Bu durumdan sorumlu olanlar
Bu tür soy kırımı uygulamalarından sadece bunu yapanlar değil bunu görenler ve seyredenler de sorumlu olmaktadır. Şu anda tüm dünya devletleri Irak'ın ve Filistin'in yaşadıkları bu ıstırapları görmekte ve seyretmekle yetinmektedir. Buna karşı gelmemekte ve Adeta fazla ilgilenmemektedir. Sebebi gayet açık olarak belli olmaktadır. Hiçbir devlet gücü ne Avrupa ne de Asya'daki devletler ABD ye ve ne de İsrail'e karşı olmak istememektedirler. Onlardan çekinmekte ve adeta korkmaktadır.
Bunun yanında tüm katliamlar müslümanlara yapılmaktadır. Onların ülkeleri saldırılara uğramakta ve onların halkı öldürülmektedir. Hatta hıristiyan dünyası bunu memnuniyetle bile karşılamaktadır. Çünkü zaten İslam'ın kuruluşundan beri Hıristiyanlıkla İslam arasından bir gizli savaş var olmak veya yok olmak seviyelerine ulaşan bir hesaplaşma uygulanmaktadır.
Yaser Arafat'ın farklı özellikleri
Yaser Arafat Dünyanın en zor yerinde, en zor Devletlere karşı, en zor savaşı tam 40 yıl sürdürdü ve Filistin'in kurtuluşu için, savaş verdi, hayatını adadı ve sonunda da sönüp gitti. Ömrü yetmedi bu dengesiz savaşın sonunu göremedi.
Bir taraftan ömrü yetmedi diyorum ama öte taraftan, acaba kasten ortadan kaldırılmadığı da henüz pek açık değil. Süikastlere karşı koydu ama gizli olarak acaba zehirlenmeye karşı tedbir alabildi mi? Çünkü acımasız düşmanları, bunu da yapmak için ta ilk baştan beri uğraştılar ve durmadan da uğraşıyorlardı. Ama şöyle veya böyle Arafat artık bir ceset oldu. Yaşamını yitirmiş oldu.
Arafat Vatan hasretiyle ömrü boyunca yanıp tutuştu. Vatan edinmek için uğraşıp duru. Ama sonucu elde etmeden dünyayı terk etti. Kendisi öldü ama davası devam ediyor. Artık sembol haline gelen Arafat ismi mezarından bu davayı yönetecek ve sonuna kadar yol gösterici olacaktır. İsrail Arafat'ı yok edebildi ama şimdi bu sembolü yok etmeye gücü yetmez gibi görülmektedir. Çünkü Arafat şu anda eskisinden daha da güçlü hale gelmiş durumdadır.
Arap dünyası ve petrol belası
Petrol Tüm Dünya için büyük bir zenginlik ve varlık Enerji Kaynağını ifade etmektedir. Ama Arap dünyası için petrol ve doğal gaz büyük bir baş belası oluverdi. Çünkü Petrol onları geliştireceğine adeta frenledi gelişmelerine adeta büyük bir engel olarak dikildi! Şimdi de topraklarından, Devletlerinden ve egemenliklerinden olmaktadırlar! kısacası Petrol Arap dünyasının felaketine sebep olmaktadır!
Arap dünyası dava peşinde koşmaktan şu anda çok uzak durmaktadır. Orta Doğuda yaklaşık olarak 22 kusur devlet mevcuttur. Bunların çoğu da Müslüman ve Arap kökenlidir. Ama bunların çoğu sadece saltanat ve zenginlik peşinden koşmaktadır. Kalkınmamış Devlet gelirleri ve Petrole ve yer altı zenginliklere bağlı olmaktadır. Petrol tesisleri ise Batı ve Hıristiyan Devletleri tarafından ve özellikle ABD tarafından işletilmektedir. Onun için onları gerek iç gerekse dış idareleri ve gelişmelerinin tamama yakını, o büyük güçlerin doğrudan kontrolü altındadır.
