Karadeniz'in saklı cenneti: Kalkandere
Rize'nin batısında, yemyeşil doğası ve tarihi izleriyle öne çıkan Kalkandere, Doğu Karadeniz'in keşfedilmeyi bekleyen önemli merkezlerinden biridir
02.12.2025 00:20:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Rize'nin batısında, yemyeşil doğası ve tarihi izleriyle öne çıkan Kalkandere, Doğu Karadeniz'in keşfedilmeyi bekleyen önemli merkezlerinden biridir.
Dağlık ve engebeli coğrafyasında, çay tarlaları ve ormanlar arasında gizlenmiş tarihi dokusu ve zengin mutfağı ile dikkat çekmektedir.
Kuruluşu ve Tarihi Serüveni

Kalkandere'nin bilinen en eski adı Karadere'dir. Bu ismin, ilçe merkezinden geçen derenin yatağındaki koyu renkli taşlardan ve suyun görünümünden geldiği düşünülmektedir. Daha sonraları, bölgenin kalkınma sürecine girmesi ve derelerin taşmasıyla ilişkilendirilen bir anlamla Kalkandere adını almıştır.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bölge, en son Trabzon Rum Pontus Devleti'nin egemenliğinde kalmıştır. Nihayetinde 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Uzun yıllar Rize'ye bağlı bir nahiye merkezi olarak varlığını sürdüren Kalkandere, 27 Haziran 1957 tarihinde ilçe statüsünü kazanmıştır.
Tarihi Eserler ve Kültürel Miras

Kalkandere, Karadeniz Bölgesi'nin kendine özgü geleneksel mimarisinin nadide örneklerini barındırır. Bunların başında Hüseyin Hoca Köyü Camisi gelir. Bu cami, tamamen ahşaptan inşa edilmiş olması ve minaresinin ana yapıdan ayrı bir şekilde konumlanmasıyla yöre mimarisinin önemli bir örneğidir.
Geleneksel el işçiliğinin estetik izlerini taşıyan bu yapı, kültürel değere sahiptir. Bunun yanı sıra, bölgede Osmanlı dönemine ait tarihi kemer köprüler bulunmaktadır.
Bu köprüler, ilçenin tarihi dokusunu zenginleştiren önemli kültürel miras örnekleri olarak korunmaktadır. İlçede görülen geleneksel Karadeniz Evleri ise, taş ve ahşabın uyumlu kullanıldığı, bölgenin coğrafi zorluklarına uygun yapısıyla kültürel yapıyı gözler önüne serer.
Doğal Güzellikler ve Gezilecek Yerler

Kalkandere'nin ekonomisinin temelini oluşturan çay tarımının yoğunluğu, ilçeyi adeta dört mevsim yeşilin her tonunu barındıran bir coğrafyaya dönüştürmüştür. İlçenin en popüler doğal güzelliklerinden biri Çağlayan Şelalesi'dir. İlçe merkezine yakın bu şelale, Tuzhane Deresi'nin sularıyla beslenir ve çevresi gür ormanlarla kaplıdır.
Doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık için ideal bir noktadır. Ayrıca, ilçenin yüksek noktalarından biri olan Kız Kulesi Dağı, dağcılık ve yürüyüş tutkunları için eşsiz manzaralar sunar. Yüksek dağlık kesimlerde yer alan yöre yaylaları ise yaz aylarında serin havası, temiz doğası ve yöresel yaşamın izlerini taşıyan şenlikleriyle ziyaretçilerini ağırlar.
Kalkandere Mutfağı: Lezzetin Mısır, Hamsi ve Lahana Üçlüsü
Kalkandere mutfağı, Rize ve genel Karadeniz mutfağının temel gıdaları olan mısır, karalahana ve hamsi üzerine kurulmuştur. Yöresel lezzetlerin büyük bir kısmı hem doyurucu hem de besleyicidir.
Muhlama (Mıhlama): Yöresel tereyağı, kolot peyniri ve mısır unu ile yapılan, uzayan yapısıyla ünlü, kahvaltı sofralarının vazgeçilmezidir.
Kara Lahana Çorbası: Karalahana yaprakları, mısır yarması, fasulye ve bazen et ile yapılan, oldukça besleyici geleneksel bir çorbadır.
Hamsili Ekmek (Hamsikoli): Mısır unu, soğan ve temizlenmiş hamsi ile hazırlanan, fırında pişirilen yöreye özgü ekmek-yemek türüdür.
Turşu Kavurması: Özellikle Karalahana veya fasulye turşusunun yöresel tereyağında kavrulmasıyla hazırlanan, yemeklerin yanında sıklıkla tüketilen lezzetli bir garnitürdür.
Mısır Ekmeği: Karadeniz mutfağının temelini oluşturan, mısır unundan yapılan geleneksel ekmek, tüm yemeklerin yanında vazgeçilmezdir.
Kalkandere, hem tarihi hem de kültürel mirasıyla, doğayla iç içe bir Karadeniz deneyimi sunan özel bir ilçedir.
Dağlık ve engebeli coğrafyasında, çay tarlaları ve ormanlar arasında gizlenmiş tarihi dokusu ve zengin mutfağı ile dikkat çekmektedir.
Kuruluşu ve Tarihi Serüveni

