İnsanın yaratılış gayesi kulluktur. Yani, Allah'ı bilmek ve her an O'nunla olmak maksadıyla yaratılan insanın, bu maksatlardan gayri her türlü hareketi, Hakk'ı bilmesi önünde bir engeldir.
İnsanı günaha, isyana sürükleyen bu tür davranışların sebebi ise, kısaca "mâsiva" olarak isimlendirilir. Yani, "dünya hayatına dalma" ve "Allah'tan uzaklaşma".
Dünya ve içindekiler, ruhun Allah'a yönelişine engel ise, bu mâsivadır. Yoksa insanın Hakk'a gidişine yardımcı olan, yaratılış gayesine hizmet eden dünya ve onun vasıtaları mâsiva sayılmaz.
"Biliniz ki, dünya hayatı oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme, daha çok mal ve çocuk sahibi olma dâvâsından ibarettir" (Hadid, 20).
"Onlar âhirete bedel, dünya hayatını satın almış kimselerdir. Bundan dolayı kendilerinden azap kaldırılıp hafifletilmeyecek, onlara yardım da edilmeyecektir" (Bakara, 86).
Peygamberimiz (sav), "Dünya sevgisi bütün hataların başıdır" buyurmaktadır. Ve yine, "Dünyayı seven, âhiretine zarar verir; âhiretini seven, dünyasını zararlandırır. Bu böyle olunca, siz, bâkiyi fâni üzerine tercih ediniz" beyanlarıyla, Allah'tan gaflete düşürecek her şeyden sakınılmasını nasihat etmişlerdir.
Vücut, bir ülkeye benzetilirse, bu ülkede Hakkın hakim kılınması esas gayedir.
Bunun sağlanabilmesi yani, her türlü mâsivadan temizlenmiş bir hale gelinebilmesi ise, kalbin temizliği ile mümkündür.
Kalp ise ancak zikrullah ile temizlenir, pak olur, Hakk'ı yansıtan bir ayna haline gelir.
Bu noktadaki bir kul ise, artık hiçbir mâsiva engeli ile karşılaşmadan onu Hakk'tan uzaklaştıracak hiçbir imtihana takılmadan yalnız Rabb'ine yönelir ve O'nunla olur.
Yaratılış gayesi de zaten budur.
Allah, hepimizi dünyayı O'na ulaşmada vesile kılan, kalbi Allah'ın tecellligâhı seçilmiş kâmillerden eylesin.
İnsanı günaha, isyana sürükleyen bu tür davranışların sebebi ise, kısaca "mâsiva" olarak isimlendirilir. Yani, "dünya hayatına dalma" ve "Allah'tan uzaklaşma".
Dünya ve içindekiler, ruhun Allah'a yönelişine engel ise, bu mâsivadır. Yoksa insanın Hakk'a gidişine yardımcı olan, yaratılış gayesine hizmet eden dünya ve onun vasıtaları mâsiva sayılmaz.
"Biliniz ki, dünya hayatı oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme, daha çok mal ve çocuk sahibi olma dâvâsından ibarettir" (Hadid, 20).
"Onlar âhirete bedel, dünya hayatını satın almış kimselerdir. Bundan dolayı kendilerinden azap kaldırılıp hafifletilmeyecek, onlara yardım da edilmeyecektir" (Bakara, 86).
Peygamberimiz (sav), "Dünya sevgisi bütün hataların başıdır" buyurmaktadır. Ve yine, "Dünyayı seven, âhiretine zarar verir; âhiretini seven, dünyasını zararlandırır. Bu böyle olunca, siz, bâkiyi fâni üzerine tercih ediniz" beyanlarıyla, Allah'tan gaflete düşürecek her şeyden sakınılmasını nasihat etmişlerdir.
Vücut, bir ülkeye benzetilirse, bu ülkede Hakkın hakim kılınması esas gayedir.
Bunun sağlanabilmesi yani, her türlü mâsivadan temizlenmiş bir hale gelinebilmesi ise, kalbin temizliği ile mümkündür.
Kalp ise ancak zikrullah ile temizlenir, pak olur, Hakk'ı yansıtan bir ayna haline gelir.
Bu noktadaki bir kul ise, artık hiçbir mâsiva engeli ile karşılaşmadan onu Hakk'tan uzaklaştıracak hiçbir imtihana takılmadan yalnız Rabb'ine yönelir ve O'nunla olur.
Yaratılış gayesi de zaten budur.
Allah, hepimizi dünyayı O'na ulaşmada vesile kılan, kalbi Allah'ın tecellligâhı seçilmiş kâmillerden eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Kibarlı / diğer yazıları
- Başlıksız... / 19.01.2003
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002