"Türkiye'de kaynak var ama sizde vicdan yok."
Yazımızın giriş cümlesi Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a cevap.
Akdoğan hafta sonu İstanbul'da katıldığı bir programda "Bizim petrol kuyularımız, doğalgaz rezervlerimiz, altınımız, yer altı zenginliklerimiz yok ama bizim vicdanımız var ve vicdanımızın sesini dinleyerek hareket ediyoruz" dedi.
Neresinden tutsanız elinizde kalan bir açıklama.
Şimdi Sayın Akdoğan'a soralım:
1- Madem Türkiye'nin yeraltı kaynağı yok; elin Amerikalısı, Kanadalısı, Fransızı, Almanı, İngilizi vs. sizin verdiğiniz onbinlerce maden arama ruhsatıyla memleketin dört bir yanını nasıl köstebek yuvası haline getirdi?
2- Madem Türkiye'nin yeraltı kaynağı yok; önemli bir kısmı sizin yandaşlarınızla ortak olan ecnebilerin işlettikleri maden sahalarından kamyonlarla, TIR'larla gemilere yükleyip götürdükleri ne?
3- Madem Türkiye'nin yeraltı kaynağı yok; neredeyse gün aşırı haber merkezlerine düşen "falanca yerde falanca maden bulundu" şeklindeki haberlerin manası nedir?
* * *
Türkiye'nin madenlerini yabancılara peşkeş çekenler "maden yok ama vicdanımız var" diyor.
Prof. Dr. Haydar Baş yıllardır söyleye söyleye adeta dilinde tüy bitti ama sizin vicdanınız(!) bu sesi duymadı. Yüzlerce konuşmasında "Türkiye'nin batılı kaynaklara göre 3 katrilyon dolar yeraltı kaynağı var. Bu kaynak Türkiye gibi on tane ülkeye kıyamet sabahına kadar yeter. Ben sadece Gümüşhane ile Türkiye'ye yüzyıl bakarım" diyen Haydar hoca bıkmadan usanmadan hangi ilde hangi madenlerin hangi yabancı şirkete satıldığını tek tek anlattı. İsteyenler internetten bu konuşmalarını bulabilir.
* * *
Vicdanmış!
Memleketin zenginliklerini ecnebiye peşkeş çekmekten daha büyük vicdansızlık olabilir mi!
Gerçi bu durum için "vicdansızlık" kelimesini kullanmak son derece hafif kalır.
Yıllardır çıkarılan maden ve petrol kanunlarıyla yapılan bu peşkeş için "gaflet ve hatta ihanet" kelimelerini kullansak yeridir.
* * *
Bu noktada dikkatlerinizi Selim Kotil'in 7 Mayıs 2015 tarihli "Ülkede su kuyusundan çok petrol kuyusu var" başlıklı yazısına dikkat çekmek istiyorum.
Yazıdan bir bölüm aynen şöyle, "Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün 2013 yılı verilerine göre ülkemizde 4 bin 500 çalışan petrol kuyusu var.
Şu anda her gün sabahtan akşama bir tane daha yeni petrol kuyusu faaliyete geçiyor. Yabancı firmalara verilen petrol ruhsatlarının toplam büyüklüğü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yüzde 12'sine (87.2 milyon dönüm) karşılık geliyor. Yapılan araştırmalar ülkenin bir petrol denizi üzerinde yüzdüğünü gösteriyor.
Bütün Güneydoğu ve Trakya hatta Marmara Denizi satılmış durumda. Şimdi bunları işleten bazı yabancı firmalara bir göz atalım. Hepsini yazsam kitap olur, zira sayıları yüzü aşmış durumda."
* * *
Geçelim Sayın Akdoğan'ın "Türkiye'nin kaynağı yok ama bizim vicdanımız var" açıklamasındaki ikinci trajikomik duruma.
Akdoğan bu cümlesindeki "vicdan" ifadesini Suriyelilere yapılan yardımlar için kullanıyor.
Burada "vicdan kim siz kim" diye sormak lazım.
Bir yandan Suriye'nin mahvına neden olan BOP'a eş başkanlık edeceksiniz biryandan da vicdan diyeceksiniz.
Ey Akdoğan şunu bilin, Irak, Suriye, Libya vs... İslam dünyasında oluk oluk kan akmasının nedeni sizlerin barış projesi olduğunu iddia ettiğiniz ABD-İsrail ortak yapımı BOP'un bir sonucudur.
Bugün 400 bine yakın Suriyeli öldürülmüşse, milyonlarcası yerinden yurdundan olmuşsa bunun sebebi eş başkanlığını yaptığınız BOP'tur.
Hal bu iken "bizim vicdanımız var" demeniz bana şu sözü hatırlatıyor; kurtla bir olup kuzuyu yer, çobanla bir olup ağlar.
