Ortadoğu’da her geçen gün İsrail yanlısı bir oluşumun izleri belirginleşiyor. İsrail Devleti Arz-ı Mevut inancı ve Siyonizm politikalarının bir yansıması olarak bölgesinde yandaşlarını silahlandırıyor. Kendisine muhalif grup, oluşum ya da devletleri birer birer diskalifiye etmeye çalışıyor.
Bu hafta İran kaynaklarından gelen çok önemli bir haber, İsrail’in niyetini açıkça ortaya koydu. İran medyası, Hollandalı De Telegraf gazetesine dayanarak Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin oğlu Masrur Barzani’nin İsrailli savunma heyeti ve üç İsrailli işadamının sahibi olduğu bir ABD’li şirket ile silah anlaşması yaptığını duyurdu.
Konunun daha vahim tarafı ise, Kuzey Irak Yönetiminin böylece İsrail savunma sanayinin Asya’daki en büyük müşterisi haline geldiğinin ortaya çıkması oldu.
Vahamet bununla da sınırlı değil. İsrail’in silahları Kuzey Irak’ta Irak-Suriye sınırından ulaştırılacağı belirtildi. Anlaşılan bölgeden gelen barut kokusu en çok, zaten puslu havadan çok fazla hoşlanan İsrail Yönetimini sevindiriyor.
Olayın öğrenilmesi akabinde Türk Hükümetinin çok sert bir tepki koyması, Türkiye’nin toprak bütünlüğü için hayati ehemmiyete haiz bir tedbirdir. Ancak şimdiye kadar olduğu gibi, ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda kör-sağır ve dilsiz üçlemesini başarıyla oynayan hükümet yetkililerinin aynı tutumu devam ettireceği çok açık.
Öyle ya, geçtiğimiz haftalarda AKP Kongresinde delegelerin coşku dolu alkışları arasında kürsüye gelen Barzani’ye, Dış İşlerinin haddini bildirmeyeceği çok açık bir durum.
Sayın Başbakan ile kurduğu yakın ilişkilerin sonucu Barzani Bölgesinde daha etkin bir rol üstlenmeye çalışıyor.
Yukarıda söz edilen İranlı kaynaklara göre, yapılan silah anlaşmalarının hacmi Türkiye açısından korkutucu büyüklükte. Kuzey Irak Yönetimi 12 savaş uçağı, 20 savaş helikopteri, 3 nakliye helikopteri ve çok ileri İsrail Abrams tankı, bir füze kalkanı, uçak savar toplar, personel taşıyıcı, askeri botlar ve radar sistemleri dahil, 20 milyar dolarlık bir bütçe ayıracak.
İran’ın Fars ajansı bu anlaşmayı “İsrail’in ve Amerikalı destekçilerinin uzun bir süreden beri Irak’ı Sünni, Şii ve Kürt bölgeleri arasında bölmek için çaba gösterdiklerini” şeklinde yorumladı.
Tüm bu silahlanma çabası İsrail’in bu coğrafyayı beraber paylaştığı tüm ülkelere tehdit oluşturduğu çok açık bir gerçek.
Barzani ‘nin bu kadar para harcayıp alacağı silahların namlusunu yarın ülkemize doğrultmayacağının garantini kimse veremez. Hele sınırların tül perde gibi olduğu bir dönemde bu silahlanmanın faturası çok ağır olur.
Geçmişte kurulan Çekiç Güç’ün sancısını bugün hala çektiğimizi kimse inkâr edemez. O halde Dış İşlerinin acilen konuya eğilip Ulusal çıkarlarımızı gözeterek derhal bu satışın iptalini talep etmeleri gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik prensibi bu tavrı zorunlu kılmaktadır.
Bu hafta İran kaynaklarından gelen çok önemli bir haber, İsrail’in niyetini açıkça ortaya koydu. İran medyası, Hollandalı De Telegraf gazetesine dayanarak Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin oğlu Masrur Barzani’nin İsrailli savunma heyeti ve üç İsrailli işadamının sahibi olduğu bir ABD’li şirket ile silah anlaşması yaptığını duyurdu.
Konunun daha vahim tarafı ise, Kuzey Irak Yönetiminin böylece İsrail savunma sanayinin Asya’daki en büyük müşterisi haline geldiğinin ortaya çıkması oldu.
Vahamet bununla da sınırlı değil. İsrail’in silahları Kuzey Irak’ta Irak-Suriye sınırından ulaştırılacağı belirtildi. Anlaşılan bölgeden gelen barut kokusu en çok, zaten puslu havadan çok fazla hoşlanan İsrail Yönetimini sevindiriyor.
Olayın öğrenilmesi akabinde Türk Hükümetinin çok sert bir tepki koyması, Türkiye’nin toprak bütünlüğü için hayati ehemmiyete haiz bir tedbirdir. Ancak şimdiye kadar olduğu gibi, ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda kör-sağır ve dilsiz üçlemesini başarıyla oynayan hükümet yetkililerinin aynı tutumu devam ettireceği çok açık.
Öyle ya, geçtiğimiz haftalarda AKP Kongresinde delegelerin coşku dolu alkışları arasında kürsüye gelen Barzani’ye, Dış İşlerinin haddini bildirmeyeceği çok açık bir durum.
Sayın Başbakan ile kurduğu yakın ilişkilerin sonucu Barzani Bölgesinde daha etkin bir rol üstlenmeye çalışıyor.
Yukarıda söz edilen İranlı kaynaklara göre, yapılan silah anlaşmalarının hacmi Türkiye açısından korkutucu büyüklükte. Kuzey Irak Yönetimi 12 savaş uçağı, 20 savaş helikopteri, 3 nakliye helikopteri ve çok ileri İsrail Abrams tankı, bir füze kalkanı, uçak savar toplar, personel taşıyıcı, askeri botlar ve radar sistemleri dahil, 20 milyar dolarlık bir bütçe ayıracak.
İran’ın Fars ajansı bu anlaşmayı “İsrail’in ve Amerikalı destekçilerinin uzun bir süreden beri Irak’ı Sünni, Şii ve Kürt bölgeleri arasında bölmek için çaba gösterdiklerini” şeklinde yorumladı.
Tüm bu silahlanma çabası İsrail’in bu coğrafyayı beraber paylaştığı tüm ülkelere tehdit oluşturduğu çok açık bir gerçek.
Barzani ‘nin bu kadar para harcayıp alacağı silahların namlusunu yarın ülkemize doğrultmayacağının garantini kimse veremez. Hele sınırların tül perde gibi olduğu bir dönemde bu silahlanmanın faturası çok ağır olur.
Geçmişte kurulan Çekiç Güç’ün sancısını bugün hala çektiğimizi kimse inkâr edemez. O halde Dış İşlerinin acilen konuya eğilip Ulusal çıkarlarımızı gözeterek derhal bu satışın iptalini talep etmeleri gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik prensibi bu tavrı zorunlu kılmaktadır.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012