Devlet idareleri ve halkları ile belirli bir bütünleşme ve sevgi ve Demokratik idari şekli yoktur. Birçoğu Monarşiye dayanmaktadır. Çok Partili Demokrasi hemen - hemen hiç yoktur. Varsa da bazılarında güdümlü karakterdedir. O bakımdan Batı desteği kaybolduğu anda İdari çökmeler hemen- hemen kaçınılmaz olacaktır. Bazı yazarlarımız bu durumlara " Arap çürümüşlüğü" demektedir. Arapların bu çürümüşlüğünün çok eskiye dayandığı da iddia edilmektedir. Mesela halifelerin öldürülmeleri ve benzeri nifakların sık -sık görülmesi ve benimsenmeleri de bilinmektedir.
İngilizlerle bir olup Osmanlıyı adeta arkadan bıçaklamışlardı. Şimdi ise başlarına gelenlerin , o devrin sanki bir intikamına benzemektedir. Acaba Araplar bu uyuşukluktan, Batı uşaklığından, Ulus hizmetine ne zaman dönecekler? Bunu yapmadan uşaklıktan kurtulmadan davalarının halli de zor olacaktır. Kanamalar, istismarlar, esaretler, geri kalmalar, devam ettiği müddetçe ellerinde olan tüm zenginlikler de kolayca başkalarına geçecektir. Şimdilik Filistin davasına sahip çıkamadılar. Yakında Petrol davasına da sahip çıkamayacaklardır. ABD şu anda buna tatbikatına gitmektedir. Önce Irak'a el koydu. "BOP" Projesiyle tüm Orta doğuya el koymaktadır. Arap Devletlerinde Milliyetçilik yeterince oluşmadı ve gelişemedi. Onun için kendilerine gelmedikleri takdirde milli kurtuluşları ve bağımsızlıkları olmayacaktır. Tüm bu sorunların ve çatışmaların cevaplarını, şimdiki Arap'ların yapısında aramak gerekmektedir.
Bu tür soy kırımı uygulamalarından sadece bunu yapanlar değil bunu görenler ve seyredenler de sorumlu olmaktadır. Şu anda tüm dünya devletleri Irak'ın ve Filistin'in yaşadıkları bu ıstırapları görmekte ve seyretmekle yetinmektedir. Buna karşı gelmemekte ve Adeta fazla ilgilenmemektedir. Sebebi gayet açık olarak belli olmaktadır. Hiçbir devlet gücü ne Avrupa ne de Asya'daki devletler ABD ye ve ne de İsrail'e karşı olmak istememektedirler. Onlardan çekinmekte ve adeta korkmaktadır.
Bunun yanında tüm katliamlar müslümanlara yapılmaktadır. Onların ülkeleri saldırılara uğramakta ve onların halkı öldürülmektedir. Hatta hıristiyan dünyası bunu memnuniyetle bile karşılamaktadır. Çünkü zaten İslam'ın kuruluşundan beri Hıristiyanlıkla İslam arasından bir gizli savaş var olmak veya yok olmak seviyelerine ulaşan bir hesaplaşma uygulanmaktadır.
Yaser Arafat'ın farklı özellikleri
Yaser Arafat Dünyanın en zor yerinde, en zor Devletlere karşı, en zor savaşı tam 40 yıl sürdürdü ve Filistin'in kurtuluşu için, savaş verdi, hayatını adadı ve sonunda da sönüp gitti. Ömrü yetmedi bu dengesiz savaşın sonunu göremedi.
Bir taraftan ömrü yetmedi diyorum ama öte taraftan, acaba kasten ortadan kaldırılmadığı da henüz pek açık değil. Süikastlere karşı koydu ama gizli olarak acaba zehirlenmeye karşı tedbir alabildi mi? Çünkü acımasız düşmanları, bunu da yapmak için ta ilk baştan beri uğraştılar ve durmadan da uğraşıyorlardı. Ama şöyle veya böyle Arafat artık bir ceset oldu. Yaşamını yitirmiş oldu.