Kalkandere'nin bilinen en eski adı Karadere'dir. Bu ismin, ilçe merkezinden geçen derenin yatağındaki koyu renkli taşlardan ve suyun görünümünden geldiği düşünülmektedir. Daha sonraları, bölgenin kalkınma sürecine girmesi ve derelerin taşmasıyla ilişkilendirilen bir anlamla Kalkandere adını almıştır.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bölge, en son Trabzon Rum Pontus Devleti'nin egemenliğinde kalmıştır. Nihayetinde 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Uzun yıllar Rize'ye bağlı bir nahiye merkezi olarak varlığını sürdüren Kalkandere, 27 Haziran 1957 tarihinde ilçe statüsünü kazanmıştır.
Tarihi Eserler ve Kültürel Miras

Kalkandere, Karadeniz Bölgesi'nin kendine özgü geleneksel mimarisinin nadide örneklerini barındırır. Bunların başında Hüseyin Hoca Köyü Camisi gelir. Bu cami, tamamen ahşaptan inşa edilmiş olması ve minaresinin ana yapıdan ayrı bir şekilde konumlanmasıyla yöre mimarisinin önemli bir örneğidir.
Geleneksel el işçiliğinin estetik izlerini taşıyan bu yapı, kültürel değere sahiptir. Bunun yanı sıra, bölgede Osmanlı dönemine ait tarihi kemer köprüler bulunmaktadır.
Bu köprüler, ilçenin tarihi dokusunu zenginleştiren önemli kültürel miras örnekleri olarak korunmaktadır. İlçede görülen geleneksel Karadeniz Evleri ise, taş ve ahşabın uyumlu kullanıldığı, bölgenin coğrafi zorluklarına uygun yapısıyla kültürel yapıyı gözler önüne serer.
Doğal Güzellikler ve Gezilecek Yerler

Kalkandere'nin ekonomisinin temelini oluşturan çay tarımının yoğunluğu, ilçeyi adeta dört mevsim yeşilin her tonunu barındıran bir coğrafyaya dönüştürmüştür. İlçenin en popüler doğal güzelliklerinden biri Çağlayan Şelalesi'dir. İlçe merkezine yakın bu şelale, Tuzhane Deresi'nin sularıyla beslenir ve çevresi gür ormanlarla kaplıdır.
Doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık için ideal bir noktadır. Ayrıca, ilçenin yüksek noktalarından biri olan Kız Kulesi Dağı, dağcılık ve yürüyüş tutkunları için eşsiz manzaralar sunar. Yüksek dağlık kesimlerde yer alan yöre yaylaları ise yaz aylarında serin havası, temiz doğası ve yöresel yaşamın izlerini taşıyan şenlikleriyle ziyaretçilerini ağırlar.
Kalkandere Mutfağı: Lezzetin Mısır, Hamsi ve Lahana Üçlüsü
Kalkandere mutfağı, Rize ve genel Karadeniz mutfağının temel gıdaları olan mısır, karalahana ve hamsi üzerine kurulmuştur. Yöresel lezzetlerin büyük bir kısmı hem doyurucu hem de besleyicidir.
Muhlama (Mıhlama): Yöresel tereyağı, kolot peyniri ve mısır unu ile yapılan, uzayan yapısıyla ünlü, kahvaltı sofralarının vazgeçilmezidir.
Kara Lahana Çorbası: Karalahana yaprakları, mısır yarması, fasulye ve bazen et ile yapılan, oldukça besleyici geleneksel bir çorbadır.
Hamsili Ekmek (Hamsikoli): Mısır unu, soğan ve temizlenmiş hamsi ile hazırlanan, fırında pişirilen yöreye özgü ekmek-yemek türüdür.
Turşu Kavurması: Özellikle Karalahana veya fasulye turşusunun yöresel tereyağında kavrulmasıyla hazırlanan, yemeklerin yanında sıklıkla tüketilen lezzetli bir garnitürdür.
Mısır Ekmeği: Karadeniz mutfağının temelini oluşturan, mısır unundan yapılan geleneksel ekmek, tüm yemeklerin yanında vazgeçilmezdir.
Kalkandere, hem tarihi hem de kültürel mirasıyla, doğayla iç içe bir Karadeniz deneyimi sunan özel bir ilçedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































