İzmir’in işgali Karadeniz’i ayağı kaldırdı
'Birçok yerler işgal olunuyor ve Dışişleri Bakanı henüz nerelerin işgal edildiğini bile bilmiyor'
27.01.2022 00:50:00





Esasen, Trabzon'dan işgale karşı yükselen ilk ses, Mondros sonrasında, 18 Kasım 1918'de, Meclis-i Mebusan'da Trabzon Mebusu olarak vazifeli Hafız Mehmet Bey'den gelmiştir.
Yaptığı konuşmada şöyle demiştir: "Birçok yerler işgal olunuyor ve Dışişleri Bakanı henüz nerelerin işgal edildiğini bile bilmiyor.
Bu pek garip bir gerçektir. Mütarekenin bugünkü gibi uygulanması halinde memleketin askeri işgal altına girmekte olduğunu görmüyorlar ve bunu tetkik edip gerekli teşebbüslerde bulunmuyorlar.
Mütarekenin uygulanmasında bu kadar müsamaha gösteren bir hükümet, yarın barış masasında acaba ne dereceye kadar haklarımızı koruyabilecektir. Hükümetler mağlup olurlar fakat vatanın müdafaası sonunda bir millet ölse bile namusu ile şerefi ile ölür."
Sakarya savaşı esnasında
"... Hafız Mehmet Bey, Ankara'ya dönerek Trabzon havalisinde bin gönüllünün toplanması için Başkomutanlığa başvurmuş, Sakarya savaşının sürdüğü bir sırada Mustafa Kemal Paşa'ya birbiri peşi sıra telgraf çekmişti.
İlk telgrafta şöyle yazmıştı
"Biz burada Sakarya muharebesini endişe ile takip ediyoruz. Cengaver gençlerden mürekkep milis bir alay teşkil etmekteyiz. Bu alayı İnebolu'ya kadar denizden nakil için her türlü vesaiti buluruz. İnebolu'dan Ankara'ya nakli için de gereken vesaiti temin buyurmanızı...
Trabzonluların mütareke sonrasında millî uyanış ve millî savunma yolunda attıkları ilk önemli adım 10 Aralık 1918'de İstikbal gazetesini çıkarmaya başlamaları olmuştur.
"Trabzon'da yayınlanan iki Rum gazetesi Epuhi ve Farosianadolis'in bütün yayınlarını merkezi Trabzon olan bir Pontus Rum Devleti'nin kurulması hedefine yönelttikleri günlerde."
Bu gazete millî direnişin sembolü olmuştur.
Yine 10 Şubat 1919'da Trabzon'da Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti, Rumların ve Ermenilerin bölge üzerindeki emellerine karşı Türk ve Müslüman halkın haklarını korumak amacı ile kurulmuştur.
"... Ordulular, 16 Mayıs 1919'da Sadaret makamına ordu ilçesi bütün Türk ve Müslüman ahalisi adına Belediye Reisi Hacı İzzet imzasıyla çektikleri telgraflarında, 'İzmir vilayetinin herhangi bir toprağına dikilecek Yunan bandırası, Müslüman kalplerine saplanmış bir hançer demektir. Bunu biz Türkler ve Müslümanlar, bütün varlığımız ile ve büyük şiddetle reddediyor ve bu uğurda canımızı ve kanımızı feda edeceğimizi arz eyleriz' diyorlardı.

