Kendi kendinin ustası oldu
Lise yıllarında oymacılığa ilgi duymaya başlayan ve bu konuda hiçbir eğitim almadan kendi kendini geliştiren geleneksel ahşap sanatçısı Şükrü Baysal, Türkiye'de bu el sanatını yapan sayılı isimlerden biri konumunda bulunuyor
15.05.2018 00:00:00
İlkokul, ortaokul ve lise eğitimlerini Adana'da tamamlayan ve lise yıllarından itibaren oymacılığa karşı ilgisi artan 62 yaşındaki Şükrü Baysal, yaklaşık 46 yıldır bu sanatı icra etmeye devam ediyor. Üniversitelerde ahşap oymacılığı konusunda uzman öğretim üyesi bulmanın zor olduğunu ve bu sebeple de hiçbir eğitim almadan kendi kendini geliştirdiğini vurgulayan Baysal, yaşadığımız çağdaki teknolojik gelişmelerin sektörü yok olmaya sürüklediğini dile getirdi.
Kendi çabalarıyla usta oldu
Oymacılığa ilk başladığı dönemlerde zorlu dönemlerden de geçtiğini ve çeşitli hatalar yaptığını söyleyen Şükrü Baysal, "Sadece desenlerde biraz zorlandım. Toplama desenler oldu, hatalı desenler oldu. Bunları düzeltmenin yoluna gittim. Böyle olunca da tabii biraz daha zor oldu hedefe ulaşmak. Niye? Çünkü elde hiçbir motif yok. Hiçbir usta yok.
Üniversitelere baktığımızda, Geleneksel Türk sanatıyla ilgili ahşap dalında hoca yok. Minyatür var, tezhip var, hat var. Ama ahşap oymacılığı dalında hoca yok. Böyle olunca da ben hep kendi çabalarımla bir yere kadar gelmeye çalıştım. Bazen yanlış yapmış olabiliriz. Bazen bozuk motifler olmuş olabilir ama genelde de beğenilen şeyler çıkarttım ortaya. Ben de beğendim. İnsanlar da beğendi" ifadelerini kullandı.
"Bu işi adam gibi yapacak 10 kişi zor çıkar"
Fizik, kimya ve biyoloji konusunda aldığı eğitimler sebebiyle bu sanatın nasıl yapılması gerektiğini ön görebildiğini vurgulayan Baysal, şunları kaydetti:
"Ben anatomiyi azıcık biliyordum biyolojik olarak. Bunun bir faydası vardı. Bir de desenleri çok çiziyordum. Desenleri çize çize hataları yok etmeye çalıştık. Böyle bir çaba sonunda da bir şeyler oluşturduk. Türkiye'de bu işi adam gibi yapacak olan 10 kişi zor çıkar. Bunun 3'ü, 5'i İstanbul'da, 2-3'ü Kastamonu'da, 2'si Kahramanmaraş'ta, Gaziantep'te, bir tane de ben varım. Öte yandan el işinin karşılığını artık alamıyorsun. Teknolojik aletler çıktı. Bizim elle yaptığımız kadar olmasa da yüzde 70'ini yapıyorlar. Ucuz olunca da piyasa ona doğru yöneliyor. Bu yüzden el sanatları ister istemez yok olmaya mahkum." AA
Kendi çabalarıyla usta oldu
Oymacılığa ilk başladığı dönemlerde zorlu dönemlerden de geçtiğini ve çeşitli hatalar yaptığını söyleyen Şükrü Baysal, "Sadece desenlerde biraz zorlandım. Toplama desenler oldu, hatalı desenler oldu. Bunları düzeltmenin yoluna gittim. Böyle olunca da tabii biraz daha zor oldu hedefe ulaşmak. Niye? Çünkü elde hiçbir motif yok. Hiçbir usta yok.
Üniversitelere baktığımızda, Geleneksel Türk sanatıyla ilgili ahşap dalında hoca yok. Minyatür var, tezhip var, hat var. Ama ahşap oymacılığı dalında hoca yok. Böyle olunca da ben hep kendi çabalarımla bir yere kadar gelmeye çalıştım. Bazen yanlış yapmış olabiliriz. Bazen bozuk motifler olmuş olabilir ama genelde de beğenilen şeyler çıkarttım ortaya. Ben de beğendim. İnsanlar da beğendi" ifadelerini kullandı.
"Bu işi adam gibi yapacak 10 kişi zor çıkar"
Fizik, kimya ve biyoloji konusunda aldığı eğitimler sebebiyle bu sanatın nasıl yapılması gerektiğini ön görebildiğini vurgulayan Baysal, şunları kaydetti:
"Ben anatomiyi azıcık biliyordum biyolojik olarak. Bunun bir faydası vardı. Bir de desenleri çok çiziyordum. Desenleri çize çize hataları yok etmeye çalıştık. Böyle bir çaba sonunda da bir şeyler oluşturduk. Türkiye'de bu işi adam gibi yapacak olan 10 kişi zor çıkar. Bunun 3'ü, 5'i İstanbul'da, 2-3'ü Kastamonu'da, 2'si Kahramanmaraş'ta, Gaziantep'te, bir tane de ben varım. Öte yandan el işinin karşılığını artık alamıyorsun. Teknolojik aletler çıktı. Bizim elle yaptığımız kadar olmasa da yüzde 70'ini yapıyorlar. Ucuz olunca da piyasa ona doğru yöneliyor. Bu yüzden el sanatları ister istemez yok olmaya mahkum." AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.