Arafat Vatan hasretiyle ömrü boyunca yanıp tutuştu. Vatan edinmek için uğraşıp duru. Ama sonucu elde etmeden dünyayı terk etti. Kendisi öldü ama davası devam ediyor. Artık sembol haline gelen Arafat ismi mezarından bu davayı yönetecek ve sonuna kadar yol gösterici olacaktır. İsrail Arafat'ı yok edebildi ama şimdi bu sembolü yok etmeye gücü yetmez gibi görülmektedir. Çünkü Arafat şu anda eskisinden daha da güçlü hale gelmiş durumdadır.
Arap dünyası ve petrol belası
Petrol Tüm Dünya için büyük bir zenginlik ve varlık Enerji Kaynağını ifade etmektedir. Ama Arap dünyası için petrol ve doğal gaz büyük bir baş belası oluverdi. Çünkü Petrol onları geliştireceğine adeta frenledi gelişmelerine adeta büyük bir engel olarak dikildi! Şimdi de topraklarından, Devletlerinden ve egemenliklerinden olmaktadırlar! kısacası Petrol Arap dünyasının felaketine sebep olmaktadır!
Arap dünyası dava peşinde koşmaktan şu anda çok uzak durmaktadır. Orta Doğuda yaklaşık olarak 22 kusur devlet mevcuttur. Bunların çoğu da Müslüman ve Arap kökenlidir. Ama bunların çoğu sadece saltanat ve zenginlik peşinden koşmaktadır. Kalkınmamış Devlet gelirleri ve Petrole ve yer altı zenginliklere bağlı olmaktadır. Petrol tesisleri ise Batı ve Hıristiyan Devletleri tarafından ve özellikle ABD tarafından işletilmektedir. Onun için onları gerek iç gerekse dış idareleri ve gelişmelerinin tamama yakını, o büyük güçlerin doğrudan kontrolü altındadır.
Devlet idareleri ve halkları ile belirli bir bütünleşme ve sevgi ve Demokratik idari şekli yoktur. Birçoğu Monarşiye dayanmaktadır. Çok Partili Demokrasi hemen - hemen hiç yoktur. Varsa da bazılarında güdümlü karakterdedir. O bakımdan Batı desteği kaybolduğu anda İdari çökmeler hemen- hemen kaçınılmaz olacaktır. Bazı yazarlarımız bu durumlara " Arap çürümüşlüğü" demektedir. Arapların bu çürümüşlüğünün çok eskiye dayandığı da iddia edilmektedir. Mesela halifelerin öldürülmeleri ve benzeri nifakların sık -sık görülmesi ve benimsenmeleri de bilinmektedir.
İngilizlerle bir olup Osmanlıyı adeta arkadan bıçaklamışlardı. Şimdi ise başlarına gelenlerin , o devrin sanki bir intikamına benzemektedir. Acaba Araplar bu uyuşukluktan, Batı uşaklığından, Ulus hizmetine ne zaman dönecekler? Bunu yapmadan uşaklıktan kurtulmadan davalarının halli de zor olacaktır. Kanamalar, istismarlar, esaretler, geri kalmalar, devam ettiği müddetçe ellerinde olan tüm zenginlikler de kolayca başkalarına geçecektir. Şimdilik Filistin davasına sahip çıkamadılar. Yakında Petrol davasına da sahip çıkamayacaklardır. ABD şu anda buna tatbikatına gitmektedir. Önce Irak'a el koydu. "BOP" Projesiyle tüm Orta doğuya el koymaktadır. Arap Devletlerinde Milliyetçilik yeterince oluşmadı ve gelişemedi. Onun için kendilerine gelmedikleri takdirde milli kurtuluşları ve bağımsızlıkları olmayacaktır. Tüm bu sorunların ve çatışmaların cevaplarını, şimdiki Arap'ların yapısında aramak gerekmektedir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006