Kene insanı nasıl öldürür?
Kene insanı doğrudan öldürmez. Ne bir aslan gibi boğazına atlar ne de bir yılan gibi zehrini dişleriyle enjekte eder. O, önce deriye tutunur. Çoğu zaman fark edilmeden, sessizce. Minik ağzındaki çengelleri deriye sabitler ve emmeye başlar. Ama kan emmek onun asıl hedefi değildir. Asıl ölüm, bu temas sırasında başlar.
16.06.2025 10:20:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Ormanın derinliklerinde ya da serin yayla çayırlarında çıplak bir ayak dolaşırken, toprağın üstünde ya da çalılıkların arasında sinsice bekleyen bir canlı vardır: Kene. Gözle zor seçilen bu parazit, avını ne pençesiyle ne de dişiyle öldürür. Onun silahı, taşıdığı mikroorganizmalardır—ve sabırdır.
Kene insanı doğrudan öldürmez. Ne bir aslan gibi boğazına atlar ne de bir yılan gibi zehrini dişleriyle enjekte eder. O, önce deriye tutunur. Çoğu zaman fark edilmeden, sessizce. Minik ağzındaki çengelleri deriye sabitler ve emmeye başlar. Ama kan emmek onun asıl hedefi değildir. Asıl ölüm, bu temas sırasında başlar.
Kene, vücudunda onlarca ölümcül hastalık taşıyabilir. En bilineni ve Türkiye'de korkulanı: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA). Bu virüs, keneyle birlikte insanın damarlarına süzülürken, bağışıklık sistemi henüz tehlikenin farkında bile değildir. Ancak virüs hücrelere yerleştiğinde, adeta içten bir infilak başlar. Kan damarları parçalanır, iç kanamalar oluşur. Gözlerde, deride, iç organlarda durdurulamaz bir bozulma... Hastalık hızla ilerler. İlk başta grip gibi hissedilir ama birkaç gün içinde tablo ağırlaşır: Yüksek ateş, kas ağrıları, bilinç bulanıklığı ve sonra organ yetmezliği...
Bazı kene türleri ise Lyme hastalığı taşır. Ölümcül olmasa da yıllar süren acılar bırakır. Sinir sistemini bozar, kalp ritmini değiştirir, beyin sisine neden olur. Kene bazen felce sebep olur—"kene felci" adı verilen bu nadir ama tehlikeli durumda, ısırık sonrası vücutta ilerleyici kas zayıflığı ve solunum durması bile gelişebilir.
Bu küçük yaratığın gücü, boyutundan değil, taşıdığı mikroorganizmalardan gelir. Vahşi doğa, kimi zaman en büyük tehditleri en küçük bedenlerde saklar. Ve insan, bu tehditleri ancak fark ettiğinde değil; fark etmekte geç kaldığında gerçekten kaybeder.
Kene insanı doğrudan öldürmez. Ne bir aslan gibi boğazına atlar ne de bir yılan gibi zehrini dişleriyle enjekte eder. O, önce deriye tutunur. Çoğu zaman fark edilmeden, sessizce. Minik ağzındaki çengelleri deriye sabitler ve emmeye başlar. Ama kan emmek onun asıl hedefi değildir. Asıl ölüm, bu temas sırasında başlar.
Kene, vücudunda onlarca ölümcül hastalık taşıyabilir. En bilineni ve Türkiye'de korkulanı: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA). Bu virüs, keneyle birlikte insanın damarlarına süzülürken, bağışıklık sistemi henüz tehlikenin farkında bile değildir. Ancak virüs hücrelere yerleştiğinde, adeta içten bir infilak başlar. Kan damarları parçalanır, iç kanamalar oluşur. Gözlerde, deride, iç organlarda durdurulamaz bir bozulma... Hastalık hızla ilerler. İlk başta grip gibi hissedilir ama birkaç gün içinde tablo ağırlaşır: Yüksek ateş, kas ağrıları, bilinç bulanıklığı ve sonra organ yetmezliği...
Bazı kene türleri ise Lyme hastalığı taşır. Ölümcül olmasa da yıllar süren acılar bırakır. Sinir sistemini bozar, kalp ritmini değiştirir, beyin sisine neden olur. Kene bazen felce sebep olur—"kene felci" adı verilen bu nadir ama tehlikeli durumda, ısırık sonrası vücutta ilerleyici kas zayıflığı ve solunum durması bile gelişebilir.
Bu küçük yaratığın gücü, boyutundan değil, taşıdığı mikroorganizmalardan gelir. Vahşi doğa, kimi zaman en büyük tehditleri en küçük bedenlerde saklar. Ve insan, bu tehditleri ancak fark ettiğinde değil; fark etmekte geç kaldığında gerçekten kaybeder.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.