Spor tarihinde örnek bir kongre, başta siyaset dünyası olmak üzere herkesin örnek alacağı, kaybedenin olmayıp sadece Beşiktaş'ın kazandığı bir kongreyi Türkiye bu güne kadar hiç yaşamadı.
Başkanlık adına yarışan ve dört başkan adayının kol kola geldiği kongrenin salonunda çok az bir oy farkıyla Yıldırım Demirören Beşiktaş'ın başkanı oldu, kutlarız. Beşiktaş, avuçlarının içinden kayıp giden şampiyonluğun ardından tarihinin en kara günlerini bu kongreyle ak'a çevirmesini bildi. Zira birlik ve beraberlik bir takımın beyni ve kalbi. Kartal daha büyük olma yolunda çok önemli bir adım attı. Başarı yolunu ise çoktan yarıladı.
Türkiye'deki ekonomik kriz bütün takımları etkilemiş görünüyor. gzetelerde bol keseden çıkan yalan prensler haberlerine aldanmayın. Bugün başlayacak transfer mevsiminde henüz bir siftah yok. Alex Fenerbahçe'ye çok pahalı geldi. Bizim on beş gün evvel yazdığımız "Bu kadroyla Fenerbahçe ve Trabzonspor Şampiyonlar Liği'nde başarılı olamaz" sözüne Daum destek verircesine gittiği Almanya'da aynısını söyleyerek bizi bir anlamda doğruladı. 'Görülen köy kılavuz istemez' misali Fenerbahçe bu yıl Beşiktaş'ın zaaflarından istifade ederek, şampiyon oldu. Ya bundan sonrası?
Avrupa maçlarının akibeti şimdiden meçhul. Bu yazdıklarım Trabzonspor için de geçerli. Dost acı söyler misali bu kadroyla Trabzonspor'un karşısına şayet zorla bir Avrupa takımı çıkarsa ön elemeyi geçerek Şampiyonlar Ligi'ne katılacağı kaanitini ben taşımıyorum. Binbir güçlüklerle borç harç yapacak transferler hiç bir külübü Avrupa'da bir yere taşıyamaz.
Bir zamanların UEFA şampiyonu Galatasaray'ın durumu insanın içini karartıyor. 150 milyon dolar borcun üstüne bulunan, 125 milyon dolarlık krediyle Galatasaray, kendisi için bir çıkış yolu arıyor. Daha bugünden Galatasaray'ın geleceğinin parlak olmadığını söylebilirim. Bu kadar borç yükünü hiç bir Türk futbol takımı kaldıramaz. Zamanında ayağını yorganına göre uzatamayan, sarı kırmızı yönetimler şimdiden Galatasaray'ın geleceğini ipotek altına aldılar.
Sonuç olarak her hafta rahmetli Özal gibi TV'lerden halka seslenen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın söylediklerinin aksine ülkedeki ekonomik durgunluk futbolumuza çoktan yansıdı. Ticarette basit bir hesaptır; şirket gelirleri giderlerini karşılayamadığı gün eksiye, daha sonraki günlerde batağa gidersin.
Biriken vergi borçlarını devlete sildirmeye çalışan bizim kulüpler acaba nereye gidiyor?
Yazarak hatırlatalım dedik.
Başkanlık adına yarışan ve dört başkan adayının kol kola geldiği kongrenin salonunda çok az bir oy farkıyla Yıldırım Demirören Beşiktaş'ın başkanı oldu, kutlarız. Beşiktaş, avuçlarının içinden kayıp giden şampiyonluğun ardından tarihinin en kara günlerini bu kongreyle ak'a çevirmesini bildi. Zira birlik ve beraberlik bir takımın beyni ve kalbi. Kartal daha büyük olma yolunda çok önemli bir adım attı. Başarı yolunu ise çoktan yarıladı.
Türkiye'deki ekonomik kriz bütün takımları etkilemiş görünüyor. gzetelerde bol keseden çıkan yalan prensler haberlerine aldanmayın. Bugün başlayacak transfer mevsiminde henüz bir siftah yok. Alex Fenerbahçe'ye çok pahalı geldi. Bizim on beş gün evvel yazdığımız "Bu kadroyla Fenerbahçe ve Trabzonspor Şampiyonlar Liği'nde başarılı olamaz" sözüne Daum destek verircesine gittiği Almanya'da aynısını söyleyerek bizi bir anlamda doğruladı. 'Görülen köy kılavuz istemez' misali Fenerbahçe bu yıl Beşiktaş'ın zaaflarından istifade ederek, şampiyon oldu. Ya bundan sonrası?
Avrupa maçlarının akibeti şimdiden meçhul. Bu yazdıklarım Trabzonspor için de geçerli. Dost acı söyler misali bu kadroyla Trabzonspor'un karşısına şayet zorla bir Avrupa takımı çıkarsa ön elemeyi geçerek Şampiyonlar Ligi'ne katılacağı kaanitini ben taşımıyorum. Binbir güçlüklerle borç harç yapacak transferler hiç bir külübü Avrupa'da bir yere taşıyamaz.
Bir zamanların UEFA şampiyonu Galatasaray'ın durumu insanın içini karartıyor. 150 milyon dolar borcun üstüne bulunan, 125 milyon dolarlık krediyle Galatasaray, kendisi için bir çıkış yolu arıyor. Daha bugünden Galatasaray'ın geleceğinin parlak olmadığını söylebilirim. Bu kadar borç yükünü hiç bir Türk futbol takımı kaldıramaz. Zamanında ayağını yorganına göre uzatamayan, sarı kırmızı yönetimler şimdiden Galatasaray'ın geleceğini ipotek altına aldılar.
Sonuç olarak her hafta rahmetli Özal gibi TV'lerden halka seslenen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın söylediklerinin aksine ülkedeki ekonomik durgunluk futbolumuza çoktan yansıdı. Ticarette basit bir hesaptır; şirket gelirleri giderlerini karşılayamadığı gün eksiye, daha sonraki günlerde batağa gidersin.
Biriken vergi borçlarını devlete sildirmeye çalışan bizim kulüpler acaba nereye gidiyor?
Yazarak hatırlatalım dedik.
İhsan Türe / diğer yazıları
- Futbolumuz / 28.12.2004
- Fırsat teptik! / 15.10.2004
- Kazakistan'ı bırak Danimarka'ya bak / 12.10.2004
- Futbolumuzda kayıp yıllar / 09.10.2004
- Kartali Parçaladilar / 05.10.2004
- Yalan Rüzgârı / 28.09.2004
- Yukarıdakiler ve aşağıdakiler / 24.09.2004
- Kartal'ın gözyaşları / 31.08.2004
- Kaçan Balık!.. / 27.08.2004
- Süper Lig'in havası ısınıyor / 17.08.2004
- Fırsat teptik! / 15.10.2004
- Kazakistan'ı bırak Danimarka'ya bak / 12.10.2004
- Futbolumuzda kayıp yıllar / 09.10.2004
- Kartali Parçaladilar / 05.10.2004
- Yalan Rüzgârı / 28.09.2004
- Yukarıdakiler ve aşağıdakiler / 24.09.2004
- Kartal'ın gözyaşları / 31.08.2004
- Kaçan Balık!.. / 27.08.2004
- Süper Lig'in havası ısınıyor / 17.08.2004