İsrail siyasetinde seçim sancısı
İsrail'de erken seçim kararı alınmasının ardından siyaset sahnesinde başlayan hareketlilik, adayların taktik hamleleriyle devam ederken, yeni siyasi oluşumların ve aktörlerin seçimlerde bir sürpriz yapabileceği ihtimali üzerinde de duruluyor.
22.01.2019 00:00:00
İktidardaki koalisyon partileri liderlerinin rakip olarak birbirlerine ağır suçlamalar yönelttiği İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, ülkenin içinden geçmekte olduğu zor dönemde 'sorumlu başbakan' profiliyle seçmen nezdinde destek bulmaya çalışıyor.
Netanyahu, kendisini yolsuzluktan yargılamak için vakit kollayan İsrail devletinin yargı görevlilerini ve her fırsatta koalisyon hükümetini sarsmak için fırsat kollayan siyasetçi dostlarını, kameraların önüne geçip İsrail'in aleyhine çalışan hainler olarak ilan etmek için yeterince malzeme topladı.
Bu malzemeleri kullanıyor da. Bütün bunları da 'sınırlarında her an savaş ihtimali bulunan bir ülkenin sorumlu başbakanı' olarak oturduğu koltuğundan yapmaya devam ediyor.
Anketlerin de gösterdiği gibi Netanyahu'nun partisi Likud 9 Nisan'daki seçimlerde parlamentodaki mevcut nüfuzunu korumaya devam eder ve şimdi olduğu gibi 30 sandalye sayısına ulaşırsa İsrail'de erken seçim peşine düşen taraflar aradıklarını bulamamış olacaklar.
Daha doğrusu erken seçim arayışında olan taraflardan bazıları ciddi zarar etmiş olacak. Durumdan kazançlı çıkanlar da olacak tabii. İlginç olan ise zarar edeceklerle kazançlı çıkacak olanların tamamının aşırı sağda yer alıyor olmaları.
Halbuki İsrailli aşırı sağcı liderler Netanyahu'nun Batı Şeria'da ve Kudüs'te Filistinlilere karşı yeterince sert olmadığını, Trump gibi bir lider ABD'nin başkanlık koltuğunda oturup İsrail'e karşılıksız destek verdiği sürece İsrail'in daha sert hareket etmesi gerektiğini söylüyorlardı.
Muhtemelen bu söylemleriyle Netanyahu'yu siyasi sahnede bir kenara iterek sağdaki İsrail seçmeninin oylarını alabileceklerini düşünmüşlerdi.
AA
Netanyahu, kendisini yolsuzluktan yargılamak için vakit kollayan İsrail devletinin yargı görevlilerini ve her fırsatta koalisyon hükümetini sarsmak için fırsat kollayan siyasetçi dostlarını, kameraların önüne geçip İsrail'in aleyhine çalışan hainler olarak ilan etmek için yeterince malzeme topladı.
Bu malzemeleri kullanıyor da. Bütün bunları da 'sınırlarında her an savaş ihtimali bulunan bir ülkenin sorumlu başbakanı' olarak oturduğu koltuğundan yapmaya devam ediyor.
Anketlerin de gösterdiği gibi Netanyahu'nun partisi Likud 9 Nisan'daki seçimlerde parlamentodaki mevcut nüfuzunu korumaya devam eder ve şimdi olduğu gibi 30 sandalye sayısına ulaşırsa İsrail'de erken seçim peşine düşen taraflar aradıklarını bulamamış olacaklar.
Daha doğrusu erken seçim arayışında olan taraflardan bazıları ciddi zarar etmiş olacak. Durumdan kazançlı çıkanlar da olacak tabii. İlginç olan ise zarar edeceklerle kazançlı çıkacak olanların tamamının aşırı sağda yer alıyor olmaları.
Halbuki İsrailli aşırı sağcı liderler Netanyahu'nun Batı Şeria'da ve Kudüs'te Filistinlilere karşı yeterince sert olmadığını, Trump gibi bir lider ABD'nin başkanlık koltuğunda oturup İsrail'e karşılıksız destek verdiği sürece İsrail'in daha sert hareket etmesi gerektiğini söylüyorlardı.
Muhtemelen bu söylemleriyle Netanyahu'yu siyasi sahnede bir kenara iterek sağdaki İsrail seçmeninin oylarını alabileceklerini düşünmüşlerdi.
AA