‘Karikatür bir güldürü sanatı değil’
Karikatürün bir güldürü sanatı olmadığını belirten Seyit Saatçi, “Sanat, edebiyat, karikatür, yazı, çizgi görsel ve yazınsal olan şeyler halka ve insana hitap ettiğinde bir silah oluyor. Ve karşıdaki insanlar korkuyor yok etmeye çalışıyor” dedi
07.07.2019 00:00:00





Karikatür, resim, mizah öyküsü ve deneme yazıları alanlarında çalışmalar yapan Seyit Saatçi karikatür sanatını anlattı.
Yurt içi ve yurt dışında kırka yakın karikatür dergisinde çizimleriyle tanınan Seyit Saatçi, sanat hayatı boyunca birçok ödüle layık görüldü. Çizgiyi bir silah olarak tanımlayan ve eserleriyle hayatı harmanlayan Saatçi, karikatüre merakının ilkokul yıllarında başladığını belirterek, "Karikatür farklı bir olgu karikatür başlı başına bir sanat.
Çünkü bir romanın belki tek karede özetidir. Belki bir ansiklopedinin belki birkaç kitabın tek karede özeti karikatür. Dedim ki öyle yapmalıyım ki ben bunu bu kulvarda ipi göğüslemeliyim. Tabii ki terleyeceğim tabii ki yorulacağım. Biliyorum ki akıttığım her ter satıra akan, karikatürü oluşturan mürekkep olacak ve ben de dünden bugüne koşuyu devam ettiriyorum" dedi.
Çünkü bir romanın belki tek karede özetidir. Belki bir ansiklopedinin belki birkaç kitabın tek karede özeti karikatür. Dedim ki öyle yapmalıyım ki ben bunu bu kulvarda ipi göğüslemeliyim. Tabii ki terleyeceğim tabii ki yorulacağım. Biliyorum ki akıttığım her ter satıra akan, karikatürü oluşturan mürekkep olacak ve ben de dünden bugüne koşuyu devam ettiriyorum" dedi.
'Karikatür Türkiye'de hor görülüyor'
Karikatürün Türkiye'de sürekli yargılandığını ve hor görüldüğünü ifade eden Saatçi, "Karikatür ülkemizde yöneticiler tarafından eğer kendilerine karşı tavır alınmışsa tavır görür. Bence esası odur. Ben daha önce karikatürden 2 kez yargılandım.
Bir altı yıl ağır hapis cezasıyla bir de 3 yıl hapis cezasıyla yargılandım. Bu benim onur madalyalarım çünkü şunu söylüyorum: Bence yaşanan olumsuzluklara tepki verebilmek direnmek insani bir gerekliliktir diye düşünüyorum. Eğer insani gereklilik benim hayatımda sanatımda da varsa ve bu sanatı yaptığım için eserimle beni ona karşı duran karşı gerçekçiler yargılıyorsa ben bundan onur duyarım" diye konuştu.
Bir altı yıl ağır hapis cezasıyla bir de 3 yıl hapis cezasıyla yargılandım. Bu benim onur madalyalarım çünkü şunu söylüyorum: Bence yaşanan olumsuzluklara tepki verebilmek direnmek insani bir gerekliliktir diye düşünüyorum. Eğer insani gereklilik benim hayatımda sanatımda da varsa ve bu sanatı yaptığım için eserimle beni ona karşı duran karşı gerçekçiler yargılıyorsa ben bundan onur duyarım" diye konuştu.
'Bir paragraf bile okumaz olduk'
Karikatürde öncelikli amacın topluma mesaj veren bir sanat olması gerektiğini söyleyen Saatçi, "Ben bu karikatürden ödül alırım diye çizmemek gerekiyor. Topluma nasıl mesaj verebilirim? Toplumu gittiği yanlıştan nasıl geri döndürebilirim? diye düşünmek gerekiyor.
Çünkü toplum kitap okumuyor, bir paragraf yazı okumaktan bile aciz bir toplum olduk artık. Tabii ki sözüm sadece kendine bir pay çıkarıp alana sözüm hiç kimseye değil. Çünkü biliyorsunuz entelektüalizm kültür birikimi değildir. Entelektüalizm olayları anlık temele indirgeyen davranış bilimidir. Bir şeyi teorik olarak savlarla savunan, onun doğruluğunu kanıtlamaya çalışan ama hiçbir pratik deneyim sunmayan kişilerdir bunlar.
Teori pratiğe geçmedikten, hayatla bütünleşmedikten sonra hiç bir şeydir. Niye şiirler vardır? Nazım Hikmet şiirlerinde niye yaşama ve insana dair konuları ele almıştır? Demek ki sanat, edebiyat, karikatür, yazı, çizgi görsel ve yazınsal olan şeyler halka ve insana hitap ettiğinde bir silah oluyor. Ve karşıdaki insanlar korkuyor yok etmeye çalışıyor. Doğruları göstermeye çalışan insanları yargılıyorlar. Zindanlara atıyorlar. Biz de yaşadık bunları bizden sonrakiler de yaşayacak" ifadelerini kullandı. İHA
Çünkü toplum kitap okumuyor, bir paragraf yazı okumaktan bile aciz bir toplum olduk artık. Tabii ki sözüm sadece kendine bir pay çıkarıp alana sözüm hiç kimseye değil. Çünkü biliyorsunuz entelektüalizm kültür birikimi değildir. Entelektüalizm olayları anlık temele indirgeyen davranış bilimidir. Bir şeyi teorik olarak savlarla savunan, onun doğruluğunu kanıtlamaya çalışan ama hiçbir pratik deneyim sunmayan kişilerdir bunlar.
Teori pratiğe geçmedikten, hayatla bütünleşmedikten sonra hiç bir şeydir. Niye şiirler vardır? Nazım Hikmet şiirlerinde niye yaşama ve insana dair konuları ele almıştır? Demek ki sanat, edebiyat, karikatür, yazı, çizgi görsel ve yazınsal olan şeyler halka ve insana hitap ettiğinde bir silah oluyor. Ve karşıdaki insanlar korkuyor yok etmeye çalışıyor. Doğruları göstermeye çalışan insanları yargılıyorlar. Zindanlara atıyorlar. Biz de yaşadık bunları bizden sonrakiler de yaşayacak" ifadelerini kullandı. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.