Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Söylem bu da, eylemin neresindeyiz? Gerçi bir eylem planı var iktidarın… Adı insan hakları ama içinde insan olmayan. Kadın haklarına gelince, insan hakları olarak algılanmalıdır. Ne var ki, geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi, insan hakları, AKP aklının almadığı bir kavramdır. Bu açıdan sadece kadınların değil, kadın-erkek herkesin durumu zor!
Bu AKP yönetiminin insan hakları eylem planına kalkışması bir çelişkiyi de beraberinde getirmektedir;
Bir yandan "…Hiçbir şiddet eylemi cezasız kalmamalı ve kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı etkin mücadele için kadınların güçlendirilmesi ve zihniyet değişikliğinin sağlanmasını" öngören İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasını istiyorlar; diğer yandan insan haklarından söz ediyorlar. Oysa daha dün İstanbul Sözleşmesini çekincesiz imzalayarak Meclis'ten alkışlarla geçiren bunlar değil miydi! Bu ne yaman çelişki… Çelişki, plancı arkadaşların ne derece samimi(!) olduklarını göstermektedir.
Bugün dünya ölçeğinde olayın neresindeyiz? Olay derken elbette kadının toplum içindeki yerini ve önemini algılamak durumundayız. Bu konuda dünyanın tüm ülkelerini mercek altına aldığımızda, gördüğümüz resim nedir? Eğitimden yeterli payı alamamış, fırsat eşitliğinden tam olarak yararlanamayan, ayağı sağlam basmayan bir büyük nüfus. Hemen her toplumda erkeklerle sayısal olarak eşit bir sayıya ulaşan kadın nüfusu, ülke yönetiminde ne kadar pay sahibi? Uzağa gitmeye hiç gerek yok. Parlamentoda temsili sağlamak için "kadın kotalarının" tartışıldığı 21.yüzyılda, insanların işine gelince, kadın anamızdır, kadın baş tacımızdır, edebiyatını bir kenara koyarak düşünmek ve harekete geçmek zamanı değil midir? Tabii ki öyledir.
Anayasanın 10.maddesi diyor ki: "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür."
Anayasanın kadın-erkek eşitliğini perçinlemesi güzeldir ve kaçınılmazdır. Devletin eşitliği yaşama geçirme yükümlülüğünün belirtilmesi, daha da güzeldir. Ama, 2010'da maddeye eklenen şu cümleye ne demeli? "Bu maksatla (eşitliği sağlamak için) alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz."
AKP'nin devri iktidarında anayasanın amayasaya dönüştüğü ortadayken, ya da dervişin fikri neyse zikri de odur, sözünden hareketle;
Eşitlik ilkesini gerçekleştirmek için devlet önlem alacak ve çözümler getirecek. Bunlar uygulanırken eşitlik ilkesine aykırı yorum yapılamayacak. Demek ki, böyle bir tehlike var. İnsan haklarında olduğu gibi eşitlik kavramı konusunda da kimilerinin hazımsızlığı var. Uygarlıkta eksikliğimiz oldukça sindirememe sorunu sürüp gidecektir.
Neyse, ülkemizin ve tüm dünyanın kadınlarının 8 Mart'ını kutluyorum.
İşiniz zor, çok zor!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023