Temel; "Ooyy! Nereme dokunsam, canım yanayi!" şikâyetiyle hastaneye gider. Muayeneleri yapılır MR çekilir ama bir şeyi çıkmaz! Temel; "Nasi pi şey yok? Kulağıma, burnuma, yanağuma, nereme dokunsam canım yanayii!" diyerek gösterdiği yerlere dokunur, inler acıyla bağırır. Son olarak ortopedi servisinde, Temel'in işaret parmağının kırık olduğu tesbit edilir! Millet olarak darda, devlet olarak zordayız! Parmağımız kırık ve neremize dokunsak canımız yanıyor!Son Eğitim Şûrası'ndan Arapça ve Osmanlıca derslerinin zorunlu edilmesi tavsiyesi çıktı. Arapça ilkokul birinci sınıftan itibaren, Osmanlıca ise orta-öğretimde zorunlu olacak!İslâm'ın temeli olan 'Yüksek ahlak'la milliyetperverliği ve vatanseverliği birlikte yaşamak isteyen hiç kimsenin, buna karşı çıkmaması gerek değil mi?! Ama öyle değil!Atanmış Kısa Adam, öğretmenlere 'Meslektaşlarım" diye hitap ederler sağ olsunlar! Ben de öğretmen olarak aynı üslupla hitap edeceğim:Sayın Muktedir Meslektaşım! Lûtfen bakar mısınız? Kendini dünyaya kabul ettirmiş devletlerin; geçmişini bilen, bugünden yarına hazırlık yapan idealist vatandaşlar yetiştirmesi, akıl gereğidir. Bu yüzden çocuklarımıza Osmanlıca öğretmek fikri, -eğer samîmi ise- dünle yarın arasında köprü kurmak adına doğrudur. Ancak; Arapça ile Osmanlıca'yı aynıymış gibi anlaşılacak şekilde söylemek, riyâdır! Latin alfabesine geçmekle bir gece önce âlim olanlar ertesi güne cahil çıkmışmış! Hadi ordan yalancı müfterîler! Osmanlı'da okur-yazar oranı % 3 bile değildi zaten! Onların da nerdeyse tamamı İstanbul'daydı! TÜİK'in 2013 verilerine göre Türkiye Cumhuriyeti'nde ise okur-yazar olmayanlar nüfusun % 5'idir. Bunun çok büyük bir çoğunluğu da Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki feodalizm yüzündendir.Sayın Muktedir Meslektaşım!Ma'lumlarıdır ki, Osmanlıca alfabeyle Türkçe okunur-yazılır ama Arapça alfabeyle olmaz! Tersten bakarsak Arapça alfabeyle Kur'ân okunur ama Osmanlıca alfabeyle Kur'ân okumak, aslâ mümkün değildir! Bu yüzden Osmanlıca ile Arapçayı aynıymış gibi göstermeğe çalışmak, Cumhuriyet kazanımlarına nankörlüktür! Aslında yine cambaza baktırıyorlar! Bir yandan Eğitim Şûrası, bir yandan seçim barajları, bir yandan Alevî Çalıştayları, fısıltıyla İmralı'daki bebek katilinin dayattığı Açılım Yol Haritası, bir yanda genel af, bir yanda Bedelli Askerlik, bir yanda Vicdânî Redd! Ve bu kargaşa içinde Havuz Medya, Yandaş Basın ve yandaş vuvuzelalara yaptırılan Kaç-AK Saray savunmaları!Sonra pişkince Uzun Adam tarafından; "1.000 değil 1.150 küsûr odalı..." diye alay ederek düzeltme yapılır! Böyle bir hırs, böyle bir doyumsuzluk, dünyanın hiç bir medeni ülkesinde yok!Biraz hafıza tazeleyeceğim! AKP'nin kazandığı ilk zamanlarda, gece kuşu bir kadın, siyâset literatürümüze "Kedi!" diye yeni bir kavram kazandırmıştı hatırladınız mı? Bu vesile ile epeyce kertimesine rağmen "Avşar Kızı"lıktan bir türlü kadınlığa terfi ettirilmeyen, yıllarca özel antenlerle şuh özel seyredilen birinden bahsedeceğim mecbûren bağışlayın!1.000 odalı, 1.500 