Kaynakların verimli kullanılması, kaynakları kullanan insanın keyfiyetine bağlıdır. En mükemmel sistemler bile onu uygulayacak insan olmadığında hiçbir şey ifade etmeyecektir.
Bugün dünyada bu kadar zulüm varsa, insanlar haksız yere öldürülüyorsa, bunun sebebi insanlığın insan hakları kavramından mahrum olması değildir. Aksine problem bu insan haklarını dünyaya doya doya yaşatacak insanların olmamasından ya da olsa bile bu kadroların söz sahibi olamamalarından kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla, her şeyden önce kaynakların verimli kullanılması ve herkesin kullanımına sunulması için bu kaynakları kullanacak insanın onu bütün insanlığın hizmetine sunacak bir sorumluluk ve hesap verme duygusuna sahip olması gerekir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu olmadığı takdirde, eğer bu kaynakları kontrol edenler bunu bir sömürge mantığı ile ele alırlarsa, sonsuz olan bu kaynakların insanlığa faydasız olması kaçınılmazdır.
Kaynakların sınırsız olduğu gerçeğinden hareketle, şu soruya cevap arayalım; insan nüfusu arttıkça ihtiyaç duyulan tüketim miktarı ile ortaya çıkan üretim miktarı arasında nasıl bir oran söz konusudur? Kapitalist anlayışın kuramcılarından Malthus nüfusun geometrik olarak, gıda maddelerinin ise aritmetik olarak arttığını ifade etmişti.
Halbuki, ekonomilerde emeğin devreye konulmasının önündeki engeller (başta sermaye engeli olmak üzere) kaldırıldığında, birim zamanda bir bireyin üreteceği katmadeğer, tüketeceği miktara oranla daha büyüktür.Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BaşMİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. Irina Hundt Dresden Üniversitesi, AlmanyaMEM, herkese fırsat veriyorMilli Ekonomi Modeli'nin temel felsefesini oluşturan 'kaynaklarının sınırsız olduğu' tezini destekliyorum. Bu temel felsefe kainata mevcut olan kaynakların hiçbir kavgaya gerek olmadan herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olduğunu ifade etmektedir. Bu görüşün hayata geçmesi halinde dünyada kaynak bölüşümünden kaynaklanan kavgaların son bulacağını ümit ediyorum. Hem insan olarak, hem bilim kadını olarak ve hem de bir anne olarak, Milli Ekonomi Modeli'nde projelendirilen temel fikirlere çok yakın bakıyorum, katılıyorum. Bir bilim insanı olarak Milli Ekonomi'nin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşlerinin çok orijinal olduğunu düşünüyorum. Mesela bir örnek vermek istiyorum; çok ilginç görüş beyanlarıdır bunlar? Mevcut ekonomi modellerinde para, üretiminden ziyade daha çok spekülatif alanda değerlendirilmektedir. Milli Ekonomi Modeli'nde paraya getirilen orijinal yaklaşım sayesinde paramız spekülatif alandaki kararlılığı sıfır limitine yaklaştırılmakta ve bu sayede çalışarak para kazanmanın önündeki bütün engeller kaldırılmaktadır. Makul ve mantıklı proje getiren herkese devlet tarafından sıfır faizli uzun vadeli krediler verilmesi sureti ile, herkesin ekonomide aktif bir rol alması için bir şans tanınmaktadır. Bunun neticesinde herkes, gerek işveren olarak, gerekse işçi olarak ekonomide kendisine bir yer bulmaktadır.
Bugün dünyada bu kadar zulüm varsa, insanlar haksız yere öldürülüyorsa, bunun sebebi insanlığın insan hakları kavramından mahrum olması değildir. Aksine problem bu insan haklarını dünyaya doya doya yaşatacak insanların olmamasından ya da olsa bile bu kadroların söz sahibi olamamalarından kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla, her şeyden önce kaynakların verimli kullanılması ve herkesin kullanımına sunulması için bu kaynakları kullanacak insanın onu bütün insanlığın hizmetine sunacak bir sorumluluk ve hesap verme duygusuna sahip olması gerekir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu olmadığı takdirde, eğer bu kaynakları kontrol edenler bunu bir sömürge mantığı ile ele alırlarsa, sonsuz olan bu kaynakların insanlığa faydasız olması kaçınılmazdır.
Kaynakların sınırsız olduğu gerçeğinden hareketle, şu soruya cevap arayalım; insan nüfusu arttıkça ihtiyaç duyulan tüketim miktarı ile ortaya çıkan üretim miktarı arasında nasıl bir oran söz konusudur? Kapitalist anlayışın kuramcılarından Malthus nüfusun geometrik olarak, gıda maddelerinin ise aritmetik olarak arttığını ifade etmişti.
Halbuki, ekonomilerde emeğin devreye konulmasının önündeki engeller (başta sermaye engeli olmak üzere) kaldırıldığında, birim zamanda bir bireyin üreteceği katmadeğer, tüketeceği miktara oranla daha büyüktür.Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BaşMİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. Irina Hundt Dresden Üniversitesi, AlmanyaMEM, herkese fırsat veriyorMilli Ekonomi Modeli'nin temel felsefesini oluşturan 'kaynaklarının sınırsız olduğu' tezini destekliyorum. Bu temel felsefe kainata mevcut olan kaynakların hiçbir kavgaya gerek olmadan herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olduğunu ifade etmektedir. Bu görüşün hayata geçmesi halinde dünyada kaynak bölüşümünden kaynaklanan kavgaların son bulacağını ümit ediyorum. Hem insan olarak, hem bilim kadını olarak ve hem de bir anne olarak, Milli Ekonomi Modeli'nde projelendirilen temel fikirlere çok yakın bakıyorum, katılıyorum. Bir bilim insanı olarak Milli Ekonomi'nin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşlerinin çok orijinal olduğunu düşünüyorum. Mesela bir örnek vermek istiyorum; çok ilginç görüş beyanlarıdır bunlar? Mevcut ekonomi modellerinde para, üretiminden ziyade daha çok spekülatif alanda değerlendirilmektedir. Milli Ekonomi Modeli'nde paraya getirilen orijinal yaklaşım sayesinde paramız spekülatif alandaki kararlılığı sıfır limitine yaklaştırılmakta ve bu sayede çalışarak para kazanmanın önündeki bütün engeller kaldırılmaktadır. Makul ve mantıklı proje getiren herkese devlet tarafından sıfır faizli uzun vadeli krediler verilmesi sureti ile, herkesin ekonomide aktif bir rol alması için bir şans tanınmaktadır. Bunun neticesinde herkes, gerek işveren olarak, gerekse işçi olarak ekonomide kendisine bir yer bulmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.