Giresunlular, 17 Mayıs'ta Belediye Reisi Osman Ağa (Topal Osman)'nın başkanlığında büyük bir miting düzenleyerek İzmir'in işgalini protesto etmişlerdi.
Çamlı Çarşı'da, camii-şerifte toplanan binlerce Giresunlu, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya'ya gönderilmek üzere protesto telgrafları hazırlamışlardı.
Sadrazama gönderdikleri telgrafta, 'Hükümetinizi, idamımızı tebliğe memur görmek istiyoruz. Sizi Türk sadrazamı bilerek hitap ediyoruz. İzmir'de mavi mi sallanacak, al mı kalacak?
Hükümetiniz buna boyun mu eğecek, İzmirli kardeşlerimizi Yunan palikaryalarına teslim mi edecek?
Darağaçları bizim de ufkumuzda belirmekte idam anımız yaklaşmaktadır. İzmir'in Yunan'a ilhak edildiğini öğrendiğimiz gün, Giresun muhiti akissiz kalmayacaktır ve hiçbir kuvvet bizi azmimizden çeviremeyecektir' diyen Giresunlular, Padişah'a çektikleri telgrafta da, 'Ey ulu hakan! Tacından İzmir elmasını Türk kanlarıyla boyayarak koparıyorlar. Sıra yarın bizlere gelecek. Senelerce serhadlerde dolaşan biz Türkler ipte değil, süngüde can vermek için hazırız. Semamızdan al bayrak alındığı gün zümrüt dağlarımıza kanlarımızla bir al bayrak serilecek. Dökeceğimiz kanlara iştirak edecek, bayrağımıza taç giydirecek Âl-i Osman'ın kanını taşır; Orhan'ı, Ertuğrul'un bir oğlunu göndeririz' diyorlardı.
Maçka'dan, Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Heyet-i Milliyesi adına 18 Mayıs 1919'da, Sadaret'e gönderilen protesto telgrafında Müftü Kamil, eşraftan Numan, Raşit, Yusuf, Bilal, Şakir, Mehmet Hafız Fehmi, Kadri, Kemal, Eyyüp, Mehmet, Nazım, Ömer, Rıdvan imzaları mevcuttu."
Tirebolulular, 19 Mayıs'ta, Ünyeliler 21 Mayıs'ta İzmir'i protesto eden telgraflar göndererek, kanlarının son damlasına kadar vatanı savunacaklarını ifade etmişlerdir.
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti, İzmir'in işgali sonrasında 22 Mayıs'ta toplanmış, 28 Mayıs'ta işgale karşı silahla karşılık verilmesi, bütün Doğu Anadolu'yu temsil edecek geniş bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 275)
Yaptığı konuşmada şöyle demiştir: "Birçok yerler işgal olunuyor ve Dışişleri Bakanı henüz nerelerin işgal edildiğini bile bilmiyor.
Bu pek garip bir gerçektir. Mütarekenin bugünkü gibi uygulanması halinde memleketin askeri işgal altına girmekte olduğunu görmüyorlar ve bunu tetkik edip gerekli teşebbüslerde bulunmuyorlar.
Mütarekenin uygulanmasında bu kadar müsamaha gösteren bir hükümet, yarın barış masasında acaba ne dereceye kadar haklarımızı koruyabilecektir. Hükümetler mağlup olurlar fakat vatanın müdafaası sonunda bir millet ölse bile namusu ile şerefi ile ölür."
Sakarya savaşı esnasında
"... Hafız Mehmet Bey, Ankara'ya dönerek Trabzon havalisinde bin gönüllünün toplanması için Başkomutanlığa başvurmuş, Sakarya savaşının sürdüğü bir sırada Mustafa Kemal Paşa'ya birbiri peşi sıra telgraf çekmişti.
İlk telgrafta şöyle yazmıştı
"Biz burada Sakarya muharebesini endişe ile takip ediyoruz. Cengaver gençlerden mürekkep milis bir alay teşkil etmekteyiz. Bu alayı İnebolu'ya kadar denizden nakil için her türlü vesaiti buluruz. İnebolu'dan Ankara'ya nakli için de gereken vesaiti temin buyurmanızı...
Trabzonluların mütareke sonrasında millî uyanış ve millî savunma yolunda attıkları ilk önemli adım 10 Aralık 1918'de İstikbal gazetesini çıkarmaya başlamaları olmuştur.
"Trabzon'da yayınlanan iki Rum gazetesi Epuhi ve Farosianadolis'in bütün yayınlarını merkezi Trabzon olan bir Pontus Rum Devleti'nin kurulması hedefine yönelttikleri günlerde."
Bu gazete millî direnişin sembolü olmuştur.
Yine 10 Şubat 1919'da Trabzon'da Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti, Rumların ve Ermenilerin bölge üzerindeki emellerine karşı Türk ve Müslüman halkın haklarını korumak amacı ile kurulmuştur.
"... Ordulular, 16 Mayıs 1919'da Sadaret makamına ordu ilçesi bütün Türk ve Müslüman ahalisi adına Belediye Reisi Hacı İzzet imzasıyla çektikleri telgraflarında, 'İzmir vilayetinin herhangi bir toprağına dikilecek Yunan bandırası, Müslüman kalplerine saplanmış bir hançer demektir. Bunu biz Türkler ve Müslümanlar, bütün varlığımız ile ve büyük şiddetle reddediyor ve bu uğurda canımızı ve kanımızı feda edeceğimizi arz eyleriz' diyorlardı.

Giresunlular, 17 Mayıs'ta Belediye Reisi Osman Ağa (Topal Osman)'nın başkanlığında büyük bir miting düzenleyerek İzmir'in işgalini protesto etmişlerdi.
Çamlı Çarşı'da, camii-şerifte toplanan binlerce Giresunlu, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya'ya gönderilmek üzere protesto telgrafları hazırlamışlardı.
Sadrazama gönderdikleri telgrafta, 'Hükümetinizi, idamımızı tebliğe memur görmek istiyoruz. Sizi Türk sadrazamı bilerek hitap ediyoruz. İzmir'de mavi mi sallanacak, al mı kalacak?
Hükümetiniz buna boyun mu eğecek, İzmirli kardeşlerimizi Yunan palikaryalarına teslim mi edecek?
Darağaçları bizim de ufkumuzda belirmekte idam anımız yaklaşmaktadır. İzmir'in Yunan'a ilhak edildiğini öğrendiğimiz gün, Giresun muhiti akissiz kalmayacaktır ve hiçbir kuvvet bizi azmimizden çeviremeyecektir' diyen Giresunlular, Padişah'a çektikleri telgrafta da, 'Ey ulu hakan! Tacından İzmir elmasını Türk kanlarıyla boyayarak koparıyorlar. Sıra yarın bizlere gelecek. Senelerce serhadlerde dolaşan biz Türkler ipte değil, süngüde can vermek için hazırız. Semamızdan al bayrak alındığı gün zümrüt dağlarımıza kanlarımızla bir al bayrak serilecek. Dökeceğimiz kanlara iştirak edecek, bayrağımıza taç giydirecek Âl-i Osman'ın kanını taşır; Orhan'ı, Ertuğrul'un bir oğlunu göndeririz' diyorlardı.
Maçka'dan, Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Heyet-i Milliyesi adına 18 Mayıs 1919'da, Sadaret'e gönderilen protesto telgrafında Müftü Kamil, eşraftan Numan, Raşit, Yusuf, Bilal, Şakir, Mehmet Hafız Fehmi, Kadri, Kemal, Eyyüp, Mehmet, Nazım, Ömer, Rıdvan imzaları mevcuttu."
Tirebolulular, 19 Mayıs'ta, Ünyeliler 21 Mayıs'ta İzmir'i protesto eden telgraflar göndererek, kanlarının son damlasına kadar vatanı savunacaklarını ifade etmişlerdir.
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti, İzmir'in işgali sonrasında 22 Mayıs'ta toplanmış, 28 Mayıs'ta işgale karşı silahla karşılık verilmesi, bütün Doğu Anadolu'yu temsil edecek geniş bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 275)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.