yılındaki durumda ise yaklaşık olarak halkın 1/6'sı fakirlik sınırının altına düşmüştü. Zengin-fakir arasındaki uçurum da gittikçe artmış durumdadır. 2000 yılındaki Filistin-İsrail arasındaki şiddet politikaları ihracatı, inşaatı ve turizmi sarsmıştır. Böylece İsrail'in büyüme hızını da bu durum kesmiştir. O işsizlik % 13'ün de üzerine çıkmış oldu. Turistik gelirler azaldı; Sosyal yardımların hızı düştü ve ekonomik zorluklar görüldü. Böylece 2004 bütçesinde halk sağlığı, eğitim ve güvenlik bütçelerinde büyük azalmalar görüldü.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006