Kara sevda…
Gözleri kör eden ve gönülleri dumura uğratan kara sevda…
Hedefe doğru koşarken, sağından-solundan, önünden-arkasından kendisine çelme takanları görmesini engelleyen kara sevda…
Ferhat misali, hiç önünü-arkasını ve başını-sonunu hesap etmeden dağları yarmak için kazma sallarken, kan-ter içinde kendisinin açtığı çukuru el altından, saman altından dolduranları göstermeyen kara sevda…
Kerem misali, Aslı'nın peşinde dağ demeden, dere-tepe demeden, kar-fırtına demeden, yedi iklim dört bucak dolaşırken, kendisine yardımcılar görüntüsündeki şebekenin Aslı'yı sakladıklarını göstermeyen, anlamasına engel olan kara sevda…
"Demedim mi gönül kalkıp yürüme
Bir gün yollarını harami bağlar
Dertliysen derdini dertsize açma
Dertsiz doktor olsa yaramı bağlar.
Oku sayfasını geçmiş çağların
Yaprağını dökmüş nice bağların
Adeti böyledir yüksek dağların
Aslı'ya yol verir, Kerem'i bağlar."
(Aşık Reyhani)
Kara sevdalar tarih boyunca hep kara günlere kapı aralamış, kara günlere yol açmış.
Kitleler, sırf sevdamız zarar görmesin diye aynı gemide yol aldıkları halde, gemi yönetiminin yalanlarına, yanlışlarına, bindikleri gemiyi göz göre göre korsanlara yem yapmalarına ses çıkarmamışlar.
Kitleler, sırf sevdamıza halel gelmesin diye bindikleri geminin yöneticileri, onların yüreklerini ağızlarına getirecek, ölüp ölüp dirilmelerine sebep olacak her ne yapmışlarsa yine de ses etmemişler.
Kara sevdalar… Sürekli kara günlere kapı aralayan kara sevdalar…
Kitleler, milletler, bindikleri gemi zaman denizinde yüzerken, gemiyi yönetenlerin, gemiyi yürütenlerin korkunç kayalıklara iyice yaklaştırdıklarını gördükleri halde, birazdan; "Ey millet, ey yolcular! Deniz bitti, başınızın çaresine bakın" diyeceklerini bile bile tutuldukları kara sevda yüzünden ses etmemişler bir kere.
"Fıkra gelsin mi?
-İşin fırkacılık zaten, İmam!
Korkarım çam devirirsin yine…
-Bilmem çam mam!
Bocalarken bakar üstündeki kaptan acemi;
Sarılır bir kayanın boynuna biçare gemi,
'Bu nedir Beybaba, bittik mi ne olduk'? derler;
Kimi evrad okur üfler, kimi la havle çeker.
'Yok canım!' der Hacı Kaptan, biriken yolculara
'Su tükenmiş haberim yok, buyurun işte kara!'
Siz de oğlum, bu maharette, bu cür'ettesiniz;
Gemi yüzdürmek için kalmadı meydanda deniz!"
(M. Akif; Safahat, Asım bölümü).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024