Kendin olamadığın müddetçe hep kaybedeceksin

Türkiye, 2020 olimpiyatlarını kaybetti. Aslında kaybeden Türkiye veya İstanbul değil, Türkiye'yi yöneten anlayıştı. Olimpiyat oyunları, İstanbul'a neden verilmedi, sorusunun sebeplerini Muharrem Bayraktar abimiz, 9 Eylül tarihli köşesinde ortaya koydu. Ha! Anlayamayanlar için tek soru sorayım; Olimpiyat komitesi, neden nükleer sızıntıyı, biber gazına tercih etmiştir? İşte bu soruya cevap bulduğumuz zaman, kaybedişimizin sebebi de ortaya çıkar?   Ben bu kaybedişe farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Olimpiyat oyunları bize verilmedi. Neden? Çünkü yıllardır biz, biz olamadık. Bunun en son örneği olimpiyatlar için dini bütün iktidarımızın (!) bilgisi, ilgisi, görgüsü ve emriyle hazırlanan reklamdı.Reklama geçmeden önce dini bütün iktidarımız (!) bu reklam için neler dedi, bir bakalım? Erdoğan; "Sunumu yapan arkadaşlar harikaydı... Asıl onlara teşekkür etmeliyiz?Hüseyin Çelik; "İstanbul Olimpiyatlara, Olimpiyatlar İstanbul'a yakışır. Arjantin'den âdil bir karar bekliyoruz."Bekir Boğdağ; "Zira Türkiye; demokrasisi, istikrarı, iyi yönetimi, güçlü ekonomisi, organizasyonları ve İstanbul'u ile olimpiyatları fazlasıyla hak etmektedir."Ömer Çelik; "2020 İstanbul'un hakkıdır!..."Arjantin'e giden yüzlerce kişide iktidarla aynı görüşü paylaşıyor ve olimpiyatlar bize verilecek, diyordular. Verilmedi. Dedim ya! Erdoğan hükümeti, Türk Milleti kavramını diline almadığı gibi Türk kültürünü de yansıtmama gayretinde. Bakın! Bu iktidar döneminde Avrupa şarkı yarışmalarında birincilik dahil önemli dereceler aldık. Nasıl? Türkiye, İngilizce şarkılarla temsil edildi. Yarışmaların en erotik giysilerini bizi temsil edenler giydi. Bu biz değildik. Avrupa'da şaşırdı, bunlar Türk olamaz, diyerek derece verdiler. Kendi, kendimizi inkârı bu olimpiyat seçmelerinde de gördüm. Hükümetin, spor, sanat ve iş dünyasından isimlerin toz kondurmadığı tanıtım filmini defalarca izledim. Tokyo ve Madrit'in tanıtımlarını da izledim. Adamlar tanıtımlarında sadece kendilerini anlatmış. Ya biz! Film müziği Rihanna adlı şarkıcının, kendi diliyle seslendirdiği bir şarkı. Öyle ki bu şarkı, ezanı bastırıyor. Dini bütün iktidarımız alkışlıyor. Bülent Arınç bile tepkisiz?Ayakkabı boyacısı ve seyyar simit tezgâhlarından hemen sonra gökdelenler. Demek ki bu ülkede, sosyal sınıflar arasında koca koca uçurumlar var. Cami külliyesinde kay kay, peşine dönen balerin. Bunlar bizim kültürümüzün objeleri mi? Ya! Smaca giden zenci arkadaş, bu milletin kültürünü mü temsil ediyor?Peki, bu ülkede, ibadete kapalı Ayasofya camiinden başka cami mi yok? Ya, o çocukların Hıristiyan figürlerine hayranlıkla bakması manevi rüşvet miydi? Bu mu Türkiye? Bu mu İstanbul? Bu mu Türk Milleti? Kaybettik. Ama iktidar hiçbir zaman kaybetmez (!). Neden? 11 yıldır kazanılmış bir şey varsa, bu iktidarın akılcı (!) ve sağlam (!) politikaları yüzündendir. Kaybedişler ise bu iktidarı çekemeyen, güçlü Türkiye istemeyenlerin yüzündendir. Öyle değil mi?!!Kaybettik. Nedeni Gizcilermiş. Bu Gezicilerin ruhu Güney Amerika'ya bile gitmiş, gösteriler yapmış ve olimpiyat komitesi bundan etkilenmiş. Ah Geziciler ah. Artık kına yakarsınız herhalde? Kaç gündür "vergi yüzsüzleri" listesinde (belediyeler bazında) ilk sırada olan AKP'li Melih Gökçek'in tepkisi ise ilginçti doğrusu. Gökçek sonuçtan önce twittera şöyle yazdı ; "Bu iş bu kadar. Teşekkürler Başbakanım?"Sonuçtan sonra; "Gezici vatan hainlerinin, Arjantin'de yaptığı protesto orada oy kullanan ülkeleri etkilemiş. Ülkenize yaptığınız kötülüklerle gurur duyun hainler." Yakın da yerel seçim filan mı var?