personelli, aylık elektrik gideri 700 bin lira olan Kaç-AK Saray'dan; "... ben çok ihtişamlı görmedim. Abartıldığı kadar yok!... Neredeyse benim evim daha şa'şaalı..." diye bahsetti haspam! Şaşırmadım! Kadınlığa bir türlü terfî edemeyen bu "Avşar Kızı", ma'lesef utanmadan nasipsiz sıra-dışı biri! Uzun Adam'la Başbakanlığı döneminde yaptığı bir görüşmeden sonra; "Karşımda ürkek bir kedi gibiydi!" diye tarif etmişti günümüzün; kabadayı, öfkesi de siyâset sayılan, bıçkın, Korku İmparatoru'nu!...Âkilliği ile öne çıkan "Minik Serçe" lakaplı bir başka 'Gece Kuşu'nun, "Bir kedim bile yok! Anlıyor musun?" şarkısını hatırlatmıştı bana ânında!Uzun Adam'a "kedi" diyen sadece Kertimiş Avşar Kızı değildi; Uzun Adam'ın yasağını kaldırtan ve iki kişiden birinin vebalini alan Deniz Baykal da; "Suçlu kedi!" demişti!Aynı dönemlerde, Irak'ın kuzeyinde konuşlandırılmış Barzanların Mesut'u ve Soranilerin Talabani'si; "Biz bir Kürt kedisini bile Türkiye'ye teslîm etmeyiz!" diyorlardı, eş-zamanlı olarak!İçeride ve dışarıda, "kedi" sıfatlı biri söz konusuydu! AKP'nin Hükümet olmasıyla üçlü koalisyondan kurtulanlar; "Kurda-kuşa kalmayan dünya!" diye sevinmişlerdi! Yazık ki, "Kurttan-Kuş'tan" kurtarılan ülke, Kertimiş Avşar'ın; "Ürkek", Baykal'ın; "Suçlu kedi"sine teslim edilmişti!...Hey gidinin batası dünyası! Bir kere de insana kalsaydın, kıyamet mi kopardı? Kurt-Kuş kıymet bilmedi de "Ürkek-Suçlu kedi" mi bildi kıymetini?!...Kurttan, kuştan, kediden, Milli -olmayan- Eğitim Bakanlığı'na geçmek istiyorum.Aldığım iletilerden birini duyurmak istiyordum! Saat başı gündem değiştirmekte oldukça mâhir, "Ürkek kedi" ve avânesi yüzünden fırsat bulamıyordum!Ayrıştırıcı, bölücü 'İleri Demokrasi'nin şımarttığı PKK'nın, yakıp-yıkarak kapattığı okulların önünde, çocuk cesaretiyle "Öğretmenimiz yok!" denilen yerlerden, bir Türkçe Öğretmeni'nin feryâdı ulaştı! Diyor ki; "Sayın Mustafa Bey; Yeni Mesaj Gazetesi'nden ülkemizdeki birçok sorun ile ilgilendiğinizi takip eden bir öğretmen olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen atamalarından haberdar olduğunuzu düşünüyorum. Sizce ülkemizin anadili olan Türkçe öğretimini yapan Türkçe Öğretmenliği bölümüne; Başbakan'ın 2015 yılı Ocak ayında atanacağını söylediği 15 bin öğretmen kadrosundan yeterli kontenjan vermemek garip değil mi? Türkçe öğretmenleri ve adayları olarak Hükümetin ve ilgili Bakanın bölümümüze karşı art niyetli davrandığını düşünmekteyiz. Bu konuyla alâkalı yapabileceğiniz bir şeylerin olduğunu düşünüyoruz. İlginiz için şimdiden teşekkürler. İyi çalışmalar dileriz..."Türkçe düşünüp, Türkçe konuşup, Türkçe öğretmek için yetiştirilmiş on binlerce Türkçe Öğretmeni görev beklerken, zorunlu edilmesi düşünülen Arapça ve Osmanlıca dersleri de biliyorum ki öğretmensiz kalacak!Keşke öğretmenler, öğrenciler ve müfredat olmasaydı! Ne kolay Eğitim Bakanlığı yapılırdı!...Hay "kedi"lere kalan dünya hay!..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, dua...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017