Kurban Bayramı yaklaşırken bir başka bayramı kutlamak üzereyiz; 1 Temmuz Kabotaj ve Deniz Bayramı.
Fransızca "cabotage" sözcüğünden Türkçeye geçen "kabotaj", bir devletin limanları arasında ticari taşımacılık yapma imkânının, o devletin bayrağını taşıyan gemilere hasredilmesi (özgülenmesi) anlamına geliyor ve tabii olarak, bu alanlarda yabancı bayraklı ticaret gemilerinin çalışmasının yasaklanması sonucunu doğuruyor.
1 Temmuz 1926 günü yürürlüğe giren 815 sayılı "Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkında Kanun", Türk kıyılarında yolcu ve yük taşımacılığını yabancılara yasaklamış, Türklere özgülemiştir. 1 Temmuz'un Denizcilik Bayramı olarak kutlanmasının gerekçesi budur.
Her devletin kabotaj uygulaması, yani bir devletin limanları arasındaki ticari taşımacılığı yabancı bayraklı gemilere yasaklaması, uluslararası hukuka uygun sayılıyor. Önceleri sadece gemiler için kabul edilen bu ilke, zamanla gelişen havacılık alanında da benimseniyor.
Kabotaj ve Denizcilik Bayramı, ülkemizde yeteri kadar anlaşılamamış ve önemi üzerinde fazla durulmamıştır.
Osmanlı döneminde başkent İstanbul ile en büyük liman kenti İzmir arasında seferler yabancı bayraklı gemilerle yapılıyordu.
1923 yılına bakalım; Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da başlattığı ulusal Kurtuluş Savaşımız, o zamanın süper güçlerince desteklenen işgalci Yunan askerlerini yenerek 9 Eylül 1922'de, İzmir Hükûmet Konağı'na Türk bayrağı çekmesiyle simgelenen zaferle sonuçlanmıştır. Ama bir yandan yılların savaşları, diğer yandan Osmanlı'nın, yabancı güçler karşısında ezik ve kötü yönetimi yüzünden ülke perişan haldedir.
Ulusal Kurtuluş'un, askeri zaferini destekleyecek ekonomik gücün eksikliği apaçık ortadadır; yurdu, ekonomik perişanlıktan kurtaracak yöntemler bulunması, yeni örgütlenmeler oluşturulması gerekmektedir.
Kurtuluşun ancak iktisat alanındaki başarılarla tamamlanabileceği düşüncesiyle; iktisat alanında yapılması gerekenlerin saptanması için, Mustafa Kemal Paşa'nın isteği üzerine, askeri zaferin kazanılmasından altı ay kadar sonra İzmir İktisat Kongresi toplanmıştır (17 Şubat 1923).
Kongre'de benimsenmiş amaçlar arasında, kabotaj konusuyla ilgili olarak şunları görüyoruz:
"Kendi limanlarımızda kendi bayrağımızdan maadasının (başkasının) ticaret yapmaması ve kabotajda hakkı istiklalimizin (bağımsızlık hakkımızın) tamamen kullanılması." Yani Türk limanları arasında ticari taşımacılık yapma hakkının Türk bayraklı gemilere özgülenmesi.
"Armatörlere sermaye temin edecek deniz ticaret bankalarının kurulması."
Lozan Konferansı öncesinde toplanan İzmir İktisat Kongresi'nin ekonomik bağımsızlık yönündeki kararları; Lozan'da kapitülasyonların kaldırılması için verilen mücadelede TBMM Delegasyonu'na moral destek olmuş ve sonuç olarak Osmanlı mirası kapitülasyonlarla yabancılara tanınmış ayrıcalıklar ortadan kaldırılmıştır.
24 Temmuz 1923 günü imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile açılan yeni dönemde; 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet ilan olunmuş ve Cumhuriyetin ilk anayasası olan 1924 Anayasası kabul edilmiştir. 1926 yılında kabul edilen kısaca "Kabotaj Kanunu" adıyla anılan yasa da, bu bütünün bir parçasını oluşturmuştur.
Ne var ki; günümüzde ulaştırma alanında politikalar kökten değiştirilmiş, deniz yolları ve demiryolları ihmal edilmiştir. Dahası, limanlarımızın yabancılara kaptırılması, Kabotaj Bayramımızı kutlamanın heyecanına gölge düşürmüştür.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023