Kapitalizm kaynakların sınırlı olduğu kabulünden yola çıkarak bu kaynakların ihtiyaçlarının sınırsız olduğunu düşündüğü insanlara yetmeyeceği noktasına gelmiştir. Bu anlayış pek çok savaşı ve çatışmayı da beraberinde getirmiştir. Kaynaklar gerçekten sınırlı mıdır? Bu sorunun cevabı çok önemlidir. Çünkü eğer kaynaklar gerçekten kıtsa kapitalizmin geldiği noktaya gelmek zorunluluğu vardır ve kıt kaynakların insanların ancak küçük bir azınlığına yeteceği sonucuna varılır.Kapitalizmin hâkim olduğu ekonomilerde toplumun çok küçük bir kesiminin bütün imkânlara kavuşması ama çoğunluğun bu imkânlardan mahrum kalması bundan dolayıdır. Kapitalizm vebası tüm dünyaya yayıldığı için, bu adil olmayan paylaşım artık bütün dünya için söz konusudur.Bugüne kadar kaynakları sınırlı gören bu kapitalist anlayışın çarpıklığını hiçbir bilim adamı, düşünür ve akademisyen ortaya koyamamıştı. Kapitalizmi eleştirme cesareti gösterenler ise Kapitalizm düzleminin dışına çıkamadıklarından Kapitalizmin problemlerini tam olarak teşhis edemeyip, hep problemlere teğet geçmişlerdi. Kapitalizmi tamir etme niyetinde olan bu fikir adamları problemlerin kapitalizmin temelinde yatmakta olduğunu dahi görebilmiş değillerdi.Kapitalizmin tıkandığı noktaları ve yanlış kabullerini, yepyeni bir iktisat anlayışı ortaya koyarak kapitalizmi reddetme cesaretini gösteren tez ne mutlu ki, Türkiye'den çıkmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi modeli" adlı tezi yepyeni bir iktisadi anlayış ortaya koymaktadır. Sayın Baş'ın ortaya koyduğu bu model, Kapitalizmin tersine kaynakları sınırsız olarak görmekte ve yine kapitalizmin tersine sınırlı olarak gördüğü insan ihtiyaçlarını bu sınırsız kaynaklarla kolaylıkla karşılamayı önermektedir.Kaynakları kıt olarak görmek haddizatında İslam inancına taban tabana zıt olarak görülmektedir. Aşağıdaki ayetler bunu apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır."Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın." (Hud Suresi 6. Ayet)"Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır." (İsrâ Suresi 31. Ayet) "O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti." (Fussilet Suresi 10. Ayet) Bu Ayetlerden de anlaşılacağı gibi Cenabı Hakk'ın (cc) rızıkları tükenmezdir, yani sınırı yoktur. Milli Ekonomi Modeli, hâlihazırda dünya üzerinde yaşanan açlık ve yoksulluğun kaynakların kıt olmasından değil sınırsız olan kaynakların adil olarak paylaşılmadığından yaşandığını net olarak ortaya koymaktadır.Milli Ekonomi Modelinin bu anlayışının ne kadar doğru ve yerinde olduğunu bir örnekle ortaya koyalım.Popolation Action International (PAI) adlı bir kuruluşun gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, 2000'li yıllarda 505 milyon kişi olan su sıkıntısını çekenlerin sayısının, 2025 yılında 2.4 ile 3.2 milyar kişiye çıkacağını ortaya konulmuş. Kapitalizm bu sonucu kaynakların kıt olmasına bağlarken Milli ekonomi Modeli tezinin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ise su kaynaklarının adil olarak paylaşılmamasına bağlamaktadır.Sağlıklı ve temiz bir yaşam için kişi başı günlük su ihtiyacı 50 litre olarak hesaplanıyor. Ancak 5 litresi gıda ve yiyecek, 25 litresi hijyen olmak üzere kişinin 30 litre suyla da yaşayabileceği belirtiliyor.Kişi başına günlük su tüketimi Gambiya'da 4,5 lt, Mali'de 8 lt, Somali'de 8,9 lt ve Mozambik'te ise 9,3 lt. dolaylarında olurken ABD'de kişi başına ortalama günlük tüketim 500 lt, İngiltere'de 200 litredir. Batı'da diş fırçalamak için 8 lt, sifon için 10 ile 35 lt, duş için ise 100 ile 200 lt su harcanıyor.Yani bir Gambiyalı Batı ülkelerinde diş fırçalamak için bir kişinin tükettiği suyla iki gün tüm ihtiyaçlarını gidermek zorundadır. Amerika'da yaşayan bir kişi, bir Gambiyalıdan 111 kat, bir Maliliden 62.5 kat ve bir Somaliliden 56 kat fazla su tüketmektedir. Gelişmiş ülkeler şu anda dünya nüfusunun %25'ini sınırlarında barındırırlarken kaynakların neredeyse tamamına sahip durumdadırlar. Bu da günümüzde yaşanmakta olan kıtlık, yoksulluk ve açlığın kaynakların yetersizliğinden değil adil olmayan paylaşımdan kaynaklandığını göstererek Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi modelinde ortaya koyduğu görüşleri haklı çıkarmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024