İstanbul'da gerçekten kentsel dönüşüm yapılıyor mu?
İstanbul’daki kentsel dönüşüm projeleri iyi niyetli bir başlangıca sahip olsa da, uygulamada yapılan hatalar nedeniyle amacından sapmıştır.
18.10.2025 23:24:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





İstanbul, tarihi dokusu, kültürel çeşitliliği ve yoğun nüfusuyla Türkiye’nin kalbi konumundadır. Ancak bu büyük metropol, uzun yıllardır deprem riski ve plansız yapılaşma sorunlarıyla mücadele etmektedir. Bu nedenle başlatılan kentsel dönüşüm projeleri, şehirde güvenli ve modern yaşam alanları oluşturmayı hedeflemiştir. Ne var ki, uygulamada yapılan hatalar ve yanlış öncelikler, bu sürecin birçok yönden tartışmalı hale gelmesine yol açmıştır.
Kentsel dönüşümün en temel yanlışlarından biri, önceliğin insan değil, rant odaklı olmasıdır. Dönüşümün amacı, depreme dayanıklı, güvenli ve yaşanabilir konutlar üretmekken; birçok projede ticari kazanç ön plana çıkmıştır. Bu durum, özellikle dar gelirli vatandaşların yaşadığı mahallelerde, halkın yerinden edilmesine ve sosyal dokunun bozulmasına neden olmuştur. Mahalle kültürü yerini yüksek katlı rezidanslara, komşuluk ilişkileri ise soğuk beton bloklara bırakmıştır.
Bir diğer sorun ise planlama eksikliğidir. Kentsel dönüşüm çoğu zaman bütüncül bir şehir planı çerçevesinde değil, parça parça uygulamalarla yürütülmektedir. Bu da ulaşım, altyapı, yeşil alan ve sosyal donatıların yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Yani sadece binalar yenilenmekte, ancak şehir yaşantısı bütün olarak ele alınmamaktadır.
Ayrıca katılım eksikliği önemli bir yanlış yönü oluşturur. Mahalle sakinlerinin fikirleri, talepleri ya da öncelikleri çoğu zaman dikkate alınmamaktadır. Halk, yaşadığı dönüşümün bir parçası değil, mağduru haline gelmektedir. Bu durum, hem güven duygusunu zedeler hem de dönüşüm sürecinde sosyal huzursuzluk yaratır.
Son olarak, çevresel ve tarihi değerlere yeterince önem verilmemesi de ciddi bir sorundur. İstanbul gibi binlerce yıllık geçmişe sahip bir şehirde, tarihi yapılar ve doğal alanlar dönüşüm projeleri sırasında zarar görebilmektedir. Betonlaşma hızla artarken, kentin nefes alanları giderek azalmaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul’daki kentsel dönüşüm projeleri iyi niyetli bir başlangıca sahip olsa da, uygulamada yapılan hatalar nedeniyle amacından sapmıştır. Gerçek bir dönüşüm, sadece binaların değil; yaşam biçimlerinin, çevrenin ve toplumsal ilişkilerin de yenilenmesiyle mümkündür. Şehrin ruhunu koruyan, halkı sürecin merkezine alan, planlı ve adil bir kentsel dönüşüm anlayışı, İstanbul’un geleceği için en doğru yoldur.
Kentsel dönüşümün en temel yanlışlarından biri, önceliğin insan değil, rant odaklı olmasıdır. Dönüşümün amacı, depreme dayanıklı, güvenli ve yaşanabilir konutlar üretmekken; birçok projede ticari kazanç ön plana çıkmıştır. Bu durum, özellikle dar gelirli vatandaşların yaşadığı mahallelerde, halkın yerinden edilmesine ve sosyal dokunun bozulmasına neden olmuştur. Mahalle kültürü yerini yüksek katlı rezidanslara, komşuluk ilişkileri ise soğuk beton bloklara bırakmıştır.
Bir diğer sorun ise planlama eksikliğidir. Kentsel dönüşüm çoğu zaman bütüncül bir şehir planı çerçevesinde değil, parça parça uygulamalarla yürütülmektedir. Bu da ulaşım, altyapı, yeşil alan ve sosyal donatıların yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Yani sadece binalar yenilenmekte, ancak şehir yaşantısı bütün olarak ele alınmamaktadır.
Ayrıca katılım eksikliği önemli bir yanlış yönü oluşturur. Mahalle sakinlerinin fikirleri, talepleri ya da öncelikleri çoğu zaman dikkate alınmamaktadır. Halk, yaşadığı dönüşümün bir parçası değil, mağduru haline gelmektedir. Bu durum, hem güven duygusunu zedeler hem de dönüşüm sürecinde sosyal huzursuzluk yaratır.
Son olarak, çevresel ve tarihi değerlere yeterince önem verilmemesi de ciddi bir sorundur. İstanbul gibi binlerce yıllık geçmişe sahip bir şehirde, tarihi yapılar ve doğal alanlar dönüşüm projeleri sırasında zarar görebilmektedir. Betonlaşma hızla artarken, kentin nefes alanları giderek azalmaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul’daki kentsel dönüşüm projeleri iyi niyetli bir başlangıca sahip olsa da, uygulamada yapılan hatalar nedeniyle amacından sapmıştır. Gerçek bir dönüşüm, sadece binaların değil; yaşam biçimlerinin, çevrenin ve toplumsal ilişkilerin de yenilenmesiyle mümkündür. Şehrin ruhunu koruyan, halkı sürecin merkezine alan, planlı ve adil bir kentsel dönüşüm anlayışı, İstanbul’un geleceği için en doğru yoldur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.