İmam Ali’nin emirnamesi -2-
Mısır'a vali tayin ettiği Malik el-Eşter'e yazdığı emirnamesidir
13.07.2025 13:15:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Mısır'a vali tayin ettiği Malik el-Eşter'e yazdığı emirnamesidir.
Senden en uzak ve nezdinde en sevilmeyen kimse, halkın ayıplarını araştıranlar olsun. İnsanların ayıpları vardır. Valiler, bunları örtmeye en layık olan kimselerdir.
Onların bilmediğin ayıplarını araştırmaya kalkışma; sana düşen, gördüklerini temizlemendir. Bilmediklerin hakkında da Allah hükmeder.
Halkın ayıplarını gücünün yettiğince ört ki Allah da senin halktan gizli kalmasını istediğin ayıplarını örtsün.
Halkın kalplerindeki kin düğümünü çöz, kalbinden çıkar, her düşmanlığın kökünü kes, senden gizletilen şeyleri bilmezlikten gel; halkın ayıplarını söyleyen dedikoduları tasdik etme; çünkü nasihatçilere benzese bile, dedikodu yapan sahtekârdır.
Cimri kişiyi meşveretine sokma ki seni cömertlikten alıkoyar ve bir şeyler yapmaya çalıştığında da seni fakirlikle korkutur.
Korkaklara da danışma; çünkü işlerini zayıflatır.
Haris olanlara da danışma; onlar da sana zulümle tamahkârlığı güzel gösterir. Cimrilik, korkaklık ve hırs farklı huylardır ama, Allah'a kötü zanda birleşirler.
Vezirlerinin en kötüsü, senden önceki kötülere vezirlik edenler, suçlarına ortak olanlardır. Sana sırdaş olmasınlar; çünkü onlar günahkârların yardımcıları, zalimlerin kardeşleridir.
Sen, bunların yerine görüşleri en az onlarınki kadar isabetli, fakat onlar gibi günahkâr olmayan, zalime zulmünde, günah işleyene günahında yardımcı olmayan daha hayırlı kişiler bulabilirsin.
Bunların yükü daha hafif, yardımları daha güzeldir. Besledikleri sevgi daha içten, başkalarıyla yakınlıkları, daha azdır. Yalnızken bunlarla bulun, meclislerinde de bunları bulundur.
Allah'ın, dostlarında bulunmasından hoşlanmadığı şeylerde sana en az yardım eden, acı da olsa sana hakkı söyleyen kişileri seç. Her ne kadar sana hoş gelmese de...
Takva ehli olan sadık kişilerle dost ol, seni övmemelerini iste; yapmadığın batıl bir işle seni sevindirmesinler. Çünkü fazla övünme, insanın kendini beğenmesine neden olur, azgınlığa sürükler.
Nezdinde iyilik yapanla kötülük edenin yeri, aynı düzeyde olmasın. Çünkü bu, iyileri iyilik etmekten vazgeçirir; kötülük edenleri de kötülüğe teşvik eder. Bunların hepsine de kendilerine layık oldukları şekilde muamele et.
Bil ki vali için, halka ihsanda bulunmaktan onların işlerini kolaylaştırmaktan ve yerine getirmek zorunda olmadıkları işleri yerine getirmeye zorlamamaktan daha çok halkın güvenini kazandıracak başka bir şey olamaz.
Halka senin hakkında güzel zanna sahip olmalarını sağlayacak şekilde davran; gerçekten hüsn-ü zan, senden birçok zorluklar uzaklaştırır.
Hakkında daha çok hüsn-ü zanda bulunman gereken kimse, hakkında daha çok iyilik ettiğin ve kötü zanda bulunman gereken kimse ise hakkında kötülük ettiğin kimsedir.
Bu ümmetin öncülerinin ortaya koyduğu, halkın üzerinde uzlaştığı, işlerini düzenlediği salih sünneti kaldırma. Geçip gidenlerin güzel sünnetlerine zarar veren yeni sünnetler çıkarma.
Aksi taktirde iyi mükafat bu iyi sünnetleri getirenlere, günah ise bu sünneti kaldıran sana kalır.
İdaren altındaki ülke işlerini düzenlemek ve senden önceki insanların ortaya koyduğu şeyleri ayakta tutmak için daima ulema ile görüşmeyi, hikmet sahipleriyle tartışmaları çoğalt.
Şunu bilmelisin ki halk sınıflara ayrılmıştır. Bir kısmı, ancak diğer kısmın ıslahıyla düzene girer. Birbirlerinden ihtiyaçsız değillerdir. Onlardan bazıları Allah'ın askeridir, bazısı da kamu ve özel işleri gören kâtiplerdir.
Bazısı adil kadı, bazısı insafla ve şefkatle iş gören memur, bazısı cizye ve haraç veren zımmi, bazısı vergi veren Müslüman, bazısı tüccar, bazısı sanatkar, bazısı da düşük olan muhtaç ve fakirlerdir.
Bunların hepsine Allah, kendi katında bir pay ayırmış, ölçüsünü kitabında veya nebisinin (s.a.a) sünnetinde kesin olarak bildirmiş ve nezdimizde mahfuz olan bir ahit karar kılmıştır. Devam edecek Nehc'ül Belaga Mektuplar 53
Senden en uzak ve nezdinde en sevilmeyen kimse, halkın ayıplarını araştıranlar olsun. İnsanların ayıpları vardır. Valiler, bunları örtmeye en layık olan kimselerdir.