Saygılar!..
Yazımızın giriş cümlesi Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a cevap.
Akdoğan hafta sonu İstanbul'da katıldığı bir programda "Bizim petrol kuyularımız, doğalgaz rezervlerimiz, altınımız, yer altı zenginliklerimiz yok ama bizim vicdanımız var ve vicdanımızın sesini dinleyerek hareket ediyoruz" dedi.
Neresinden tutsanız elinizde kalan bir açıklama.
Şimdi Sayın Akdoğan'a soralım:
1- Madem Türkiye'nin yeraltı kaynağı yok; elin Amerikalısı, Kanadalısı, Fransızı, Almanı, İngilizi vs. sizin verdiğiniz onbinlerce maden arama ruhsatıyla memleketin dört bir yanını nasıl köstebek yuvası haline getirdi?
2- Madem Türkiye'nin yeraltı kaynağı yok; önemli bir kısmı sizin yandaşlarınızla ortak olan ecnebilerin işlettikleri maden sahalarından kamyonlarla, TIR'larla gemilere yükleyip götürdükleri ne?
3- Madem Türkiye'nin yeraltı kaynağı yok; neredeyse gün aşırı haber merkezlerine düşen "falanca yerde falanca maden bulundu" şeklindeki haberlerin manası nedir?
* * *
Türkiye'nin madenlerini yabancılara peşkeş çekenler "maden yok ama vicdanımız var" diyor.
Prof. Dr. Haydar Baş yıllardır söyleye söyleye adeta dilinde tüy bitti ama sizin vicdanınız(!) bu sesi duymadı. Yüzlerce konuşmasında "Türkiye'nin batılı kaynaklara göre 3 katrilyon dolar yeraltı kaynağı var. Bu kaynak Türkiye gibi on tane ülkeye kıyamet sabahına kadar yeter. Ben sadece Gümüşhane ile Türkiye'ye yüzyıl bakarım" diyen Haydar hoca bıkmadan usanmadan hangi ilde hangi madenlerin hangi yabancı şirkete satıldığını tek tek anlattı. İsteyenler internetten bu konuşmalarını bulabilir.
* * *
Vicdanmış!
Memleketin zenginliklerini ecnebiye peşkeş çekmekten daha büyük vicdansızlık olabilir mi!
Gerçi bu durum için "vicdansızlık" kelimesini kullanmak son derece hafif kalır.
Yıllardır çıkarılan maden ve petrol kanunlarıyla yapılan bu peşkeş için "gaflet ve hatta ihanet" kelimelerini kullansak yeridir.
* * *
Bu noktada dikkatlerinizi Selim Kotil'in 7 Mayıs 2015 tarihli "Ülkede su kuyusundan çok petrol kuyusu var" başlıklı yazısına dikkat çekmek istiyorum.
Yazıdan bir bölüm aynen şöyle, "Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün 2013 yılı verilerine göre ülkemizde 4 bin 500 çalışan petrol kuyusu var.
Şu anda her gün sabahtan akşama bir tane daha yeni petrol kuyusu faaliyete geçiyor. Yabancı firmalara verilen petrol ruhsatlarının toplam büyüklüğü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yüzde 12'sine (87.2 milyon dönüm) karşılık geliyor. Yapılan araştırmalar ülkenin bir petrol denizi üzerinde yüzdüğünü gösteriyor.
Bütün Güneydoğu ve Trakya hatta Marmara Denizi satılmış durumda. Şimdi bunları işleten bazı yabancı firmalara bir göz atalım. Hepsini yazsam kitap olur, zira sayıları yüzü aşmış durumda."
* * *
Geçelim Sayın Akdoğan'ın "Türkiye'nin kaynağı yok ama bizim vicdanımız var" açıklamasındaki ikinci trajikomik duruma.
Akdoğan bu cümlesindeki "vicdan" ifadesini Suriyelilere yapılan yardımlar için kullanıyor.
Burada "vicdan kim siz kim" diye sormak lazım.
Bir yandan Suriye'nin mahvına neden olan BOP'a eş başkanlık edeceksiniz biryandan da vicdan diyeceksiniz.
Ey Akdoğan şunu bilin, Irak, Suriye, Libya vs... İslam dünyasında oluk oluk kan akmasının nedeni sizlerin barış projesi olduğunu iddia ettiğiniz ABD-İsrail ortak yapımı BOP'un bir sonucudur.
Bugün 400 bine yakın Suriyeli öldürülmüşse, milyonlarcası yerinden yurdundan olmuşsa bunun sebebi eş başkanlığını yaptığınız BOP'tur.
Hal bu iken "bizim vicdanımız var" demeniz bana şu sözü hatırlatıyor; kurtla bir olup kuzuyu yer, çobanla bir olup ağlar.
Saygılar!..
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021