Sürekli vitrinde olanların, daima göz önünde olanların görüntüleri, davranış tarzları, yaşam biçimleri, doğru-dürüst olmadığı ve görenleri rahatsız edecek vaziyette olduğu zaman, insanlar onlara bakarak temsil ettikleri inanç grubuna toptan olumsuz not veriyorlar.
İşgal ettikleri makam, mevki ve kullandıkları yetki itibariyle daima basının, dolayısıyla daima toplumun gözü önünde olanlar, elbette, yemelerine-içmelerine, almalarına-satmalarına, giyimlerine-kuşamlarına, diğer insanlardan çok daha fazla dikkat etmek zorundadırlar.
Yaptıkları her iş, attıkları her adım, verdikleri her görüntü ve sarf ettikleri her söz, kendilerini bağladığı kadar, ait olduklarını iddia ettikleri inanç gruplarını, dünya görüşlerini de bağlamaktadır.
Her fırsatta ve her vesile ile cami-Cuma, kubbe-minare, ezan-bayrak vurgusu yapanlar, bu isimlerin çağrıştırdığı manalara çok çok ehemmiyet atfedenler, yalan söylemek bir yana, yalanın ve yalancının semtine dahi uğramaktan şiddetle kaçınmalıdırlar.
Söylem ve eylem tutarsızlığı asla hayatlarında olmamalıdır.
Ahde vefasızlık, verdiği sözde durmamak, sabah söylediğinden akşam çark etmek gibi kötü ve çirkin davranışlar kesinlikle bunlarla beraber anılmamalıdır.
Toplumda ortalama yaşam standartlarının üstünde, lükse, şatafata ve kofora yaşamlarında yer vermemelidirler.
Başkalarının haklarını gasp etmek bir yana, hak gaspçılarının yanında, yakınında ve destekçileri arasında olmaktan kesinlikle uzak durmalıdırlar.
Haksızlıkla ve yolsuzlukla asla bir işleri olmamalı, aksine bu tür kötü huylarla mücadelede daima ön plana çıkmalıdırlar.
Devletin herhangi bir kurumuna atama yapılırken, torpil yapanlar, yaptıranlar, adam kayıranlar, ehil olmadıkları halde eş, dost, akraba saikiyle onlara öncelik tanıyanlar, yukarıda sözü edilen hassas yöneticilerin etrafında kesinlikle görevlerini devam ettirmemelidirler.
Yirmi seneden beri ülkeyi yöneten siyasi kadroları, yukarıda bir kısmını zikrettiğimiz ölçüler açısından değerlendirdiğimizde, mevcut manzaranın pek de iç açıcı olmadığını söylemek durumundayız.
İthamlar bin bir çeşit, fakat cevaplar yok, cevaplardan haber yok.
Yoksulluğun diz boyu, hatta omuz boyu olduğu, yolsuzlukların ise kulakları sağır edecek kadar dört bir yanda yankılandığı bir toplumda, yönetici kadronun lüks harcamaları, şatafatlı ve konforlu hayatları, dillere destan adam kayırmaları ve torpilli atamaları elbette toplumda ciddi manada rahatsızlıklara sebep olmakta ve bütün bu ithamların cevapsız kalması ise herkesi ve her kesimi derinden yaralamaktadır.
İtham çok cevap yok, ne acı değil mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025