Onların bilmediğin ayıplarını araştırmaya kalkışma; sana düşen, gördüklerini temizlemendir. Bilmediklerin hakkında da Allah hükmeder.
Halkın ayıplarını gücünün yettiğince ört ki Allah da senin halktan gizli kalmasını istediğin ayıplarını örtsün.
Halkın kalplerindeki kin düğümünü çöz, kalbinden çıkar, her düşmanlığın kökünü kes, senden gizletilen şeyleri bilmezlikten gel; halkın ayıplarını söyleyen dedikoduları tasdik etme; çünkü nasihatçilere benzese bile, dedikodu yapan sahtekârdır.
Cimri kişiyi meşveretine sokma ki seni cömertlikten alıkoyar ve bir şeyler yapmaya çalıştığında da seni fakirlikle korkutur.
Korkaklara da danışma; çünkü işlerini zayıflatır.
Haris olanlara da danışma; onlar da sana zulümle tamahkârlığı güzel gösterir. Cimrilik, korkaklık ve hırs farklı huylardır ama, Allah'a kötü zanda birleşirler.
Vezirlerinin en kötüsü, senden önceki kötülere vezirlik edenler, suçlarına ortak olanlardır. Sana sırdaş olmasınlar; çünkü onlar günahkârların yardımcıları, zalimlerin kardeşleridir.
Sen, bunların yerine görüşleri en az onlarınki kadar isabetli, fakat onlar gibi günahkâr olmayan, zalime zulmünde, günah işleyene günahında yardımcı olmayan daha hayırlı kişiler bulabilirsin.
Bunların yükü daha hafif, yardımları daha güzeldir. Besledikleri sevgi daha içten, başkalarıyla yakınlıkları, daha azdır. Yalnızken bunlarla bulun, meclislerinde de bunları bulundur.
Allah'ın, dostlarında bulunmasından hoşlanmadığı şeylerde sana en az yardım eden, acı da olsa sana hakkı söyleyen kişileri seç. Her ne kadar sana hoş gelmese de...
Takva ehli olan sadık kişilerle dost ol, seni övmemelerini iste; yapmadığın batıl bir işle seni sevindirmesinler. Çünkü fazla övünme, insanın kendini beğenmesine neden olur, azgınlığa sürükler.
Nezdinde iyilik yapanla kötülük edenin yeri, aynı düzeyde olmasın. Çünkü bu, iyileri iyilik etmekten vazgeçirir; kötülük edenleri de kötülüğe teşvik eder. Bunların hepsine de kendilerine layık oldukları şekilde muamele et.
Bil ki vali için, halka ihsanda bulunmaktan onların işlerini kolaylaştırmaktan ve yerine getirmek zorunda olmadıkları işleri yerine getirmeye zorlamamaktan daha çok halkın güvenini kazandıracak başka bir şey olamaz.
Halka senin hakkında güzel zanna sahip olmalarını sağlayacak şekilde davran; gerçekten hüsn-ü zan, senden birçok zorluklar uzaklaştırır.
Hakkında daha çok hüsn-ü zanda bulunman gereken kimse, hakkında daha çok iyilik ettiğin ve kötü zanda bulunman gereken kimse ise hakkında kötülük ettiğin kimsedir.
Bu ümmetin öncülerinin ortaya koyduğu, halkın üzerinde uzlaştığı, işlerini düzenlediği salih sünneti kaldırma. Geçip gidenlerin güzel sünnetlerine zarar veren yeni sünnetler çıkarma.
Aksi taktirde iyi mükafat bu iyi sünnetleri getirenlere, günah ise bu sünneti kaldıran sana kalır.
İdaren altındaki ülke işlerini düzenlemek ve senden önceki insanların ortaya koyduğu şeyleri ayakta tutmak için daima ulema ile görüşmeyi, hikmet sahipleriyle tartışmaları çoğalt.
Şunu bilmelisin ki halk sınıflara ayrılmıştır. Bir kısmı, ancak diğer kısmın ıslahıyla düzene girer. Birbirlerinden ihtiyaçsız değillerdir. Onlardan bazıları Allah'ın askeridir, bazısı da kamu ve özel işleri gören kâtiplerdir.
Bazısı adil kadı, bazısı insafla ve şefkatle iş gören memur, bazısı cizye ve haraç veren zımmi, bazısı vergi veren Müslüman, bazısı tüccar, bazısı sanatkar, bazısı da düşük olan muhtaç ve fakirlerdir.
Bunların hepsine Allah, kendi katında bir pay ayırmış, ölçüsünü kitabında veya nebisinin (s.a.a) sünnetinde kesin olarak bildirmiş ve nezdimizde mahfuz olan bir ahit karar kılmıştır. Devam edecek Nehc'ül Belaga Mektuplar 53
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.



















































































